Feray’ım sevgili kızım!

Öyle bir gittin ki yüreğim boğum boğum, Günlerim kördüğümle çalkalanıyor Giderken haber vermedin be gülüm O kadar mı acelen vardı? Biliyorum randevularına sadıksın Hiç olmazsa bu sefer Bir kerecik erteleseydin ya Olamaz mıydı? Neden demeye korkuyorum Yığıldı, yerle bir oldu sevgi adacığım. Sevgi mi? Kader bizden koparacaksa varsın olmasın Ah kızım, Her kızım deyişimde gözlerinde parlayan Işıltılarına gönderirdim sevgimi Şimdi nereye bakacağım? Nasıl alışacağım yokluğuna? Neydi seni hayata küstüren? Hangisiydi bir çırpıda semaya uçuran şey? Söylemeyecek misin? Hep susacak mısın? Peki, dediğin gibi olsun. Sana inanıyorum can kızım Bir gün anlatırsın Beklerim, bekleyeceğim Nasılsa göreceksin her gelişinde Yüreğimin yutkunamadığını Dermanın dizlerimi azar azar vurduğunu. Biliyorsun, Hayatımı altüst eden azap rüzgarları Epey zamandır sürükledi senden uzaklara Çok sebep sayıp yormayacağım ruhunu Gülümsediğini görüyorum Ne çok severdin gülmeyi Gülerek muzipçe şakalaşmayı Peki, ben ne olacağım? Kim affedecek beni? Alışabilecek miyim gidişine? Mesajını göremeyecek miyim özel günlerde? . Biliyor musun Feray’ım? Sol yanım fazlaca eksildi gidişinle Eridi, kısaldı damarlarımdaki kan Kalbimin ahengi bozulurken Yatağı kurudu küskün ruhumun Bir söz duyar gibiyim İnceden, derinden sitemle dokunmuş Yine de söyleme kızım, ne olur? Buzul devrinde yaşıyorum bu aralar Vurma eksiğimi yüzüme Geceleri “ben vefasızım” diye sayıkladığım Kaç zamandır haykırdığım ceza ödevim varken Nabzım bile sızlanıyor olura olmaza. Baban gibi sevemedim Senden gizleyemem duygularımı Olmadı be gülüm, olduramadı kara bahtım Açtırmadı gülleri kem talihim Üzüntüm edebimi zorluyor gecelerimde Derdim beni uyutmuyor günlerdir Kavgalıyım kaderimle Ta ki sabahın ilk ışıkları yanana dek Sanırım ömrümce sürecek bu suskun kavga. Sana çok şey yazacağım kızım Bu başlangıç olsun Zaman zaman dertleşeceğim Ama boynum hep bükülü olacak Duygularım buruk yazacak Onlar da barışmıyor benimle Ne diyeyim can kızım, hak ettim Razıyım başıma geleceklere Yeter ki sen unutma Zormuş be kızım, Düşündükçe yanıyorum Karanlığa kılıç sallarken Âh dedirte, dedirte kül eden Acımasızlığın pişmanlık kibritiyle Her gün yeni baştan alevlenmek Şimdi o kadar anlamsız ki. Gitmeseydin diyeceğim ya Yine de gittin be kızım. Bu ayrılık değil, inan ki, Her hasret Yeni bir vuslatı müjdeler derler. Gönlüm çok kırgın şimdi Yüreğim ezgin Canım da alabildiğine sıkkın Tat vermiyor soluklarım. Küskünüm kadere Belimi de ikiye katladı gidişinle Tükeniyorum kızım, Tahammülü unuttu saatler. Ne zor şeymiş bu duygu Ya Rab? Nasıl taşıyacağım bu acıyı? Kim kovalayacak karamsarlığımı? İçim daralıyor Yorgunum Yığılıp kaldım dünde Değil yarına, bugüne bile mecalim yok Dizlerimde derman yok artık. Kapanacağım artık kendi içime Suskunluğum yoldaşım olacak. Ve güzel kızım Feray’ım, Seni de anılarıma hapsedip, Ağlayacağım gecelerin gizeminde Sessizce, yalnız başıma Kimselerle paylaşmadan Işıltılı gözlerinde susacak yaşlarım. Sana veda etmeyeceğim kızım, 19’Eylül’de durdurdum zamanı Üşüyorum, hem de çok Yaradan’a emanet ediyorum seni. Dualarım hep seninle olacak Bekleyeceğim gülümsemeni Sevgi depreminde yerle bir olan gönlümde Garip garip inleyeceğim yokluğuna. Acı ilanı okuduğum gazete sayfasına bakmadan yatmayacağım Dertleşeceğim her gece resminle, Unutmayacağım, asla unutmayacağım kızım. Bunu bir sen, bir ben, bir de Yüce Allah biliyor. Ruhun şad olsun biricik kızım, Feray’ım…    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Şahin Arşivi