Finansçı gözü ile Gaziantep sanayicilerine öneriler

Finansçı gözü ile Gaziantep sanayicilerine öneriler

Hüseyin BAL

Mali Uzman / Finansal Analist

Bir önceki yazımda Gaziantep Sanayisi üzerine genel tespitlerimi ve gözlemlerimi yazmıştım.

Bir şehrin sanayi yapısı üzerine eleştiriler getirmek ve gerçek tespitleri yapmak önemlidir ancak daha da önemlisi o şehrin sanayisinin gelişimine katkı sunacak ve eksik/zayıf yönlerini nasıl geliştirecekleri ile ilgili çözüm önerileri sunabilmektir.

Bu yazımda bu şehirde ve bölgede yaklaşık 20 yıl bankacılık yapmış biri olarak yaşadığım tecrübelere ve gözlemlerime dayanarak naçizane görüş ve önerilerimi yazmaya çalışacağım. (Aslında bu tespit ve öneriler, ülkemizdeki ticari faaliyetlerde bulunan tüm şirketler için geçerli olmakla birlikte, burada Gaziantep Sanayicileri özelinde tespit ve önerilerimi sunacağım.)

Sanayi kuruluşlarının/ şirketlerinin aslında dört temel bacağı vardır. Bunları sırası ile; üretim bacağı, pazarlama ve satış bacağı, insan kaynakları bacağı ve finans bacağı olarak sıralayabiliriz.Maalesef şirketlerin bir çoğunda üretim ve satış bacağının dışında insan kaynakları ve finans tarafına çok fazla önem verilmemektedir. İnsan kaynakları tarafında personel müdürlükleri ile büyük oranda çalışanların bordrolarının düzenlenmesi, işe giriş ve çıkışlarının yapılması gibi operasyonel işlemler yönetilmekte, finans tarafında ise varsa finans müdürü, yoksa muhasebe müdürü ile günlük cari işlemlerin takibi, banka işlemlerinin takibi, kredi kullanımlarının ve kapamalarının takibi vb gibi işlemler yapılmaktadır. Yani aslında 4 bacağın ikisi topallayarak yürümektedir. Firma sahipleri, şu ana kadar başarılı olmuş ise, büyümüşlerse ve para kazanmışlarsa bu durumdan pek rahatsızlık duymamışlardır. Oysa ki şu ana kadar başarılı olmak bundan sonra da hep aynı şekilde başarlı olunacağı garantisi vermez. Hayatınızda araba ile hiç kaza yapmamış olabilirsiniz ancak bir defa bir kaza yaparsanız bir defa daha kaza yapma şansınız bile kalmamış olabilir.

Bankacılık hayatımda; küçücük işletmelerin dev fabrikalara dönüştüğünü de gördüm, batmaz denen dev fabrikaların battığına da şahit oldum maalesef ki. Görmüş olduğum onlarca batan firmayı incelediğimde; firma özelinde birçok nedenler olmakla birlikte, firmalar, en çok finanslarını iyi yönetemedikleri için batmaktadırlar ve maalesef ki birçok firma yöneticisi bunun bile farkında değildir. Yani yanlış finans yönetiminden dolayı battıklarını bile bilmemektedirler. Yanlış, planlanmamış ve uzun vadeli projeksiyonu çizilmemiş yatırımlar, en önemlisi yanlış nakit akımı yönetimi, yanlış borçlanmalar, yanlış borç-özkaynak rasyoları, yanlış ve tahsil edilemeyen alacaklar, spekülatif kur işlemleri gibi birçok finans yönetiminin konusu olan yanlış uygulamalar batırmaktadır en çok firmaları. Ör: büyük bir yatırım yapacak olan birçok firma, eğer bir kamu bankası veya yurtdışı bir kreditör istemiyorsa o yatırımın bir fizibilite çalışmasını bile yapma ihtiyacı duymamaktadır.

O halde nelere dikkat etmeliyiz???

