10. ALİ NADİ ÜNLER

f2 ÖZÜR: Geçen haftaki yazımızda başlık konmamış. Şöyle olacaktı: GAZİANTEPLİ 100 TÜRK BÜYÜĞÜ: 9 Binbaşı Yüzbaşı Ökkeş Bahri Günenç Bu dikkatsizliğimiz için okurlarımızdan özür dileriz. *** 10. ALİ NADİ ÜNLER   1895 yılında Gaziantep`te doğan Ali Nadi Ünler’in babası Halil efendi, annesi Hatice hanımdır. Ayıntap’taki Mecidiye okulunda (sonradan İstiklal İlkokulu oldu.),orta öğretimini de kentimizde bitirerek Halep lisesinde açılan sınava girdi. Bu sınavı başarı ile kazanınca o okulda parasız yatılı olarak öğrenimini sürdürdü. Ne yazık ki liseyi bitiremedi. Zira o yıllarda 1. Dünya savaşı patlak vermişti. Birinci Dünya Savaşı’nı patlaması üzerine Ocak 1915’te 21 arkadaşı ile birlikte gönüllü olarak Azerbeycan`a gitmiş, savaşa katılmıştır, Bir süre sonra Van’ın düştüğünü öğrenince bu kez oraya dönmüş, sonra da Bitlis savunmasına katılmıştır. Bitlis`ten Diyarbakır`a geçen Ali Nadi bey, burada tifoya yakalanmış, o nedenle de hava değişikliği kararıyla Antep`e sevk edilmiştir. Bu aradan yararlanan Ünler, Halep lisesinde yarım kalan öğrenimini tamamlayıp İstanbul`a yedek subay talimgâhına gitmiş, bu eğitimden sonra 1917’de Aydın`da ki 59. tümene subay adayı olarak verilmiştir. Oradan da Filistin cephesine sevk edilen Alin Nadi Ünler, 1918’in mart ayında Filistin Savaşlarına katıldı. 20 Eylül 1918 de esir oldu. Bir yıl İngilizlerin Mısır’daki Helye Polis esir kampında tutuldu. Kamp dağıtılınca 1919 da Antep`e döndü. 1920 de Kilis yolunun düşmana kapatılması görevini üstlenen Şahin Beyin emrine verildi. Şahin Beyin şehit oluşandan sonra Antep`e dönerek savunmanın sonuna kadar kent içindeki cephelerde çarpıştı. Şubat 1921 de Huruç hareketiyle şehirden çıktı, Maraş'ta ki 9. tümen 25. alay, 2, bölük komutanı olarak görev aldı. Aynı yıl temmuz ayında kolorduyla beraber Garp Cephesine geçti. 1921 yılında Gazi Kemal Paşanın önderliğindeki Sakarya savaşına katıldı. Burada yaralanarak sol bacağı kırıldı, Tedaviden sonra aksıyor olmasına rağmen kurtuluş savaşından geri kalmak istemedi. 1922 de Dumlupınar Meydan Savaşında görev aldı. Lozan Antlaşması sonunda Antep`e geldi. Onu çocukluğumda tanıma şansına eriştim. Ünler amca o zamanlar benim için sadece bir dede arkadaşıydı. Ailece bize gelirlerdi. Ailece kendilerine giderdik. Eşi Fatma hanım teyze canını gönünü sererdi önümüze. Sanırım ki birbirlerine sıkça gidip gelen tek aile dostlarıydık. Toprağı bol olası, ışıklar içinde yatası ninem Asya hatun pek severdi Fatma hanımı. Bir araya geldiklerinde ağzı ağza verir, dünyayı unuturlardı. Saatlerce konuşurlardı. İki kadın bunca uzun zaman ne konuşurdu, aklım almazdı. Biz Nadi amcaya dönelim yine. Ali Nadi Ünler savaştan sonra bir süre Nahiye (bucak) müdürlüklerinde bulundu. Sonra kendini yazıya verdi. Halkevinin matbaa müdürlüğünü yaptı. Bu matbaada çıkan Başpınar Dergisi, Gazisancak ile Güney Postası Gazetelerinin yayınlanmasında önemli görevler üstlendi. Eyüpoğlu Mahallesinde oturan Ali Nadi bey Fatma hanımla evliydi. Ailenin iki kızı iki de oğlu dünyaya gelmiştir. Çocuklarının en büyüğü kızı Bedia hanım, ikincisi oğlu Ayhan Ünler, dördüncüsü oğlu Orhan Ünler’dir. Ailenin üçüncü çocuğu Altan yengemdir. Atlan hanım küçük amcam Burhan Cahit Günenç’le evlenmiştir. Bu ailenin de bir kızı bir oğlu dünyaya gelmiştir. O dünya tatlısı kuzenlerimden büyüğünün adı Buket, küçüğünün adı ise Kaya’dır. Halkevinin, 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti tarafından kapatılmasından sonra emekliye ayrılan Ünler, bir yandan yerel gazetelerde köşe yazıları yazarken, bir yandan da açtığı kitapçı dükkânını çalıştırıyordu. Bu kitapevinde genellikle sol kitaplar bulunurdu Ali Nadi bey, kendini sabahtan akşama kadar kitapçı dükkanına hapsedecek biri değildi. O, zamanının bir çoğunu Emin Kılıç Kale gibi, Cemil Alevli gibi felsefeyle iç içe olan insanlarla söyleşerek geçirirdi. Bu nedenle ilkin Ali Şentürk’le ortak oldu. Sonra ortağından ayrıldı, bu kez kitapevini damadı olan amcam Burhan Cahit Günenç beklemeye başladı. O yıllarda Ders Araçları Merkezi Müdürü olan amcam kitapçı dükkânında, ancak görevinden arta kalan zamanlarda bulunabiliyordu. Atatürk Bulvarındaki kitapçı dükkânının önünden ne zaman geçsem amcamı başı önünde, o zamanlar pek moda olan sol kitapları okurken bulurdum. 1986 yılında aramızdan ayrılan Ali Nadi Ünler’in en büyük isteği evlatlarının acısını tatmamaktı. Neyse ki bu dileği yerine geldi. Küçük oğlu Orhan 1992, kızı Altan 2005, büyük oğlu Ayhan 2014 yılında yaşamını yitirdi. Hepsinin de toprakları bol olsun. Işıklar içinde yatsınlar.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fevzi Günenç Arşivi