Bağır Bağır Bağırıyorum!

Nazım ustamızın “Kerem Gibi” şiiriyle yazıma başlamamın bin redeni var. Ben de, ustamızdan aldığım ilhamla  sizi kurşun eritmeye çağıracağım. Aydınıyla, işçisiyle, köylüsüyle, esnafıyla, öğrencisiyle bu kurşunu eritmeyi başarırsak, ülkemizi kurtarabileceğimize inanıyorum. Eriteceğimiz kurşunun adı “Köy Enstitüleri.” Önce dünya şairi Nazım ustamızın şiirini bir kez daha birlikte okuyarak güç kazanalım: “Hava kurşun gibi ağır!! Bağır bağır bağır bağırıyorum. Koşun, kurşun erit-meğe çağırıyorum...   O diyor ki bana: — Sen kendi sesinle kül olursun ey! Kerem gibi yana yana...   «Deeeert  çok, hemdert  yok»   Yüreklerin kulakları sağır... Hava kurşun gibi ağır...   Ben diyorum ki ona: — Kül olayım Kerem gibi yana  yana. Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa..   *** Önce Halkevlerimizi kapattılar. Oysa Halkevlerimizde okuma-yazma öğreniyordu bilmeyenler. Bilenler, zengin kütüphanesinden bililerini artırıyordu. Sonra sıra Köy Enstitülerine geldi. Üç buçuk oy fazla alabilmek için kıydılar bu düyanın en güzel eğitim sistemini ülkemize kazandıran kuruma. Köy Enstitülerini bitiren öğretmenler, köylerine dönüp görevlerine başladıklarında, artık o köyün çocuklarına okuma-yazma, bilgi öğreticisi olmakla kalmadılar. O köyün örnek çiftçisi oldular. Demircisi, marangozu oldular. Ama bu ülkede bilgiili öğreticiye ihtiyaç yoktu. Bu ulus köle olarak doğmuştu, sürekli olarak da ağaların kölesi olarak kalacaklardı. Politikacılar ağalarla el-ele tutuştular. Köylümün hep köle kalması için gerekeni yaptılar. Köy çocuklarına aydınlığın ışığını saçan yolu kapattılar. Köy Enstitülerini kapattılar.   *** Aradan uzun yıllar geçti. Köy Enstitüleri kapatıldı ama ölmedi. O kuruluşun ruhunu öldürmeye hiçbir politikacının, hiç bir köy ağasının gücü yetmeyecekti. Şimdi, Nazım ustanın şiirinden aldığım güçle, bu ülkenin tüm aydınlarına sesleniyorum: Gelin el ele verelim. Köy Erstitüleri ruhunu diriltelim! İşe, “Köy Enstitüleri Yaşatma Dernekleri” kurarak başlayabiliriz. Var mısınız? Ben varım! 81 yaşında ihtiyar bir yazar olarak, kendini 18 yaşında bir delikanlı gibi dinç hissederek,  Köy Enstitüleri bayrağını en önde taşımaya hazırım. Eğer yurdunu, ulusunu seven insanlarsanız ben de varım! demelisiniz. Ben bu işin peşini bırakmayacağım. Siz de bırakmayınız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fevzi Günenç Arşivi