Ali Koçum
Çerkezler ve Ermeniler Bölüm{3}
Yayınlanma:
Güncelleme:
ÇERKEZLER
Çerkezler kuzey batı Kafkas {Koban }ile Aradenizin Doğu sahillerinden gelmişlerdir.Bunlar pek mutaassıp ve vatan perverdirler.yarım asır kadar bir zaman yaptıkları imitsiz ve neticesiz muharebelerden sonra Kafkasya’nın Rus boyunduruğu altında geçmesi üzerine 1853 senesinde büyük bir topluluk halinde{ 200-300-bin kişi }göç etmişlerdir.Türkler bunları büyük bir memnunlukla kabul ederek bir kısmını Trakya’ya göndermiş geri kalan kısımlarınıda Halep,Adana,Osmaniye,Maraş ve Sivas havalisine göndermiş.Bir kaç gurupda güneye Şam,Tabariye gölü Lut Gölüne doğru geçip gitmişlerdir.Kuzeyin sarı ırkı ile Güneyin esmer ırkının karışmasından meydana gelen Çerkez ırkı pek güzel bir tipe maliktir.Erkekleri uzun boylu ince belli yakışıklı endamlı ve leventtir.Bundan başka iyide binicidirler.Kadınları dahi pek güzeldir.Baba ve dedelerinden miras olarak aldıkları ahlak ve tabiatta adet ve giyinmeler öteki nesillerinkinden pek açık bir surette farklıdır.
Çerkezlerin bu gün pek fena bir lisanları vardır. Henüz kendilerine mahsus bir yazıları yoktur. Edebiyatları rivayete dayanan Tarihi ve kahramanca masallardan ibarettir. Bundan her zaman tercümesi şundan ibaret olan {Ah vatan, Ah vatan! Biz seni unutmayız Biz senden uzaklaştık fakat sen kalbilerimizde saklısın}Eski Kafkas şarkısını temennün ederler.
On beşinci asra kadar Hıristiyan olan olan bu Çerkezler yavaş yavaş İslamlığı kabul etmişlerdir. Fakat bunlar Kürtler gibi dinin maddiyata taalluk eden kısmına önem vermiyorlar.
Bunlar çiftçilikle hayvanlar beslemekle meşgul olurlar. Sanat olarak Saraçlık ve
Dokumacılıkları vardır. Hukuka ve kanuna rivayet etmek bakımından Çerkezler Fransızlar üzerinde iyi bir intiba bırakmışlardır. Kendi arzuları ile Fransızlara hizmete koştular. Ve birkaç kavşak yolunun Asayişini temin için atlı müfrezeler teşkil ettiler.
ERMENİLER
Antep havalisinde Türkler ve Kürtlerden sonra Ermeniler büyük bir yekûn tutar Bunların büyük bir kısmı Antep ve Kilis şehirlerinde otururlar Memleketin sanat ve ticaret sahipliğini ellerinde tutarlar. Ermenilerden pek azı çiftçilik ve hayvan beslemekle meşgul olurlar. Bunlar zeki intizam sever tereddütsüz ve boyunduruğa karşı pek serttirler. Emsalsız ticaret erbabı olduklarına dair kazandıkları şöhret pek doğrudur. Ermenilerin büyük kısmı asırlardan beri Türkler tarafından fena muamele görmüş olduklarından yabancı ülkelere göç etmiştir
Bunlar, Suriyede, Mısır, Fransa ve Amerika’da mühim koloniler teşkil etmişlerdir. Bu koloniler önemli gelir kaynaklarına malik kuvvetli cemiyetler tarafından himaye edilmektedir.
Müslümanlar tarafından her zaman top yekûn öldürmeye maruz bırakılmış olan bu Ermeniler sefaletlerini hisseden bütün medeniyet dünyasının ve hele öç aletleri olarak gördükleri Fransa’nın kendilerine şev kat merhamet eserleri göstermesini sağladı Bunların Türklere karşı olan kin ve düşmanlıkları pek derin ve vahşidir. Bununla beraber gerek ticaret gerekse sanayi hususunda Türkler ve Ermenilerin birlikte çalıştıklarıda görülür. Türklerin Ermenilere karşı olan düşmanlığı yine büyüktür. Bu garez yumuşak ve dostça bir şekilde gelişir.Topyekun öldürmesiyle sürgün etmek başlayınca bu yüze göre dostluk ortadan kalkar.
Antep Ermenileri adetlerini lisanlarını kayıt ve tespit edilebilen edebiyatlarını muhafaza etmişlerdir. Bununla beraber Türkler Türkçe lisanını bunlara mecburen öğretmişlerdir.
Ermeniler din bakımından KatolikGreguar,{Büyük bir kısmı} pretastan olmak üzere sınıflara ayrılır. Her sınıfta kendilerine mahsus papaları olup aralarında pek az bir bağ vardır.
Sosyal hayata geçince sözü geçen çeşitli sınıflar umumi menfaatlere ait meselelerde aralarında teşkil edilen cemiyetleriyle birbirleriyle temas halindedir Bununla beraber Antepten diğer şehirlere göçe mecbur olanlar Hemşerileri nezdinde iyi kabule ve yardıma mazhar olmadılar
Bütün Ermenileri aynı vatanda toplamak hususunda gösterilen ve gerçek olmaktan ziyade yüze göre olan milli emeller ile beraber yapılan teşebbüslerde başarı ile sonuçlanamadı.
Birçok aydın Ermeniler sanat ve ticaret erbabı olmalarından dolayı tema men ermelilerle meskûn bir memleketin meydana getirilemeyeceğini itiraf ediyorlardı.
Ermeniler üzerinde bir manda kabulü hususunda büyük hükümetlerin az bir ilgi göstermesinin
Bundan ileri geldiği şüphesizdir. Ermeniler yaradılışta muharip değildir. Böyle olmakla Ermeni milli alayında hizmet etmek için her zaman şiddetli arzu gösterilirdi. Bu alaydan başka 1920 senesi Nisanda Antep’te teşekkül edipte tutunamayan şöyle böyle 150- mevcutlu ermeni müfrezesi büyük cesaret ve tam bir fedakârlıkla Fransızlarla yan yana devamlı savaştı.1919 senesinde Antep’te sakin yabancılar oldukça önemli bir toplam tutan Amerikan ve İngilizler ve birkaç Rum ile iki İtalyan dan ibaretti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.