DEDEM KOMUTANINI TOKATLIYOR

SUYA DAMLALAR/ FEVZİ GÜNENÇ İluhlu Yıllar: 4   DEDEM KOMUTANINI TOKATLIYOR   Fransızlar Kurbanbaba’da karargah kurmayı başarmışlardı. Bu arada Özdemir Bey, kent güçlerinin komutanı oldu. Özdemir Bey şehri 6 bölgeye ayırdı ve her bölgeye bir komutan atadı. Ökkeş Bahri bu bölgelerden Aydınbaba Cephesi komutanı oldu. Bu cephenin Antep savunmasında büyük yararlıkları görüldü. Gösterdiği kahramanlıklarından dolayı,Büyük Millet meclisinde birinci derecede gazilik madalyasıyla taltif edildi. Umurunda değildi şan-şöhret, mal-mülk, para pul... Tek istediği onurunun zedelenmemesiydi onun. Onuru zedelenmedi ama o yoksul bir Antep harbi kahramanı olarak kaldı. Oturduğu ev Keymıh taşlarla özenle yapılmış, bahçesi mermer döşeli bir bir Ermeni evi değildi. Onun bir evi bile olamamıştır hiçbir zaman. Kayınbabası Hacı Kara’nın, kızı Asya’ya düğün armağanı olarak verdiği Sadıkçavuş Sokağındaki evde yaşayacaktır uzun yıllar. Orada doğacaktır üç oğluyla üç kızı. Orada dünyaya gelecektir büyük oğlu Necip Bahrinin de üç oğluyla üç kızı. (Necip Bahri’nin oğullarının en büyüğü benim) Maşallah altıdan eksik çocuğu olmazmış ki eskilerin… Kahraman, kahraman olduğu kadar da son derece namuslu bir adamdı dedem. Namusluluğuna kimsenin diyeceği yoktu. Ama ona kahramanlığı çok gördüklerinden savaşanların önde gelenleri arasında adı fazlaca anılmadı resmi tarihçilerimiz(!) tarafından. Ökkeş Bahri’nin büyük oğlu Necip Bahri gazeteciydi, küçük oğlu Burhan Cahit Gazeteciydi, torunu bendeniz Fevzi Günenç gazeteci yazar sayılıyorum hasbelkader. Ama bu güne kadar hiç birimiz onun tarihteki hakkı olan yerine oturması için bir çaba göstermedik. Onun yarattığı destanı dillendiremedik. Sanırım bunu her şeyden önce kendisi istemezdi de onun için duraksadık hep. “Aman be dede! ” diyorum artık, isyanla. “Bunca engin gönüllülük de çok artık! Kendini düşünmediysen torunlarını düşünmeliydin. Haydi paraya pula kul olmadın, eyvallah! Biz de paraya pul kul olmamak için sürünmeyi seçtik bugüne dek, anlarız seni... Ama hiç değilse hakkın olan kahramanlık ününü kaptırmayaydın. Sen anlatmadın yarattığın menkibeleri kimseye. Ucundan kıyısından büyük oğlun Necip Bahri çekti cımbızla senin ağzından. O da anlattı büyük oğlu Fevzi Günenç’e. Ama benim duyduklarım yazılması gerekenlerin içinde sadece okyanusta bir damlaydı. Neyse ki o kadarını öğrenebilmişim. Hiç değilse o kadarını yazmalıyım diyorum şimdi. DEDEM HEYETİ MERKEZİYE KOMUTANINI TOKATLIYOR Kentin savunma alanını kapsayan çevresindeki siperlere sinmiş milisler... Bir sigara ışıldıyor azcık ötede... “Kim o sigara yakan hayvan! ” diye bağırmak istedi Ökkeş Bahri. Sesinin düşmanca duyulacağını düşünerek sustu. Sigarayı yakana doğru yavaşça yürüdü. Karanlıkta bir suratın yüzerinde patladı şamarı. Dikkatle bakılınca, milisleri teftişe gelmiş olan Heyete Merkeziye Başkanı, yani kendisinin de üstü, komutanı olduğunu görülür şamarı yiyenin. Mosmor kesilir Aydınbaba Cephesinin Komutan Yüzbaşısı Ökkeş Bahri. “Bağışlayın, siz miydiniz? Bilemedim...” diyecektir ama özür dilemeyi onuruna yediremez. Sözcükler boğazına dizilir kalır. Heyeti Merkeziye Başkanı, “Yarın sen merkeze gel de bir görüşelim...” der ona. Çeker gider. Ertesi sabah Merkezi Heyetiye’ye gitmeye hazırlanır Ökkeş Bahri. Sabuncu Han’ına doğru yola koyulur. Yanında sadık yaveri Şıh Topuz vardır.   BİTMEDİ HAFTAYA: FALAKAYA YATIRMAYA KALKARLARSA BENİ VUR!    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fevzi Günenç Arşivi