4 Ağustos tarihli yerel gazetelerin hemen hepsinde öne çıkan bir kaç haberi (daha doğrusu reklamı) yazalım istedim bu gün. Hemen %80.inde  AKePe' nin  yaptığı gövde gösterisi verilmiş manşetten. Eskisi, yenisi, seçilmişi, atanmışı, gönülden bağlısı, göbekten yamalısı vel hasılı tüm öne çıkan AKePelilerin yer aldığı yemekte çekilen kocaman fotoğraflar süslüyor  "seçkin" gazetelerimizin birinci sayfasını. Başka partilerin Genel Başkanlığını bırakıp AKePe'nin genel başkan yardımcılığına terfi ! eden kimi önde gelenlerin (gerinenler) yaptığı adalet ve hukuk kokan "köklerini kazıyacağız" söylemleri de yer alıyor birinci sayfalarda, aday Erdoğan' a yağan bağışlarda. Köşe yazılarının çoğunda da yine öne çıkan tüm fikirlerde de buram buram yağ kokuları iştahları kabartıyor. Önce kısa bir alıntı yapalım bu "seçkin" gazetelerin birisinin manşetinden;  Ak Parti Büyük bir aile flaş cümlenin arkasından " Birlik ve beraberlik yemeğinde bir araya gelen başta Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, İl Başkanı Ahmet Uzer, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İlçe Belediye Başkanları, Belde Belediye Başkanları, İlçe teşkilat başkanları ve Gaziantep Teşkilatı Yeni bir milatta hazır olduklarını vurguladılar." (Noktasına veya hiç bir harfine dokunmadım) Evet manşet ve alt başlık aynen böyle. Vee sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız konuşuyor: " 10 Ağustos yeni bir milat bu milatta çok önemli bir anlam var. İlk kez 91 yıl sonra ilk kez milletin iradesi ile mühür milletin elinde olarak biz sancısız bir şekilde köşk seçimi yapacağız" dedi. (Gene  harfine ve imlasına dokunmadım.) Bu sözlerle başta Gazi Mustafa  Kemal Atatürk olmak üzere geçmiş 11 Cumhurbaşkanını başka bir gücün atadığını, meşru olmadıklarını anlatmaya çalıştığının bilincinde mi acaba? Devam edelim. "Ak parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,"Paralel denilen  ve ortak ilkelerimizin dışında bu devletin içerisinde hareket etmeye çalışan bu yapının kökünü kazıyacağız" dedi. İlk sayfa haberlerinden inciler bölümünde veriliyor. Yine ilk sayfa haberlerinden olup, genel başkan yardımcısı olan (İlimiz milletvekili ama siz Gaziantep'in sorunları ile ilgili bir tek cümlesini duydunuz mu?)  Hüseyin Çelik' in " Ekmeleddin İhsanoğlu' nun  kendi gücüyle, marifetiyle, şöhretiyle, kabiliyetiyle İslam işbirliği teşkilatının Genel sekreterliğine seçilmediğini" ve neredeyse Sayın Erdoğan tarafından atanmış olduğu anlamandaki konuşmasına ise hiç değinmesek bile olur. Gelelim sayın muktedire yağan bağışlara. Haber "Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası kapsamında adaylara çevreleri tarafından yapılan para desteğinde Başbakan Erdoğan 24 milyon 337 bin tl.ile önde gidiyor. Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın  kampanyasına, bugüne kadar 90 bin 382 kişinin toplam 24 milyon 337 bin 697 lira bağış yapıldığı açıklandı." diye veriliyor. Aslında bu haber çok önemli. Sayın İhsanoğlu'na 2 milyon 130 bin lira, Sayın Demirtaş' a  ise 753 bin 133 lira bağış yapıldığı da birlikte verilmiş. Bizim asgari ücretlilerimiz yememiş- içmemiş para biriktirip Erdoğan'ın kampanyasına  yardımda bulunmuş. Tabi ki bu böyle olmalıydı. Sayın muktedirimiz  seçim çalışmalarını Devletin gider kalemlerinden, örtülü ödenekten karşılayacak değildi ya. Evlatlarının mücevher firmalarının, gemi şirketlerinin vergilendirilmiş kazançlarından ve vakıfların vergiden muaf birikimlerinden de karşılayamazdı. O nun için canını bile  vermekten çekinmeyecek bir seçmen kitlesi var ve bunlar paralarını mı esirgeyecekti. Havuzcu ve ihale vurguncusu yeni yetme müteahhitlerden de bağış kabul etse yarın bunlar sayın muktedirin karşısına dikilip yeni "işler" isteyebilirlerdi. Siz bir bilboard afişinin, bir bez pankartın, tam sayfa gazete reklamlarının ve on binlerce insanın ilden ile, kasabadan kasabaya taşınarak ve dahi onların üzerine gül suları serpilerek yapılan bir mitingin kaça mal olduğunu biliyor musunuz? Bunları nasıl karşılayacaktık  sanıyordunuz? Tabii ki gönülden kopan bağışlarla. Birde " seçkin " basın sayesinde. İşte bütün bir halk bir adayın arkasında böyle durur. (Kısskkaananlaaar çatlaasıınnn)