-Gaziantep sanaycilerinin (tabik ki hepsi değil) “bu işletmeyi sıfırdan ben kurdum, ben büyüttüm ve bu noktaya getirdim ve emrimde onlarca, yüzlerce kişi çalıştırıyorum. Dolayısıyla ben, her şeyi herkesten da daha iyi bilirim” zihniyetini atıp, her bölümün başındaki uzman/profesyonel yöneticilere yetki ve inisiyatif vermeleri gerekmektedir.

-Finans ve insan kaynakları bacakları mevcutta çok önemli olup önümüzdeki süreçte de önemini arttırarak devam edeceğinden bu bölümlere liyakatlı ekipler oluşturmaları gerekmektedir.

-Tüm yeni yatırımlarının geleneksel emek-yoğun mevcut sektörlerine değil de biraz ar-ge ve inavasyon çalışmaları yaparak katma değeri yüksek daha farklı sektörlere kaydırmaları önemlidir.

-Birçok aile şirketi, yeni nesiller geldikçe anlaşmazlıklar yüzünden bölünmekte ve küçülmektedir. Oysaki bir firma küçüldükçe hem özkaynak yapısı zayıflar hem de rekabet gücü azalır. Tam tersi firmaların bölünmek yerine yeni birleşmelerle büyümesi gerekmektedir. Bu şekilde hem rekabet gücü artacak, hem birim başına sabit maliyet azalacak, hem de piyasa da daha etkili ve piyasa yapıcı bir oyuncu durumuna gelebileceklerdir.

-Liyakat, her kurumda olduğu gibi firmaların da yaşamasında çok önemlidir. Firma sahiplerinin, üniveristede okuttukları çocuklarını, okul biter bitmez getirip firmada üst düzey yönetici yapmaları çok sık rastladığımız yanlışlardan biridir. Aynı şekilde terfilerde ve maaşlarda akraba, arkadaş kayırmacılığı da firmanın önümüzdeki süreçteki başarısını engelleyecek önemli yanlışlardandır.

-Firmaların birçoğunda bölümler/müdürlükler olmakla birlikte o bülümlerin başındaki kişilerin yetkileri yoktur ve inisiyatif kullanamamaktadırlar. Her konuda son sözü patronun söylediği, kararı patronun aldığı firmalarda kurumsallaşmadan söz edemeyiz.

Sonuçta o şirkette patron ve ailesinden değilseniz ünvanınız ne kadar yüksek olursa olsun bir şey fark ettirmiyor. Hal böyle olunca da tüm şirket çalışanları üst olarak sadece patronları görüyorlar.

-Bir finansçı olarak tekrar tekrar söylemek isterim ki; Her firma için önemli olmakla birlikte özellikle sanayi kuruluşları için finans yönetimi çok ama çok önemli bir konudur ve firma sahipleri bu konuya maalesef ki yeterli önemi göstermemektedirler. Nakit akışının doğru yönetilmesi, özkaynak/borçlanma rasyolarının çok iyi ayarlanması, yatırım kararlarının hazırlanmış fizibilite raporları ile çok titiz ve ortak akılla verilmesi, yabancı kaynak kullanımının doğru yönetilmesi ve spekülatif işlemlerden kaçınılması dikkat edilmesi gereken konulardan birkaçıdır sadece.

Sanayici olmak gerçekten özveri isteyen zor bir konudur. İstihdam yaratmak, üretim yapmak, satış ve tahsilat yapmak, rekabet etmek ve günün koşulları gereği kapasite artışı ve teknolojiye yönelik yatırımlar yapmak bu zorluklardan birkaçıdır. Yılların emek ve birikimlerini heba etmek aynı zamanda Ülkemiz ekonomisi için de kayıp olacağından, üretim yapan, istihdam sağlayan her sanayi kuruluşunun ayakta kalması hepimiz için önem arz etmektedir. www.yenicizgihaber.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin BAL Arşivi