Tarım Ülkesi Olmak

  Günümüz dünyasında ülkeler; gelişmiş, gelişmekte ve az gelişmiş ülkeler olmak üzere üç ana grupta incelenmektedir. Türkiye de bu kategorizeye göre gelişmekte olan ülkeler arasında yer almaktadır.   Gelişmekte olan ülkelerin ise bazı temel özellikleri şunlardır; büyük ölçüde tarıma dayalı bir ekonomi, sınırlı seviyede ve dışa bağımlı sanayi, ithalatı ihracatını dörde beşe katlayan bir ticaret sistemi ayrıca eğitim, kültür, sanat, sağlık, spor ve istihdam gibi konularda gelişmiş ülkelere nazaran ortalamanın çok çok altında bir ülke.   Tarımın bir ülkede gelişmesi ise; tarımsal teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, tarımsal olarak tohum ıslah çalışmalarının en modern şekilde yapılarak çiftçilere destek verilmesi, tarımla uğraşanların mutlaka ama mutlaka tarım konusunda sürekli eğitime tabi tutulması ve tarımla uğraşanların devlet tarafından desteklenmesi şarttır. Eğer bunlar olursa o ülke tarım ülkesi olur ve ben tarım ülkesiyim diyebilir.   Tarım ülkesi olmak için tarım yapan insanların teşviki aynı zamanda tarımla uğraşan insanların refahı söz konusu maalesef bunları yaşadığımız ülke için söyleyemeyiz. Yakıttın bu kadar pahalı olduğu yerde tarımla uğraşan her kimin ağzını açarsanız tonlarca sorun ve şikayet işitirsiniz. Hal böyleyken tarım ülkesiyiz demek ne kadar uygun bilemiyorum.   Tam tersi tarım ülkesi olan Amerika, Fransa, Hollanda örneğine bakalım ARGE çalışmalarından tutun eko teknolojik ve tarım teknolojilerine bakın anlarsınız tarım ülkesi olmanın ne olduğuna .   Türkiye artık ‘tek kullanımlık’ hibrit tohumları bağımlılığını yaşıyor. Yerli firmaların tohum ıslah çalışmalarına ayıracak kaynakları olmadığı için tohum ithalatına yılda 100Milyon$ harcanmaktadır. Türkiye ileri laboratuar teknolojileri ile tohum üreten ABD, İsrail, Fransa ve Hollanda gibi ülkelerden hibrit tohumu ithal ediyor.   Bir ülke düşünün ki yaklaşık 42 bin kilometre kare ile Konya şehri büyüklüğünde. Avrupa’nın en küçük ve en yoğun nüfusuna sahip olan Hollanda’nın tarım alanları Türkiye yüzölçümünün yedide biri kadar ama 2014’te gerçekleştirdiği tarımsal ihracat 80.7 milyar Euro (90 milyar Dolar) seviyesinde. Belki de ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci tarım ihracatçısı olması, Hollanda’nın tarım konusu açıldığında gündeme gelmesinin ana sebeplerinden birisi. Peki, biyoçeşitliliğin Avrupa'da en az olduğu ülke konumundaki Hollanda nasıl oldu da kıt kaynak ve zor şartlara rağmen tarımda böyle bir ekonomik güce, kapasiteye ulaştı? Bugün, tarım ve bahçe bitkileri sektöründeki işletme sayısı 65 bini aşan Hollanda'nın sadece en büyük 5 tarımsal ihracat ürününün toplam değeri 34.8 milyar Euro'yu buluyor. Hollanda, süs bitkileri ve sebze ihracatında dünya lideri, et ihracatında dünya dördüncüsü, süt ve süt ürünlerinde dünya üçüncüsü, sıvı ve katı yağ ihracatında ise dünya dördüncüsü.   Peki, biz tarım ülkesi miyiz?              

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Balcan Arşivi