BAY ŞAFAK ÖYKÜLERİ -12

BAY ŞAFAK ÖYKÜLERİ -12   Gazocağının fiyatından sonra sıra yakıtı sormaya geldi. “Bu değirmenin suyu nereden geliyordu? Hak taaladan mı doluyordu gazocağına enerci? Yoksa bunun yanmasını sağlayan gizel bir şey mi vardı?” Evet, vardı. Peki, bu şeyin adı neydi? Nereden alınıp satılırdı? Pahalı mıydı? Dayım paha konusuna da değinmedi ama yakıtı anlattı. “Gazocağını yakan, içine konan gaz yağıdır.” Hamo’nun kamyonu nasıl ki benzinle çalışırsa, bu da benzin gibi bir şeyle, yani gaz yağıyla çalışırdı. “Aman ha, yarın bir gün bir gazocağı sahibi olursanız, sakın ha içine benzin koyup yakmaya kalkmayın. Zira benzin bu ocağa göre değildir. Gazocağını benzinle yakmaya kalktığınızda hem kendiniz yanarsınız, hem eviniz yanar. Hatta belki bütün köy bile yanar.” Topluca bir “Abooo!..” daha çekildi bu bilgiye. Yarenlik edenler oldu. “Madem yağla çalışıyor Şafak ağa, gaz yağı bulamazsak içine tereyağı koysak çalışmaz mı?” Dayım çok keyiflenmişti. Gülüyordu. “Olur olur…” dedi. Buna İpsiz Ali’den özge kimsecikler inanmadı. O gece, herkes düşünde gazocağını gördü. Herkesin bir gazocağı vardı artık. Düşünde gazocağını görmeyen bir tek Gülüş’tü. Uyuyamıyordu ki düş görsün. O, gazocağını düşünde değil, evinde görmek istiyordu. Gülüş, gece yarısı uykusunun en tatlı yerinde kocası olacak İpsiz’i sarsarak uyandırdı. “Uyan hele İpsiz uyan! Uyumanın zamanı mıdır?” “Ne var kadınım?” “Ne edeceğiz biz bu gaz ocağını?” “Gaz ocağımız mı var ki ne edelim?” “Yani nasıl edeceğiz de edineceğiz bunu.” “Şeyini devir de yat. Edinemeyeceğiz nasıl olsa.” “Edineceğiz!” Gülüş ’ün sesi o kadar sert, öylesine kararlı çıkmıştı ki, yerinden fırlayıverdi İpsiz. “Delirdin mi sen kız? Nasıl edineceğiz?” “Orasını sen düşün. Edineceğiz…” “Senin saklı gizli gömütün var galiba.” “Benim yok da senin var.” “Tövbe vallaha. Ölü bir sineğim bile yok.” “Var var… Düşün hele.” “Boşuna kafamı yordurma bana. Yok işte. Meteliğim yok.” “Meteliğin yok ama marifetin var.” “Ne marifetim varmış bakalım, benim bilmediğim öyle?” “Sen istersen tereyağından kıl çeker gibi becerirsin bu işi?” “Nasıl becerirmişim?” “Düşünürsen bulursun.” Marifetinin ne olduğunu uzun uzun düşündü İpsiz. Aklına bir tek çözüm geliyordu ama onu da elinin tersiyle kovuyordu hemen. “Nedir o kişleyip durduğun İpsizim…” “İpsizim mi olduk şimdi? “Sonunda aklına geldi marifetin.” “Ben yapamam o işi.” “Yaparsın!” “Bu köyde şimdiye dek kimse yapmamış. Ben de yapamam, yapmam.” “Yaparsın. Hem de aslanlar gibi yaparsın. Eğer yapmazsan, bu evde, bu yatakta yatmayı, burada kurulacak sofradan ekmek kapmayı düşünde görürsün.” Öf be! Amma sen ultumatomdu bu ha! “Tamam tamam…” dedi yeniden uyuyabilme umuduyla. Eh, artık Gülüş de uyuyup gazocağı düşünü görebilirdi. *** Ertesi gün gazocağı sır oldu. Kim aldı, nasıl aldı kimsenin aklı eremedi. Fazla üstüne de düşmedi Şafık dayım. Bir yenisini alırdı artık. Hatta köyde küçük bir bayilik bile kurabilirdi. Az bir komisyon karşılığında isteyenlere gazocağı satabilirdi.       BİTMEDİ    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fevzi Günenç Arşivi