Fevzi Günenç
GAZOCAĞI
Yayınlanma:
Güncelleme:
GAZOCAĞI
Bay Şafık Öyküleri: 10
Sık sık yaptığı kent gezilerinin her dönüşünde, Sarıt’a muhakkak köylüleri şaşırtacak bir şey getirir Şafık dayım. Bu kez de gazocağıyla geldi.
Daha gaz ocağının nasıl bir şey olduğunu görmeden marifetlerini duyup öğrenmişti Sarıtlılar.
Gazocağı öyle bir şeydi ki, gözü olsa, gözünün yağını yiyesi gelirdi adamın.
Gaz ocağın mı var? Ocak başında çer-çöp yakmak zorunda değilsin bundan sonra. Ocağı tutuşturmak için üfleye üfleye canın burnundan gelmez artık. Gözlerinin kör dumanda yanmasına gerek kalmaz.
Ocakta yemeği bir saatte mi pişiriyorsun? Gazocağında bu işi çeyrek saatte yaparsın.
Kazanda yemek pişir, çaydanlıkta çay demle, tavada yumurta kavur; hiç birinde de kap-kacağın ip pis tutmaz.
“Ula ne güzel bi şeymiş bu gazocağı Şafık! D ediğin gibiyse bundan ben de alırım hemen. Ablan biraz rahat etsin şu dar dünyada.”
Bunu söyleyen köyün Mamo kiya’sıdır. Şafık dayımızın ablası Hatice muhtarı Ahmet kiyadır. Emiş yengem de onun karısıdır.
Kiyalık her ne kadar kâhya sözcüğünden türemişse de, kiya kahya demek değildir.
Kiyalık, ağalığın olmadığı köyümüzde bir tür varsıllık ünvanıdır.
Eskiden kuhtarlık yapanlara kiye diyorlar bizim köyde. Kiyalar da muhtar gibi köye gelen konukları ağırlar. Yedirir, içirir, yatırır.
Bunlardan Mamo kiya köyde köylülerin toplaşıp söyleşebildikleri, bedava çay içebildikleri, son haberleri öğrenebildikleri odanın sahibidir.
Sarıt’ta radyo bir tek Mamo kiyanın odasında vardır. Onu da köye getiren yine Şafık dayımız olmuştur.
Köylü, gazocağının bu gece ilk kez Mamo kiyanın odasında yakılıp tanıtılacağını öğrendi ya, onları tutabilirsen tut artık onları.
Her gece memleket saat ayarıyla 19.00’da toplaşan köylü, bu gece odayı daha gece bile olmadan, doldurmaya başlamıştı.
Köyün hem en yoksul, hem de en meraklı ailesi Gülüşgildir. Her evin aile reisi erkektir ama Gülüş gilde aile reisi kadındır.
Bu evde ailenin erkeği olan İpsiz Ali’nin adı bile okunmaz. Çünkü Ali’nin evin geçimini sağlamakta hiçbir katkısı olmaz.
Tembel biri sanmayın Ali’yi. Her işe koşar. Elinden uçan kaçan kurtulmaz ama köylü, onun emeğini kocaman aferinler, kocaman teşekkürler; kocaman eline, bedenine sağlıklarla öder sadece.
O, imecelerin onur konuğudur, en önde gidenidir her zaman.
Ali’ye bir iş mi yaptırdınız? Yüzü tutup da karşılığını asla istemeyez. Bu yüzden evde az zılgıt yemez. Ne var ki değişmez, değişemez de... O budur… Onu hangi güç değiştirebilmiştir ki, karısı Gülüş değiştirebilsin.
Evde Gülüş kadın ne diyorsa o olur. Çünkü evin geçimini o sağlamaktadır. Köyde imeceden özge her işe koşar Gülüş kadın. Emeğinin hakkını da son kurşuna kadar almayı bilir.
Gazocağının neyin nesi olduğunu en çok merak eden de Gülüş kadın olmuştur. İpsiz Ali’yi ikindin okunmadan Mamo kiyanın odasına yollamıştır.
“Git iyi bak, bu gaz ocağı neyin nesiymiş, güzelce öğren…”
Gazocağı-mazocağı umurunda değilse de, haddine mi düşmüştür ki, gitmesin İpsiz? Gerçi odanın kapısının açılmasına bile daha bir iki saat vardır ama olsun. O kapının önünde, ilk sırada bekleyecektir.
Sonunda saat 17.00’yi vurdu. Odanın kapısını kiyanın kardeşi Durmuş abi açtı.
“Ne bu kadar erken geldin!” diye takaza etmedi İpsiz’e. Hatta memnun bile oldu. Her gün pencereleri açıp içeriyi havalandırmak, yerleri süpürmek Durmuş’un işiydi.. Bütün bunları bugün Ali seve seve yapardı artık.
Saat 18.00’e doğru oda dolmaya başladı. Yer bulabilen, bulduğu yere oturdu. Bulamayanlar içerde ya da dışarıda ayakta kaldı. Olacakları görebilmek için önündekileri başını sarı başak sapları gibi iki yana ayırmaya hazırdı ayaktakiler.
Şafık dayım fazla bekletmedi onları. Mamo kiya ile birlikte içeriye girdiler. Arkalarında ben vardım. Benim kucağımda da şatafatlı kutusu içinde günün merak konusu olan gazocağı yer alıyordu.
Gazocağını, dayımın kentli biricik yeğeni olan ben taşımayacaktı da kim taşıyacaktı odaya? Böyle bir onuru kimseye kaptırmazdım valla. BİTMEDİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.