Benim Güzel teyzelerim

f2 Sondan üçüncü dayım Masalcı Tevfik dayımdı. Bana durmadan masallar anlatırdı. Nedendir bilmem “tilki masalları” çok ilgimi çekerdi. O birikim sonucu 80-90’lı yıllarda yazdığım yirmiden fazla tilkili radyo oyunu Ankara radyosunca seslendirildi. Tilkili oyunlar sadece dinleyenleri değil, seslendiren çocukları bile mest ettiği için olsa gerek, Çocuk saatinin yönetmeni telefonla beni arayarak tilki oyunları ısmarlardı. Tevfik dayımın iki oğlu bir de kızı vardı. Oğullarıyla görüşürdük önceleri. Şimdilerde iletişimimiz koptu. Kızı Güllü hakkında ise hiç bilgim olamadı. *** Büyük dayım Eğitmen Faik, okumayı askerlikte öğrenmişti. Üç aylık bir kurstan sonra eğitmenlik beratını alarak terhiste köyüne gelip okul açma yetkisi edinmişti. Ne var ki köyde okul olarak kullanılacak bir yapı yoktu. O zaman Hoca Mehmet dedem, camiden bir bölümünün okul yapılmasına izin vermişti. Faik dayımın eşi Nazey bibiydi. Bibi hala demek, bilirsiniz. Dört oğulları vardı. Halil, İhsan, İlhan, Kara Mamet. Halil’i genç yaşta yitirdik. İhsan Yurt dışında çalışıyor. İlhan’la Kara Mehmet de inşaatçılık yapıyor sanırım. Bu oğullardan birinin oğlu Samet’le internette tanıştık. Aileden bunca uzun söz edişimin nedeni Samet’le kafa kafaya verip Güneçlerin soy ağacını çıkartmak olacak galiba. Bu yazdıklarım da her halde soy ağacımız için kaynak bir ön çalıma sayılır. *** Dayılarımdan söz ederim de teyzelerimden söz etmezsem ayıp olmaz mı? Üç tane de teyzem vardı Sarıt’ta. Büyük teyzem Hatice hanım köyün ileri gelenlerinden Mamo Bulut kiya ile evliydi. Bu evlilikten Ramazan, İsmet, Kemal ve Semiye dünyaya geldi. Ne yazık ki Semiye’nin dışında hiç birisi yaşamıyor artık. *** Ortanca teyzem Ayşe hanım halim selim bir kocaya sahipti. Ökkeş Kılıç’tı bu kocanın adı. Ökkeş amca dedemin elinin altında din eğitimi alıp iyi bir köy hocası olmuş, dedemden sonra da caminin sorumluluğunu üstlenmişti. Ökkeş Hocadır artık onun adı. Ayşe teyzemle Ökkeş Kılıç hocanın üç oğlu bir kızı oldu. Büyük oğul bir allame-i cihan: Necip ede. Çarıklı erkan-ıharp diyesim geliyor ona ama aksine çarık-marık giymez. Tam bir kentli gibi yaşar. Farklı olan beynidir. O, beynini hep iyiye, güzele doğruya dair çağdaş bilgilerle donatmıştır. Herkese “edem” diye seslendiği için adı Necip ede kaldı. Okumayı da yazmayı da seven bir teyzem oğludur o. Beni çok Sever. Ben de kendisini çok severim. Ökkeş hoca ile Ayşe teyzemin Necip Ede’den sonra dünyaya gelen kızlarının adı Zeynep’ti. Dünya iyisi bir kızdı. Faik dayımın oğlu İhsan’la evlendi. Oğullardan birinin adı Niyazi, öbürününki “Gücük Mamed”dir. *** Çocukken köye her gidişimizde bu iki teyzem daha beni görür görmez kucaklar, hemen kümese saldırırlardı. Buldukları bütün yumurtaları tavaya kırar, mis gibi kokan tereyağıyla kavurup önüme sürürlerdi. Tabii ki yumurtanın yanında her an hazır ve nazır olan köy yufkası da bulunurdu. Üçüncü teyzem Gülüş’tür. Gülüş’ün kısmetine yoksul bir koca düşmüştür. Mamed… Mamed amca o kadar iyi huylu biriydi ki, karıncayı bile incitmekten kaçınırdı. Gülüş teyzemin ikramı adı gibi gülüşleri olurdu hep. “Edem, bizim hiç tavuğumuz yok. Onun için öbür teyzelerin gibi sana yumurta kavuramıyorum,” diye ezilirdi. Kim bilir belki bu nedenle ben onu çok severdim. *** Teyzelerimden özge hüzünle andığım bir de halamız olmuş. Daha doğrusu benim halam değil de annemin hem babamın halası… Adı Mihriban’dır. Komşu Mülk köyüne gelin gitmiştir. Kocası Kadir Kiyadır. Üç oğulları dünyaya gelmiştir ama ben ne yazık ki ne Mihriban halamızı ne de çocuklarını tanıyabildim. Mihriban hala, kocası yaşamını yitirince çocuklarıyla birlikte kente göçecektir. Ancak özgürlüğüne öylesine düşkün bir kadındır ki, çocuklarıyla oturmayı reddeder. Onları çok sevdiği, koruyup kollama aşkıyla da yanıp tutuştuğu için Düztepedeki oğul evlerine yakın bir yerden ikametgah edindir kendine. Geçimini nasıl mı sağlar? Kadir Kiya dan kalan mal mülk var ya canım. Yarıcılar çalışıp hakkını getirerek avcuna sayarlar her yıl halamızın. Ben hiç görmedim baba evinden koca evine sürgün o halayı. Keşke görseydim. Belki de sürgünlüğün nasıl bir şey olduğunu bir de o anlatırdı bana. AZ DAHA SABIR, BİTMEYE ÇEYREK KALDI.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fevzi Günenç Arşivi