Mehmet İletmiş
HAYIR’ LI BİR GELECEK…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Eyvah. Yanlış başlık attım. Şimdi bizim patron beni işten atacak. Zaten her hangi bir ücret almadan yaptığım bir işim vardı oradan da kovulacağım. Eyvah ki eyvah…
Değerli dostlar bizim patron Bekir’ i iyi tanıyan ve nazı geçen biriniz yardımcı olun bana lütfen. Bu HAYIR ‘lı başlığı boşboğazlığımdan attığımı anlatın ona. Kıymasın benim gibi bir garibana. Bir Hayır’ lı dostum çıkar diye umut ediyorum.
Evet, dostlar. Bir referanduma doğru sürükleniyoruz. Adil ve demokratik bir biçimde sürdürülecek bir kampanya olmasını bekliyorduk. Gerçi böyle bir beklentinin beyhude olduğunu çok kısa bir zamanda gösterdiler bize. Evet demek alabildiğine serbest. Hayır demek suç. İlk olarak işinizden olmanıza sebep olabiliyor. Daha başka şeylere de sebep olacak gibi görünüyor.
Mesela Hayır diyenler PKK lı, FETÖ cü, Bölücü gibi yaftalar ile karşı karşıya. Şimdi ben hayır diye oy kullanacak bir vatandaş olursam hemen böyle yasadışı bir örgütün üyesi diye içeri alınabilirim. Yargılanır, sorgulanır ve hapse bile girebilirim. Çünkü Hayır diyenleri haşmetli yöneticilerimiz kategorize ettiler bile.
Gerçi böyle bir durumda savunma yapmak çok kolay. Yahu kardeşim siz iki seçenekli bir pusula ortaya koydunuz. Bizim fikrimizi almak istediniz. Bizde böyle bir durumda Hayır seçeneğini oyladık. Zaten Devlet teröriste oy pusulası uzatarak fikrini almaz diye düşündük der işin içinden sıyrılmaya çalışırız.
Nasıl ama. Savunmamız çok kısa ve çok net değil mi?
Ey benim haşmetli yöneticilerim. Elinizdeki yetkileriniz yetmedi, aştınız. Aştığınız yetkiler bile yetmedi daha fazlasını istiyorsunuz. İstediğiniz yetki öyle az bir şeyde değil hani. İsterse tek başına savaş kararı bile alabilinecek bir yetki. Yargının, ordunun, maliyenin, eğitimin ve sağlığın tek bir kişiye devredildiği bir yönetim biçiminden söz ediyoruz.
Gerçi siz bunu anlatırken “vesayet odaklarından” kurtulmak diye tanımlıyorsunuz ama benim bu kalın kafam pek almadı. Meclis vesayet odağı, Yargı vesayet odağı, ordu vesayet odağı, bürokrasi vesayet odağı, her bir bakanlık ayrı bir vesayet odağı. Peki, bütün bunlardan kurtulduk. ” Tek adam” doğrudan doğruya bir “vekâlet” odağı olursa ne yapacağız.
Şimdi hiç olmazsa sorumluluğu paylaştıracağımız, gerektiğinde hesap soracak bir yargı kurumunun bulunduğu bir durumdayız. Bizim adımıza soru soran, gerektiğinde Meclis araştırma ve soruşturma komisyonları marifetiyle engellenebilecek uygulamalar var. İhtiyaç hâsıl olduğunda tartışmalar yapılan bir Parlamentomuz var. O vesayet odağı dediğiniz bütün kurumlar bile tek bir kişiden oluşmuyor. Yaptıkları doğrular da yanlışlarda birden fazla insanın konuşarak aldıkları kararlar ile mümkün.
Beni zorlayarak ve korkutarak getirmeye çalıştığınız sistemde ise karar verici tek kişi olacak. Her zaman doğru insanı bulabilme garantisi yok. Doğru insanı bulsanız bile her zaman doğru kararlar verme garantisi yok. Ruh halinin ve vicdanının ömür boyu iyi işleyeceğinin garantisi yok. Aldatılmama garantisi yok. Hesap verme garantisi yok. Hesap soracak herhangi bir merciin varlığının garantisi yok. Yanına seçeceği yardımcılarının içimize sinip sinmeyeceğinin garantisi yok. Yok. Yok. Yok.
İş güvencemizin garantisi yok. Sermayenin güvenliğinin garantisi yok. Düşünce özgürlüğümüzün, örgütlenme özgürlüğümüzün garantisi yok. Yani birey olarak yapabildiğimiz hiçbir şeyi yarın yapabilme garantisi yok.
Bunun emarelerini ise zaten şimdiden görmeye başladık. Hayır diyenlerin Hain ilan edildiği, teröristlikle yaftalandığını görmeye başladık. Evet’ çiler adına konuşmaya başlayan her yetkiliniz söze “milletin hakemliğine güveniyoruz” diye başlıyor. Ama Hayırcıları istediği gibi suçlamaya devam ediyor.
Evet propagandası yapmak için devletin tüm olanakları kullanılırken, Hayır kampanyası yapmak isteyen herkes suçlu ilan ediliyor. İnsanlar gözaltına alınıyor, topluluklara gazla müdahale ediliyor. Çalışan kesimler işten atılma tehditleri alıyor ve hatta işten atılıyor.
Yani işin özü; biz şu aralar Millet meclisinde alınmış bir karar ile oyumuza başvurulan bir referandum da bile özgür düşünmekten dolayı korkutulan bir durumdayız. En demokratik ve Anayasal hakkımızı bile baskı altına almaya çalışan bir sistemin istediğini elde etmesi halinde nelere muktedir olacağını iyi görmek zorundayız.
Neyse, bizde işi milletimize havale ediyoruz. Onların aklına ve vicdanına güveniyoruz. Bu referandumun “HAYIR” lara vesile olması dileğiyle hepinize HAYIR lı bir gelecek diliyorum…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.