Fevzi Günenç
Tek başıma Taksim’de
Yayınlanma:
Güncelleme:
SUYA DAMLALAR/FEVZİ GÜNENÇ
Tek başıma Taksim’de
Yarın 1 Mayıs. Sabah erkenden Taksim’de olmak gerek. Devrimci İşçi Sendikaları egemenlerle uzlaşmış olsalar bile ben tek başıma orada olacağım.
Ne var ki yol param yok. Olmasın. Tefecilerin yerine türeyen bankaların faiz tuzağına düşmüşlerdenim nasıl olsa, halkımın yüzde 90’ı gibi… Bebek olmasalar onları da borçlandıracak bankalar.
“Battı batakçı malı” diyerek kartımdan çekip uçak bileti alıyorum. Bende yükseklik korkusu oluştu son zamanlarda. Buna rağmen umursamıyorum. Anadolu’mun kıraç, bor, taşlık, kayalıklarına gökten bakıyorum.
35 Yıl önce de geçmiştim bu yoldan. O zaman da böyle kıraçtı dağlarım, düzlüklerim benim. Kaç hükümet geldi geçti. Dağları ormanlaştırmadı hiçi biri de.
Çiftçim, köylüm açlıktan inim inim inlerken avuç içi kadar toprağı çok gördük onlara. Bu yüzden hala kıraçtır topraklarım.
İstanbul’dayım. Boğaziçi’ni istila eden ayrıcalıklı baronların yapıları süslüyor sahillerimizi. Bir de, yoksul halkımın kanıyla canıyla oluşturduğu, yıkıma her an hazır gecekondu mahalleleri.
Taksim’deyim. İn cin top oynuyor burada. Egemenlerin ulusal bayramlarımız gibi yok edemedikleri Çiçekçi Romen kadınların birinden 37 karanfil almak istedim. Ama o kadarına gücüm yetmedi. Bir taneciğiyle yetindim. Karanfilimi alıp Taksim anıtına bıraktım.
Elimde son yayınlanan “Mayıs Şarkıları” adlı kitabım var. Gaziantep’te ADD, VP, ÖDD 1 Mayıs’ta imza günü için söz vermişti. Söz verenleri ara ki bulasın.
Açıyorum kitabımın sayfalarını. Rastgele bir bölümde yer alan şiirlerden dizeler okuyorum, olmayan dinleyenlerime yüksek sesle.
“Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından
Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler
1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı”
***
“Hayat denilen kavgaya girdik
Çelik adımlarla yürüyoruz
Biz bu karanlık yolun sonunda
Doğacak güneşi görüyoruz…”
***
“Dağları aşıyor, bak yakınlaşıyor
Bu bir rüya değil, bu bir hülya değil
yıldızıdır kurtuluşun…”
***
“Fabrikalarda biz, tarlalarda biziz, biziz hayatı yaratan
Din farkı bilmeyiz, dil farkı bilmeyiz, sanki doğduk bir anadan…”
***
“Bayrağını yükselt, daha daha yükselt, yükselt bayrağı yukarı
Bu güne vuralım, yarını kuralım, kaldıralım sınıfları.”
***
“Deli misin sen amca?” diye soruyor iyi niyetli bir polis memuru.
Öfkem burnumda.
“Deliyim!” diyorum. “Hem de zır deliyim. Deli olmayan da adam mı şu günlerde?”
Başını sallayıp uzaklaşıyor yanımdan memur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.