Gaziantep’in Çağdaş Edebiyatçıları 

  Türk edebiyatı deyince aklımıza, Peyami Safa, Necip Fazıl, Yahya Kemal vb şair ve yazarın gelmesi için ellerinden geleni geriye koymamıştır gerici hükümetler. Haydi hatırı kalmasın diye biraz da Orhan Veli eklemişlerdir. İnsan düşünüyor da, cumhuriyet dönemi bunca kısır mıydı edebiyat alanında? Hiç mi doğru dürüst şair yazar yetişmemişti? Madem öyle, peki Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sait Faik Abasıyanık, Attila İlhan, Haldun Tamer, Cahit Külebi, Rıfat Ilgaz, Sabahattin Kudret Aksal, Sabahattin Ali, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever, Ülkü Tamer vb ne oluyordu? Maviciler grubu adını duydunuz mu hiç? Duymadınız. Neden? Gerici hükümetler böyle bir akımın varlığını yok saymak için ellerinden geleni artlarına koymamışlardır da onun için.  Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat Horozcuoğlu’ndan oluşan üç garipler grubuna karşı gelişmişti bu akım. Attila İlhan’ın öncüsü olduğu Maviler grubunun deve dişi gibi şair ve yazarları vardı: Ferit Edgü, Orhan Duru, Özdemir Nutku, Yılmaz Gruda, Ahmet Oktay, Demirtaş Ceyhun, Demir Özlü ve Tahsin Yücel vb’larıydı bu grubun şair ve yazarları. Aslında saymakla bitmeyecek kadar çok önemli şair ve yazar yetişmiştir Cumhuriyet döneminde. Okul kitaplarında örnek eserlerine yer verilmeyişlerinin tek nedeni hepsinin de yurtsever, halk sever oluşuydu. Bu ne demek oluyor? Demek ki yurtsever, halksever şair ve yazarları yok sayan hükümetler, aslında yurtsever değillerdi. Kendilerine oy vererek bugünkü bulundukları makama getiren halklarını da sevmezlerdendi bunlar. Bu konuda söylenecek söz çok ama asıl konumuza geçelim, diyorum artık. Gaziantep’in şair ve yazarlarına. Ortaokul öğrencisiyken Gaziantep’te bir ateş harlanmıştı. İçlerinde Onat Kutlar’ın da  bulunduğu bu ateşin adı İLKE Dergisiydi. Lise öğrencileri harçlıklarından artırdıkları paracıklarıyla birkaç yıl canlı tuttular bu ateşi. Ardından Güneydoğu sanat dergisi geldi. Onu Yalçın Dai’nin Meşale’si izledi. Ki bu dergide yayınlanmıştır beni ilk öykülerim. Adları bile aklımda şimdi: Yanık Yanıktı Ayaklarının altı, Dilekçeci Mehmet Dilek, Gözleri Fino Kepeklerininkini andırıyordu vb. Abdullah Çitçi ile dostluğumuz o yıllara dayanır. Çitçi, Gaziantepli bir şair olarak Varlık dergisinde şiirleri ilk yayınlanan şair olma başarısını gösterdi. İlk şiir kitabı olan Ağlama’yı Unuttum’un isim babası ben oldum. Yine Vahittin Bozgeyik’in “Güney Sokaklarında adlı yapıtının gün ışığına çıkmasında da katkım oldu. Birkaç yıl öğretmenlik yaptıktan sonra bir matbaa/yayınevi kurdum. Doğa Yayınevi’ydi kuruluşumun adı. Şiiriyle her Gaziantepli gibi benim de onur duyduğum Ali Çapan’ilk ilk kitabını basma güzelliğini yaşadım. Bunun ardından Mehmet Kara’nın, Ali Şentürk’ün kitapları geldi. Gaziantep edebiyatı denince ilk akla gelmesi gereken isim Meral Can olmalı kanımca. Aylar ayı süren geceli gündüzlü yoğun çalışması sonucu oluşturduğu Gaziantepli şair ve yazarlar isimli devasa kitaba verdiği çok büyük emekten dolayı, korkarım ona ödül olarak karton bir madalya bile vermediler. Bir ara hazırladığım hatta yerel bir gazetede tefrika ettiğim Gaziantep’in Simurgları (30 Şairimiz) arasında Ülkü Tamer, Onat Kutlar, Ahmet Ümit, gibi üç ulusal şairimiz dışında kalan Gaziantepli şairlerimize ABC’sel sıralamaca göre yer verdim. Abdullah Çitçi, Abdulhadi Bay, Ali Şentürk, Behiye Köksel, Cumaali Çiçek, Erdal Ceyhan, Ersin Çitçi, Fahri Bulut, Fahri Yıldız, Filiz Punar, Hasan Geneyikli, İbrahim Halil Aycan, Mazlum Cihangir, Mehmet Erdal Kaya, Meral Can, Mehmet Gazi Yıldırım, Mehmet Kara, Muammer Karadeniz, Mehmet Nacar, Murat Güreş, Nesrin Özyaycı, Nurettin Bozgeyik, Oğuz Tümbaş, Pınar Atay, Süleyman Kılıç, Tamer Abuşoğlu, Vakkas Karaoğlan, Yalçın Dai, Yıldırım Katrancı, Zülal Göğüş, Bu kadar değil elbette ki Gaziantep’in simurg şairleri. Daha nice 30 simurgumuz var. Onlar ki, geceler boyu uykusuz kalarak yazdıkları şiirlerle, geleceğe iyiden, güzelden doğrudan yana birer mesaj yollamayı ilke edinmişlerdir. Peki biz de oların adını gelecek kuşaklara götürsek fena mı olur? Gaziantep Büyükşehir Belediyesi önemli bir iş yaptı. Eski Vilayet binasını kültür sitesine dönüştürdü. Bu sitenin içinde bir de Gaziantepli Edebiyatçılar Müzesi bulunsa fena mı olurdu sizce? Fena olmazdı elbette. İş o ki, bu öneriyi Başkana ulaştırabilmekte. Onca ıvır zıvır işinin altında ezilirken kim okuyacak bu yazımı da kim dikkate alacak önerimi? Hem durun bakalım Başkan’ın okur azarlığı var mı ki okusun. Bırakalım Başkanı, 50 kişilik basın salonunda sözüm ona görev yapan onca elemandan birinin okur yazarlığı var mı ki, bu yazıyı okuyup da Başkana sunmaya değer bulsun. Sitemimdir.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fevzi Günenç Arşivi