Futbolu tüm dünya gibi çok seviyoruz, ancak futbolun son yıllarda bizde artık pek tadı tuzu yok. Taraftar oynanan oyundan zevk almıyor, heyecan duymuyor. Stattaki futbol heyecanından çok dışarıdaki futbol dışı konular daha önde . Durum böyle olunca da takımların taraftarları seyretmek için statlara koşmuyor, dolayısıyla da  tribünler dolmuyor . Avrupa kupalarında takımlarımızın başarısı yıllardır yok, milli takımlar seviyesinde ise bulunduğumuz torbadan bu sene bir alt kategoriye düştük . Gazetelerin ve televizyonların spor programlarında verilen haberler ve yorumlarda oynanan oyun, kalite, futbolun görselliği ve şov tarafı ikinci planda kalıyor . Dedikodu, mali sorunlar, kavgalar, başarısızlıklar, içi boş eleştiriler ön planda. Oysa ki naklen yayın ve diğer gelirlerle arttırılan kulüp bütçeleri bu katkıya karşın yine de sürekli sorun yaratıyor . Süper ligdeki takımların borçları yüzlerce milyon avronun üzerinde .  Transfer yasağı olan çok sayıda kulüp var . Futbolun doğru yönetilmediği, ulusal ve kulüp takımlarımızın FİFA ve UEFA sıralamalarındaki yerleri ve içine düştükleri mali çıkmazlarla net belli . Geçen hafta oynanan bir maçtan sonra galip gelen takımın hocası, rakip takımın hatalı sayıda yabancı oyuncu bildirmelerini fark ettiklerini, ancak uyarmadıklarını söyledi . Buradan şu anlam çıkarılabilir; yenilseler  itiraz eder ve mağlubiyete rağmen galip gelebilme olasılığını hesaplarlardı . Futbol kazanmak üzerine kurulu olan bir oyun, diğer tüm sporlar gibi . Aslına bakarsak günümüzde kazanmak, başarmak, en iyi olmak hayatın en önemli olgusu . Geride kalma ve asla  kaybetme .. Bu çocukların ve gençlerin beynine kazınıyor . Kazanmak, önde olmak her şeye rağmen mi olmalı ? Maçın oynandığı o gün bunları söyleyen ünlü teknik direktör, rakip takımın hocasına ; “yanlış sayıda yabancı oyuncu listesi verdin, bunu düzelt yoksa kazansan bile hükmen mağlup olursun” deseydi ne olurdu ? Ne mi olurdu ? Etik ve ahlaki değerlerin paradan, birinci olmaktan, başarıdan çok daha önemli olduğu, çocuklara, gençlere ve toplumun tüm katmanlarına gösterilirdi . Keşke bunu hayatın her alanında yapabilsek, çünkü çok ihtiyacımız var . Yanı sıra futbol daha çok sevilirdi. Belki de tribünler dolu, statlar konuk takım taraftarlarına da açık olurdu . Kazanan, başaran, birinci olan biz olurduk .