Savaşlar en büyük ekolojik tahribatlardır

  “Savaşlarda öldürülen insanlar birer istatistik halini alırken, doğanın uğradığı tahribat nedense hep göz ardı edilmektedir.” Nitekim son dönemlerde yakınımızda ve uzağımızda bunun örnekleri çoktur. Suriyede ki savaşta ölen insanlar bu gün, bu ay, bu yıl karşılıklı olarak öldürülen insan sayısı verilir. Burada doğada insanın ne denli insan üzerinde taahakümkar davrandığı nasıl birbirini öldürebileceği yok edebileceği, vahşileşebileceği örnekleri her gün karşımıza çıkmaktadır. Bunu yöneten ve bu şekilde kendine en gelişmiş kompleks canlı nitelemesi yapan insanın, siz düşünün diğer canlılara, doğaya nasıl davranabilir. Veya diğer canlıların ölümleri ile ilgili nasıl bir istatistiki veri oluşturabilir ki. Eski bir deyimle kelin ilacı olsa kendi kafasına sürer. “Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiirdir barış” demişti büyük usta Yaşar Kemal. Yüzyıllardır türlü savaşların da ana vatanı olan Anadolu, yine barışa hasret, yine savaştan yorgun, yine gözü yaşlı analarla dolu... Oysa sadece ana-babaları, eşleri, kardeşleri ağlatmıyor savaş. Akan kan, dökülen gözyaşı, tutulan yasın başka yansımaları da var yaşamda. İnsan odaklı anlayışın ötesine geçince savaşın, çatışmaların ağaca, kurda, kuşa, börtü böceğe zararı da görülebiliyor. Onların dili yok, onların çığlıklarını duyan çok az. Sadece savaş değil elbet, savaşın oluşturduğu ortam, perdelediği gerçekler, ötelediği adalet doğanın talanının, emeğin sömürüsü için de en uygun ortamı sağlıyor. Bu durum yine diğer bütün canlıların sözcülüğünü insan yapıyor. Burada ki en büyük paradoks bu tahribatlara sebeb olanla savunuculuğunu yapanın insan olması. Doğanın dili olmayabilir ama inanç olarak bir gün kurdun, kuşun konuşacağıdır. İnsan doğada varoluşundan bu yana, doğa’dan yararlanmış, doğayı işlemiş, bilgi birikimine ve teknik ilerlemeye koşut olarak gezegenimizdeki canlı ve cansız varlıkların tek hakimi konumunda olmaya çalışmıştır. Doğada üstünlük kurmaya yönelik bir arayış sonucu ortaya çıkan savaşlar nedeniyle insan ile içinde yaşadığı çevresi arasında var olagelen uyum bozulmuştur. Diğer canlıların varlığını hiçe sayarak, onlar adına ve kendi çıkarcı politikalarıyla kararlar verip doğadaki her şeyi geri dönüşü olmayan yok oluşlara sürüklemektedir Savaşlar varlıkların ani ve hızlı yok olmasına sebep olur. İçindeki ve üstündeki canlılara üretkenliği ile yaşam ortamı ören toprak onlarla birlikte ölür. Ormanlar topluca yanmakta ve orman ekosisteminde flora ve faunada birlikte yok olmaktadır. Sonuç olarak bu durumdan çıkmak için insan-insan ilişkisi ve insan- doğa ilişkisi yeniden sorgulanmalı ve ele alınmalıdır.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Balcan Arşivi