Geçtiğimiz hafta “ ne olacak memleketin hali” diye yazmıştık. Aslında AKePe’ den sonrasına atıfta bulunarak bazı olumsuzlukları anlatmaya çalışmış, sizin de bunlara bir sürü başlık ekleyebileceğinizden söz etmiştik. Bu yazımızda ise ülkemizin ana muhalefet partisinin durumuna bir göz atalım. Alınanlar, kızanlar, gücenenler olursa yazımızın amacına ulaştığını düşüneceğim. Karınca gibi durmadan çalışan bir genel merkezinin olduğunun farkındayız CeHaPe’nin. Sıkıntının yani çalışmamaktan doğan sorunun yerellerde olduğu kesin. İstanbul il başkanlığı hariç hiçbir il yönetiminin ürettiği bir çalışmanın yaygın basına yansıdığını göreniniz var mı? Oluşturduğu bir projenin, yaptığı bir çalışmanın, yürüttüğü bir faaliyetin gündem olduğuna şahit olanınız oldu mu son yıllarda. Genel merkez uzun bir zaman kendi içindeki aristokrat kafaların temizlenmesi için çalıştı. Kısmen başarılı olduğunu görebiliyorum. İç muhalefetini biraz olsun bitirip ülke gündemine dönmeye başladığından beri yapılan çalışmalar objektif baktığımız zaman olumlu yönde değerlendirilebilir. Meclisteki performansı ve yaptığı kimi çalışmalar ve konulara dair aldıkları kararlar bazı kesimlerce eleştirilse bile olumlu bir çizgi izlediği muhakkak. Eğer böyle olmasa AKePe bu kadar saldırmaz CeHaPe’ye. Zira AKePe’nin hedef tahtasına koyduğu her çalışmanın aslında doğru bir yol olduğunu düşünüyorum. Gelelim il yönetimlerine. Özel olarak ta yaşadığım kent olan Gaziantep’e bakacağım. Mevcut il yönetiminde yakından tanıdığım birçok isim var. İyi niyetle oralara geldiklerini düşünüyorum. Kendilerince bir şeyler yapmak istediklerini sanıyorum. Sadece bir koltuk peşinde olduklarını sanmam. (Dikkat ederseniz emin bir dil kullanmadım) Gittikleri bir mahalle, ziyaret ettikleri bir STK, katıldıkları bir cenaze namazını siyasal faaliyetlerinin odağına oturtup kendi kişisel feys buk sayfasına eklemekten daha başka bir şey ürettiklerine şahit olamadım ne yazık ki. Belediyelerin imar değişikliklerinden başka hiçbir konuda kamuoyuna yansıyan bir faaliyetlerine rastlamadık meclis üyelerinin. Ara sıra düzenlenen rutin basın toplantılarında ortaya koydukları bir projede görmedik ne yazık ki. Rantsal dönüşüm projelerine karşı, esnafın içinde bulunduğu sıkıntılara karşı, eğitim sistemindeki çöküntülere karşı, gecekondu halkının çözüm bekleyen bir yığın sorunlarına dair, yoğun saldırılarla boğuşan sendikalara dair, çökmüş olan turizme dair hangi faaliyetleri yürüttüklerini bilmiyoruz. Toplumun yoksul kesimlerine ulaşmak için gösterdikleri bir çabaya rastlamadık. Üniversite gençliğine yönelik bir çalışma göremiyoruz. Toplumun şu ya da bu biçimde örgütlü kesimleri ile ilgili ne yapıyorlar. Yerel basınla ilişkileri ne alemde bilmiyoruz. Mesela son aylarda kapanan büyüklü küçüklü kaç işyeri var kentimizde bildiklerini sanmıyorum. Mesela, genel merkezlerinin sokağa çıkma talepleri karşısında Gaziantep’te bir planlarının olduğundan haberimiz yok. Yarın Kentimizde bir miting düzenlemek isteseler hangi kesimler ile ortak hareket edebileceklerine dair bir ön çalışmanın ipuçlarını bile göremiyoruz. Her tür protestolarda ve miting çalışmalarında büyük tecrübe sahibi olan sendikalar ile ne tür bir ilişki sürdürülüyor. Hemen her tür toplumsal taleplere karşı duyarlılığı bilinen siyasal partiler ve derneklerle ilgili bir çalışmalarının ve görüşmelerinin olduğuna dair bir şey duymadık. Yahu kardeşler, siz mevcut durumunuz ile iktidar olamıyorsunuz. Oy potansiyeliniz % 25 te çakılmış. Bu oranı artırabilmek için mevcut tabanınızın dışından oy almanız gerekiyor. Emekliler, asgari ücretliler, ev kadınları, öğrenciler ve en çokta işsizler sizin hedef kitleniz olduğu halde bu kesimlere yönelik çalışmalarınız var mı? Yarın kentimizde sokağa çıkacak olsanız bu kesimleri alana çekmek için yürüttüğünüz bir faaliyetiniz varsa söyleyin bilelim. Sosyal demokrat bir partinin doğal müttefikleri sayılan sol kesimler ile ilişkilerinizi sürdüren birileri var mı? Yoksa siz bu kesimlerin kendilerini yok sayarak ayağınıza gelmesini mi bekliyorsunuz? Sahi yönetimlerde oluşturduğunuz onca komisyon ne iş yapıyor? Silkinin ve kendinize dönün. Kurucusu olmakla övündüğünüz Cumhuriyet elden gidiyor…