“Oy’um Fatma Şahin’e”

FEVZİ GÜNENÇ

Ketimizde raylı toplu taşımaya geçilmeden önce, ana caddelerde trafiğin yoğun olduğu kavşaklarda sık sık kazalar oluşurdu. Bu kazalarda pek çok can kaybedilmiş, pek çoğu da ağır ya da hafif yaralanmıştı.

Böyle kazalar halen karşımıza heyula gibi dikilmeyi sürdürmektedir.

Bu gerçeği görüp de önlem almak, şimdiye dek hiçbir belediye başkanının aklına gelmemişti. Kim bilir belki de aklına gelmiştir de, “aman sen de”cilikle işi görmezden gelmişlerdir. E, ne de olsa yanan can kendi can değildir.

Hani ne derler, “El, elin yarasını duvar deliği sanır. Aslında öyle değil işte. Bir belediye başkanı halkının hem anası hem babasıdır.  Her kişinin canı onun da canıdır.  Bir yurttaşın parmağı kanasa, kendisinin yüreğinin yanması gerekir. Ama nerde o sorumluluk…

Şimdi raylı toplu taşımaya geçildi. Tehlike daha da arttı. Pek çok yerde görüyoruz: “Ray hattına girmek tehlikeli ve yasaktır” yazı levhalar var. Bu levhalarda yazılara değil uymak, okumak gerekliliğini bile duymaz benim duyarsız halkım.

Yasaklara uyulmayış sonucunda oluşan kazaların önüne geçmek olası değil midir?

Elbette ki olasıdır.

Sorumluluk taşıyan bir yurttaş olmak istemişimdir hep. Kurallara uymayan yurttaşları uyarmaya kalkmışımdır. Karşılığı ise, uyardığım kişilerden zılgıt yemek olmuştur.  Yaya geçitlerinden geçmeyen, ya da yeşil yanmadan geçmeyi beklemek kimsenin umurunda değildir.

Bunu anımsatın o kurala uymayanlardan birine de görün alacağınız yanıtı:

“Saaa ne? Üstüne vazife mi?”

Oysa uygar toplumlarda yurttaşın yurttaşı uyarması kadar doğal bir şey olamaz.

Zamana hiç değer vermeyen halkım, nedense, trafik lambalarında geçiş sinyali olan yeşil ışığın yanması için gereken 30 saniyeyi beklemeden geçmeyi spor sanır.

Can mı değerli yoksa 30 saniyelik zaman mı?

Elbette ki bu kadarcık küçük bir zaman parçası değil tehlike karşısında kurallara uymak. Ama benim çoğunluğu sorumsuz olan halkım, kurallar söz konusu olunca, umursamaz olmayı seçer.

Madem halkım kurallara uymuyor, öyleyse işi yasaklarla, tehlike korkutmalarıyla değil de başka bir yöntemle çözümlemek gerekiyor.

Şu bir gerçek ki, yasakları delmek çoğunlukla ihtiyaçtan kaynaklanır.

O zaman devreye yöneticilerin girmesi gerek. Raylı sistemde olsun, trafiğin yoğun olduğu kavşaklarda olsun ölüm ve yaralanma tehlikesinin önlenmesi için tek çıkar yol alt geçitlerdir.

Bir kentte yapılacak alt geçitler, yurttaşları ölüm ya da yaralanma tehlikesinden korumakla kalmaz. Belediyelere de bir hayli gelir sağlar.

Bu geçitlerin uygun yerlerine yapılacak olan dükkânlardan aylık kira gelirleri elde edilebilir.

Alt geçitler Oto park sorununa da kısmen çözüm getirir. Sanırım kentimizde de bu iş Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin’in iki dudağı arasından çıkacak bir buyruğa bağlıdır.

Bana öyle geliyor ki, kentimize böyle bir hizmeti armağan eden başkanımızın gerçekleştireceği bu hizmet, önümüzdeki seçimlerde kendisine ödül olarak dönecektir.

Eğer Sayın Şahin böyle bir hizmeti gerçekleştirirse kuşkusuz halkımız da duyarsız kalmayacak, günü gelince:

“Bu seçimde oy’um Fatma Şahin’in!” diyecektir. Gelecek zamanlarda da adı bir azize olarak anılacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fevzi Günenç Arşivi