Mehmet İletmiş

Mehmet İletmiş

  KIŞIN YEDİĞİN HURMALAR…

Geçen hafta yazımda iki etkinliğe katıldığımı ve gözlemlerimi aktarmış, hafta içerisinde 1 Mayıs kutlamalarına katılacağımdan söz etmiştim. Olmadı, 1 Mayıs kutlanamadı kentimizde. Eşimle birlikte hazırlanıp çıkmak üzereydik ki telefonum çaldı. Telefonun öteki ucundaki Serkan kardeşim çok telaşlı ve kaygılı bir sesle nerede olduğumu sordu. Erken çıkacağımı biliyordu çünkü. Çıkmak üzereyim der demez        “ Abi, Demokrasi meydanını patlatmışlar” deyip kapattı telefonu. Sağı solu aradım hemen. Daha haber kanallarına düşen bir bilgi yoktu. Dostlardan haber almaya çalıştım. Saat 9.20 civarı bizim patron Bekir’den öğrendim doğrusunu.” Emniyet müdürlüğüne saldırmışlar” dedi. Lütfen yukarıdaki cümlelerimi tekrar okuyun. Biri patlatmışlar diyordu. Öbürü saldırmışlar. İkisinde de fail belirtilmiyor ama duyulan nefret duygusu ve ses tonu anlaşılıyordu. Eşime evde kalmasını söyleyerek aceleyle çıktım. Zaten 1 Mayıs kutlamalarının iptal edildiği bilgisine de  ulaşmıştım. Merkeze bağlanan bütün yollar bariyerlerle kapatılmıştı. Aracımı bulduğum en yakın yere park edip olay yerine doğru hızla geldim. Yaklaşık 200 metre mesafede patlama yerini görüntüleyebilmek için çalışan bir yabancı ajans mensubuna hakaretler yağdıran bir gurup meraklı kalabalıkla karşılaştım. Sanki olayın faili bu basın mensuplarıymış gibi saldırmaya hazır bir haldeydiler. Araya girdik. Neyse ki ciddi bir saldırıya dönüşmeden orada bulunan polislerin yardımı ile sakinleşmelerini ve dağılmalarını sağladık. Patlama noktasına yaklaşık 40 metre mesafede bir yere gelerek hem bilgi alabilmeye hem de gözlem yapmaya çalıştım. Görülen manzara gerçekten korkunçtu ve insanım diyen herkesin tüylerini ürpertecek boyuttaydı.  Arkadaşlarını kaybetmiş onca polisin vakur ve sağduyulu tavrını gerçekten taktir etmem gerekir. Sakın yüzlerindeki acıyı ve gözlerindeki nefreti görmediğimi sanmayın. O açıdan da olabildiğince insani bir tavır içindeydiler. Şimdi olay yerinde gördüklerimden daha fazla söz edecek değilim. Ben olayın niye böyle bir yerde olduğuna, bu noktanın niye seçilmiş olabileceğine dair kanaatimi anlatmak istiyorum. Aylardan beri Gaziantep polisi IŞİD canilerine ait hücrelerin tespiti, takibi ve yakalanmaları hususunda titiz ve dikkate değer çalışmalar yapıyordu. Bir çok elemanı gözaltına alınan ve neredeyse bir çok hücresi deşifre edilen bir örgütün böyle bir teşkilatı hedefine koyması kaçınılmazdı. Hedef tamda bu noktadan önem arz ediyor bana göre. Üstümüze gelmeyin diye göz dağı verilmek isteniyor. Evet, Siyasal iktidarın daha şimdilerde terör örgütü diyebildiği ve koruyup kolladığına dair bir yığın spekülasyonun ortada döndüğü bir ortamda bir ilin emniyeti bunca çaba göstermiş ve onca elemanını deşifre etmişti. Yıllardır gerek yerel basın gerekse yaygın basın tarafından uyarılan siyasal iktidarın görmezden geldiği bu caniler güruhu en ağır darbeleri bu kentin polisi tarafından almıştı. Şimdi buradan itibaren bir öngörümü daha paylaşmak istiyorum. Eğer siyasal iktidar topyekun bir şekilde bu cani örgüte karşı önlemler almazsa, ülkemiz sınırlarından ve imkanlarından yararlanmasının önünü kesmezse kentimiz bu cani örgütün hedefi olmaktan çıkarılamaz. Hangi il emniyeti bu örgütün üzerine giderse o il saldırıların yeni hedefi olmak zorunda kalır. Kaybedilen canların, yaralanan insanların ve o kentin sosyal ve ekonomik hayatının alacağı her darbenin sorumluluğu ise siyasal iktidarın yakasında yapışır kalır. Öyle hamasi nutuklarla, yaralar sarılacak söylemleriyle bu işin sorumluluğundan kurtulamaz. Sahi aklıma bir soru geldi. Acaba geçmişte yaşadıkları kimi gizli kapaklı işlerin ortaya çıkmasından çekinildiği için mi bu örgütün üzerine gerektiği gibi gidilmiyor? Eğer bu soru doğru su içinde barındırdığı cevapla birlikte ele alınırsa daha vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir. Son üç ay içinde 19 insanı öldürülen Kilis ile birlikte Gaziantep’i de IŞİD ‘in hedefinde bırakacak kadar bir aymazlık içinde devam edilirse daha beter günleri yaşamamız kaçınılmazdır. Umarım siyasal iktidar aklını başına alır, iç ve dış politikalarını yeniden yapılandırır. Yoksa olan ölenlerimize, yaralılarımıza, ekonomisi çöken kentlerimize olur. Ve bizde çıkar iktidar mensuplarına başlıktaki gibi sesleniriz…    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet İletmiş Arşivi