Kazanacağız mutlaka kazanacağız..

  Türkiye genelinde Kesk’ e olan yönelim ve operasyonlar, emek cephesinden muhalif olan kişilerin açığa alınması tamamen hukuki olmayan siyasi olarak alınan kararlardır. Biz bu alınan kararların çoğunun ileride Türkiye’ye çok ağır külfetlere mal olacağını düşünüyoruz. Sendika genel merkezlerinden alınan kararlar çerçevelerinde grev ve eylemlere katılmanın  suç olmadığını ayrıca suç ve disiplin cezaların hepsinin yargıdan döndüğünü biliyoruz. Belki bu gün bu cezalar çoğu emekçinin düzenlerini, hayatlarını altüst edecek kararlar ve üsteki yöneticilerin bu kararları alırken sosyolojik olarak çok büyük tahribatlar oluşturdukları düşüncesi olmayabilir. Ama biz buradan ifade ediyoruz. Çoğu emekçi bu açığa alma ve ihraçlardan sonra il değiştirmek zorunda kalacaktır.  Bu durumlar tasvip edilir durumlar değildir. Machiavelli'ye göre "İnsanlar babalarının kaybını unuturlar ama geçimlerini sağlayan şeylerin elden gidişini ve kaybını unutamazlar."   ‘’Kamu emekçilerinin örgütlü mücadelesini dağıtmaya, bizlere yalan ve iftiralar ileri sürerek bu suça ortak olanlar hakkında hem ceza davaları, hem de yüklü miktarda tazminat davaları açacağımız bilinmelidir. Nereden ya da kimden gelirse gelsin, kamu emekçilerinin örgütlü mücadelesini hedef alan, iktidarın baskıcı ve anti demokratik uygulamalarına zemin hazırlayan her türlü yasa dışı girişim ve saldırının karşısında hukuksal ve örgütlü mücadelemizle durmayı sürdüreceğiz. Hukuksuz bir şekilde açığa alınan tüm kamu emekçilerinin yanında olduğumuz bilinmelidir.’’   Üyesi olduğumuz KESK ve uluslararası sendikal örgütlerin Türkiye’de yaşanan ihraçlar ve açığa almalarla ilgili olarak başlattıkları girişimler sürmektedir. Haksız yere ihraç edilen, sendikal eylemler nedeniyle açığa alınan tüm kamu emekçileri görevlerine dönene kadar bütün gücüyle hem hukuksal, hem de örgütsel mücadelemizi sürdüreceğini deklare etti.   PTT’de aralarında iki merkez ve beş şube yöneticisinin de olduğu 33 Haber-Sen üyesi, ‘terör örgütleri ile bağlantısı veya ilişkisi olduğu şüphesiyle’, Başbakanlık Genelgesi dayanak gösterilerek 24 Ekim’de açığa alınmıştı. TRT’de 4, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nde ise 1 Haber-Sen üyesi ihraç edilmişti.   Habersen özellinde de son açığa almaların çoğunun sendika yönetiminde veya temsilcilerde oluştuğunu görmekteyiz. Yani bilinçli bir şekilde Kesk Haber-seni bitirmeye dönük olduğunu düşünmekteyiz. Gaziantep’te de Gaziantep Habersen temsilcisi ve daha Gaziantep’e yeni tayini çıkan Adıyaman il temsilcisinin açığa alınması tesadüf değildir.   “Ön soruşturma dahi yürütülmeden doğrudan açığa alınan kamu emekçilerini hukuksuzca işten atarak cezalandırma yoluna gidildiği görülüyor. Bu saldırılarla kamu emekçilerini kendilerine biat eden ‘kapı kullarına’ dönüştürmeyi hedefleyenler, onların hükümlerine boyun eğmeyen, gerçekleri söylemekte ısrar eden sendikaların yönetici ve üyelerini açığa alarak sindirme ve yıldırma politikalarını uyguluyor. Haber-Sen, kurulduğu günden bugüne adaleti, hukukun üstünlüğünü, barışı, emek ve demokrasi mücadelesini savunmaktan vazgeçmedi ve asla vazgeçmeyecek.”   Kazanacağız mutlaka kazanacağız… Ama ne zaman bu gün ya da yarın…  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Balcan Arşivi