Muhammet Hayri
Adı keşke Ramazan olaydı...!
Yayınlanma:
Güncelleme:
Geçtiğimiz hafta yine sıcak ve neredeyse saat başı değişen gündemlerle son buldu, kimi başlıklar ise bu haftaya devredecek kadar önemliydi.
Bu gün bu önemlilerinden sadece bir tanesini ele alacağız sizlerle.
TÜSİAD. (Türk Sanayici ve İşadamları Derneği)
80' öncesinin Hükümet kurup- hükümet deviren, Ülkemizin ekonomik politikalarına yön veren ve bu günün muktedirinin halen dilinden düşürmediği " kuyrukların" ve karaborsanın mimarı olan TÜSİAD.
Hani şu bizim muktedirin "Bi taraf olursanız Bertaraf olursunuz" diye esip gürlediği ve ancak bu azardan sonra hizaya gelen Tüsiad canım.
Yahu 80 öncesi Ecevit' in " Ben bu ülkenin tamamının başbakanıyım, sadece holdinglerin değil" sözüne kızıp da bütün üretimlerini stoklayıp bizleri tüp gaz, yağ ve şeker ile akaryakıt kuyruklarına mahkum ederek hükümetin düşürülmesini sağlayan Tüsiad.
Şu Gayri safi Milli Hasılanın % 80'ini elinde tutan % 5'lik kesimin meslek örgütü var ya.
Otomotivden beyaz eşyaya, mobilyadan tekstile, enerjiden turizme, bisküvi ve çikolatadan patates cipsine ve yetmedi milyonlarca küçük esnafın, mahalle bakkalı ve kasabının işini bitiren devasa AVM' nin sahiplerini bünyesinde toplayan patronlar örgütü.
Milyonlarca kişiye iş veren, ( Emeklerini sömüren ) Türkiye' de yaratılan Katma Değerin ve karın % 80'ini cebe indiren, İnşaatlarında yüzlerce işçinin öldüğü devasa villalarda ve yalılarda yaşayan mutlu azınlığın derneği.
Hani arkalarında onlarca koruma ile gezen, evine gelen misafirlerin bile kimliklerinin sorgulandığı, kendi çocuklarının okuyabilmesi için okullar kuran, bütün pazarları ellerinde tuttukları halde bir gün bile pazara gitmemiş varsılların oluşturduğu kulüp.
On binlerce ailenin geçim kaynağı hayvancılık öldürülürken kendileri binlerce başlık hayvan çiftlikleri kuran, küçücük tarlalarında üretip yaşamlarını sürdürmeye çalışan köylülerin arazilerine "çöküp" modern tarım alanları oluşturan yeni model tarımcıların derneği.
Su havzalarımıza el koyup bizi şişe sularına mahkum eden, GDO (Genetiği değiştirilmiş ürün) lu ürünleri bize satıp kendileri organik ürünlerle beslenen nazik beylerimizin kulübü.
Büyüklerinin her birinin bir (temsilen) milletvekili ile temsil edildiği, yerel yönetimlerde parmak işaretlerine bakarak bize kendi istediklerini seçtiren demokrasi taraftarlarının cemiyeti.
Her seçim döneminde merkez partilerinin kapısında beklediği, aday tespitleri için icazet aldıkları, her partiye kampanyaları için ayrı bütçe ayıran demokrasi severlerin derneği.
Yahu şu devasa plazalarında milyon dolarlık CEO lar çalıştırıp ekonomiye yön verdiğini sanan, örgütlü ve sivil topluma katkı sunan Tüsiad.
Koylarımızı kendilerine özel rıhtımlarla dolduran, çalışmalarından yorulduklarında ultra lüks yatlarına doluşup "mavi turlara" çıkan, onların rotalarına balıkçı teknelerinin bile sokulmadığı saygınlarımızın üyesi oldukları dernek.
Adlarına müzeler kuran, kültür ve sanat faaliyetlerinin (sadece açılış günü) poz vermek için müdavimleri olan, üçüncü dünya ülkelerinin kültür, sanat ve edebiyat ürünlerinin Ülkemize taşınması için sponsorluk yaparak entellektüel geçinen "zübük" lerin derneği.
Ocaklarında yüzlerce madencinin öldü(rül)ğü , tersanelerinde her gün en az bir işinin kazaya kurban gittiği yatırımcıların ve sanayicilerin örgütü.
Hani şu birinci derece sit alanlarına ısmarlama imar değişiklikleri ile havuzlu villalar yaptıran ve ömründe belki de birkaç kez gidebilen doğa sever iş adamlarımızın derneği.
Hala anlatamadım galiba.
Yahu şu gezi eylemlerinde sahibi oldukları otelin kapısını yaralılara açtıkları için tehdit edilip, teftiş kıskacına alındıkları halde geçen hafta TİM (Türkiye ihracatçılar meclisi) ödül töreni sırasında 4 ödül birden (hem de tehdit edenin elinden) alıp rekor kıran KOÇ' ların SABANCI'ların, ECZACIBAŞI' ların, yeni yetme KALYONCU' ların, çarkçı patron DOĞAN 'ların, ihaleci başı CENGİZ' lerin, KOLİN' lerin üyesi oldukları patronlar kulübü TÜSİAD canım kardeşim.
Hani bunların geçen hafta " Sütaş ile ilgili söylentiler Tüsiad' ın itibarına zarar veriyor.Tüsiad çok önemli bir emanet. Zarar gelmesini istemiyorum.Çıkan haberlere sessiz kalamazdım." diye istifa eden Muharrem YILMAZ adında bir başkanları vardı ya.
Çok hassas, temsil ettiği örgütün itibarına saygılı, sırf kendi şirketinin üzerinden adı yıpratılmasın diye kendini feda ettiği, istifanın da bir erdem ve görev olduğu bilincinde olan, bu erdemi korumak ve belki de binlerce erdem yoksununa ders veren bu TÜSİAD başkanının adının MUHARREM yerine RAMAZAN olsa idi acaba önce " Vatan Haini " ilan edilip sonra istifaya zorlanır mıydı acaba diye düşündüm.
Yanılıyor muyum yoksa...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.