Fevzi Günenç
ŞAHİN BAŞKANA ÖNERİLER FEVZİ GÜNENÇ
Pek akıllı biri değilim ama bir yurttaş olarak gördüklerimi, tanık olduklarını, bunların verdiği fikirleri ilgilileriyle paylaşmaya bayılıyorum.
Paylaşımlarım dikkate alınır mı, alınmaz mı bilemem. Benimki, söyleyeceğim sözümü söyleyerek o sorumluluğu sırtımdan taşımamaktan kurtulmam da az şey değil benim için.
Bugün Büyük Şehir Belediye Başkanımıza birkaç öneride bulunmak istiyorum. Ukalalık ettiğimi düşünürlerse, beni bağışlasınlar.
***
Geçtiğimiz akşam Atatürk Parkı içinde oluşturulmuş bulunan Çocuk kütüphanesindeydik. Saat 18.00… Minik okuyucular kitaplarını okumuş, derslerine çalışmış, evlerine yollanmışlardı.
Şimdi, benim de üyesi olduğum Türkiye Kütüphaneciler Derneği Gaziantep Şubesinin aylık olağan toplantısı yapılacaktı burada.
Kütüphanenin dört bir yanını alıcı gözle izlediğimde hayran kaldım. “Benim kentime işte böyle güzel kütüphaneler yakışır!” demekten kendimi alamadım. Bunu başaran Başkan Fatma Şahin Hanımı da yürekten kutlamayı ödev bildim.
Kendi kendime dedim ki, “Gaziantep’imizi sadece yiyecek içecek yönünden öne çıkartan şenlikler yerine acaba biraz da kültürel etkinliklere yer verilse kıyamet mi kopar?
Bizim Antalya’dan neyimiz eksik? Yıllardır bu kentte kültürel şenlikler düzenlenir. Acaba bizde de benzeri şenliklere yer verilemez mi?
***
Örneğin Türk Diline, özellikle de Gaziantep Ağzına hayat kazandıran bir Ömer Asım Aksoy adına ödül koyamaz mıyız?
Bu düşüncemi, o güzel insan daha hayattayken, kendisiyle görüştükten sonra, zamanın Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı C. Doğan Bey’e iletmiştim. O da “Kültür Müdürüyle görüşün,” demişti.
Kültür müdürü ise önerimi burnunun ucuyla itivermişti. Adamın ne Türk Dilinden haberi vardı, ne de o büyük dilciyi tanıdığı… Nasılsa hasbelkader gelip müdürlük koltuğuna oturmuştu.
Artık aramızda değil artık o güzel dilci Ömer Aksoy. Acaba ardı sıra vefa borcumuzu ödeminin zamanı değil midir? Henüz geç değil. Bu konuya biraz eğilsek mi acaba?
***
Biliyorsunuz Onat Kutlar, bir anarşistin attığı Molotof kokteyli sonucu yaşamını yitirmişti. Arkadaşım Onat da Türkiye’nin gurur duyduğu bir edebiyat adamıydı. Her şeyden önce iyi bir şairdi, iyi bir öykücü, iyi bir senarist…
Aynı zamanda Türkiye’de Sinematek Kurumunun oluşturan ve ve kuruma uzun yıllar başkanlık eden çalışkan bir Gaziantepliydi.
Doğan Başkan bu güzel edebiyatçımızın adını yaşatmak için Gaziantep’e yeni yaptırılan Tiyatronun adını vermişti. İnsan şaşıp kalıyor.
Onat’ı anmak, adını yaşatmak güzel ama bu güzel edebiyatçımızın tiyatroyla hiçbir şekilde ilgisi yoktu ki… Onun adını bir Kültür evine vermek daha çok yakışık alırdı.
***
Yakın bir zaman önce yitirdiğimiz, çocukluk arkadaşım önemli şair Ülkü Tamer…
Ülkemizin gurur duyduğu ve Gaziantep Yöresinin sorunlarını irdeleyen türkü sözleri yazmıştı. Bu sözleri Zülfü Livaneli bestelemişti. Türküleri dünyanın yedi düvelinde kendi dillerinde söylenmişti.
Ülkü Tamer iyi bir şairdi. İyi bir çevirmen, iyi bir tiyatrocu… Çok yönlü bir sanat adamıydı. Gaziantep’imize çok şey kazandırdı. Ona karşı da artı sıra vefa borcumuzu ödesek nasıl olur acaba?
***
Önerilecek konu çok Sayın Şahin Başkanım. Ama hepsi bir küçük köşe yazısına sığmaz. Zaman zaman ukalalık eder, önerilerde bulunursam, bağışlayın lütfen. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.