Her ölüm Erken Ölümdür

  Kendisi şair değildi ama iyi bir şiir severdi. Her ayın ilk cumartesi saat 13.30’da gerçekleştirilen GASED’in aylık olağan şiir günlerinde, herkesten önce o gelirdi derneğe. Pek çok arkadaşımız eğer kendisi şiir yazamıyorsa babasının, amcasının, dedesinin yazdığı şiirleri bulup buluşturarak onları okurdu. Bizimki ise utana sıkıla çıktığı mikrofonda, her seferinde Nazım’ın bir şiirini bölüşürdü bizlerle. Hem de ezbere okuyarak… İyi bir Nazım hayranıydı diyebilirdik ona.. Son iki aydır gelmiyordu şiir buluşmalarımıza. Cava’dan aldım haberi. Mahir’in durumu kötüymüş… Duyar duymaz Derneğimizin başkanı Kemal Polat, , Necdet Özaltan, ben buluşup Kavaklıktaki evine düştük. Kapıyı açan olmadı. Komşularından öğrendik, kız kardeşinin evinde kalıyormuş. “Hele arkadaşımızın yeni evini öğrenip bir iki gün sonra geçmiş olsuna gideriz,” dedik. Kapıya bir not yazarak sağlık dileğinde bulundu Kemal Bey. Altına da adlarımızı yazdı. Nereden bilsin Polat başkan, o kağıdı asla göremeyeceğini Mahir’in. Yıllardan beri yalnızlığını paylaşan bu evin kapısından içeriye bile bir daha asla adım atamayacağını… “Her ölüm erken ölümdür” der şair Cemal Süreya. Bizler için de erken ölüm oldu Mahir Bilgili’nin ölümü. Hemen ertesi gün duyduk yaşama veda ettiğini. Var olsun, Özgür Düşünce Derneği Başkanı Abdi bey arabasıyla götürdü bizi cenaze namazı kılınacak olan Acer Mezarlıktaki camiye. Bir çok eski TİP’liyi bu vesileyle görebildik bir arada. Hamdoş, ölümünün son dakikasına kadar başından ayrılmamış, aramızdan ayrılan diğer çok çok yoldaşlarımıza yaptığı gibi. Sitem ettim herkese haber verirken acı haberi benden sakladığı için. Mazeretine teşekkür mü emeli, “Aşk olsun!” mu demeli bilemedim. Üzülmemi, yorulmamı istememiş. Demek ki son yolculuğa çıkacakların başında görüyor beni. Namaz’dan sonra aile gömütlüğüne kadar Özgür Güçkıran götürdü arabasıyla Şahin Ateş’i, beni, vb… Ne çok seveni varmış meğer Mahir’imin. Araba konvoyunun bir başı arkadaşımızın gömütlüğünde, öbür başı Acer mezarlığın kapısında. Toprakla buluşturuldu cansız bedeni sosyalist terzinin. Üstü taşlarla kapatıldı. İstese bile çıkamaz artık oradan. Hoca baş ucunda zeytinin ve hurmanın faydalarını anlatan cenaze suresini okudu Kur’andan. Yakınlarına başsağlığı dilendikten sonra herkes başı önünde otomobiline döndü. Araçlar kente doğru yola koyuldu. Terzi Mahir Bilgili’nin geride kalan sesini duyan olmadı. “Gitmeyin, beni burada yalnız bırakıp nereye!” diyen sesi kendisiyle birlikte yokluğa karıştı. Işıklar içinde uyu Mahir. Bundan sonra ne zaman bir Nazım şiiri duysam, hep seni anacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fevzi Günenç Arşivi