Savaşın Sağlık ve Ekoloji Üzerine Tahribatları

Doğa yaklaşık 7,3 milyar insana bakabiliyor maalesef insanlar doğaya sahip çıkamıyor tam tersi doğayı kendisine inançtan kaynaklı hizmetkâr ve kendisine bahşedilmiş bir mal gözüyle bakıp her gün tahrip edebiliyor ve ediyor da.  2007 yılında Şırnak'a bağlı Davutköy’de kuraklık ilgimi çektiği için orada yaşayan en yaşlı nineye sordum. Burası eskiden beri bu şekilde kurak mıydı? Verdiği cevap ilginçti eskiden kurtlar koyun ve kuzularımızı kaptığında sadece seslerinden anlardık ve öyle müdahaleye koşardık. Ama bugün bu söylenenlerden eser yok. Savaşlar niçin çıkar? Kapitalist sistemin tıkanıklıklarını gidermek için, elde kalmış artı değeri bitirmek için, kendi ekonomik krizlerini ortadan kaldırmak için başkalarını sömürüp kendi tabiiyetindeki insanları üstün kılmak içindir. Savaşlar tabii ki sağlık konusunda inanılmaz tahribatlar oluşturur. Fakat unutmamak gerekir ki doğa sadece insandan oluşmuyor. Tam tersi insan ekolojinin,  doğanın bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Sağlık kavramı sadece insan için kullanıldığında dar anlam içinde kalır keza hastalık kavramı içinde geçerlidir. Savaşlarda öldürülen insanlar birer istatistik halini alırken, doğanın uğradığı tahribat nedense hep göz ardı edilmektedir. Oysa insan yaşamını ileriye taşıyacak yegâne şey doğal yaşamın kendisidir. Örneğin ıraktaki savaşta ilk günlerde 10 kişinin ölümü bile bize aman neler oluyor dedirttirirken savaşın ilerleyen zamanlarında her cuma patlamalardaki 100'lerce ölüm olmasına rağmen duyarsızlaştık keza şuan hiç dikkat bile etmiyoruz. Nitekim doğayı kimse zaten takip bile etmiyor. Dünyanın herhangi bir yerindeki çevresel tahribat tüm dünyayı derinden etkiliyor.  Bunun örnekleri çoktur. Ama 24 Nisan da ki Çernobil nükleer santral faciası etkileri daha devam etmekle birlikte 1600 km uzağındaki İsviçre’nin sayesinde dünya kamuoyuna duyuruldu. Ukrayna’daki bu patlamayı Rusya gizlemek niyetinde idi ama olmadı. Ukrayna’nın bu faciadan 8000 kişinin ölümüne neden olduğu belirtse de BM lerin Ukrayna ya dönük bu tespitlerin daha erken olduğu uyarısı idi.  Karadeniz bölgemizde daha da sakat, doğumların olduğu çeşitli anormalliklerin olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda çayından tutun fındığına her yerde radyoaktiviteden etkilenmiş bir coğrafya bıraktı. Etkileri daha da devam ediyor. Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları 110 bin kişinin ölümüne, hastalık ve tesiri cabası... Savaş, sağlık ve ekoloji arasında sanıldığında çok daha fazla ilişki söz konusu.  Savaşta kullanılan silahların ve yöntemlerin ekolojiye verdiği zararlar, ekosistem içindeki döngüler nedeniyle, süreç içinde sivil insanları ve tüm canlıları tehdit eder hale geliyor. Öte yandan ekolojiye verilen zararlar, örneğin iklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan yetersiz besin ve su kaynaklarının paylaşımı konusunda büyük şiddet olaylarına ve hatta savaşlara bile yol açabiliyor. Savaşa hazırlık amacıyla yapılanların çevresel yansımaları, "ordu birimlerinin konuşlanması için çevrenin ordu gereksinimlerine göre yeniden düzenlenmesi, silah üretimi yoluyla oluşan kirlilik ve silahların test edilmesiyle askeri tatbikatların direkt etkisi" biçiminde görülür. Başta havaalanları olmak üzere askeri üsler, genellikle ekolojik açıdan değerli geniş araziler gerektiriyor. Silah üretimi: Askeri endüstrinin çok ciddi bir kirletici kaynağı olduğu biliniyor. Üretim sırasında ortaya çıkan toksik atıklar; halk sağlığı ve çevre için bir düşman tehdidinden daha büyük etki yapıyor. Ağır bombardıman uçağından atılan bir bomba patladığında, yaklaşık 3 bin derece sıcaklık ortaya çıkıyor ve tüm flora ile faunanın yanı sıra toprağın daha alt katmanlarının da kavrulmasına neden olabiliyor. Aynı toprağın yeniden işlenebilir hale gelmesi için 100-7400 yıl geçmesi gerekiyor. Bunun gibi ortaya çıkan ekolojik felaketler etkilenen alanlardaki bitki ve hayvan kültüründe yıkıcı etkiler yaratıyor. Kara mayınları, çok ucuz ve yok edici olduğundan, yerel çatışmaların en popüler silahları arasında yer alıyor. Kızıl Haç verilerine göre, her ay çoğu çocuk bin ile 2 bin arasında insan kara mayınları nedeniyle ölüyor ya da sakat kalıyor.   *Körfez Savaşı'ndan bu yana, Irak'ta çoğu 5 yaşın altında 500 bin Iraklı çocuk öldü. Bu rakam, ABD'nin Japonya'ya attığı atom bombaları sonucu ölen insan sayısının üç katı. Hayatta kalabilen çocukların yüzde 23'ü gelişme ve büyüme bozukluğu gösteriyor. *Joy Gordon imzasıyla yayınlanan"Eskimiş Savaş" başlıklı yazıda, ABD'nin öncülüğünü yaptığı Birleşmiş Milletler'in (BM) de uyguladığı ambargo, "en öldürücü silahlardan bile daha tehlikeli" olarak nitelendirildi.        

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut Balcan Arşivi