M.Ali Can
BİR ZAMANLAR; KİLİS - 2-
!980 yılında yapılan darbe, yalnız siyasilere değil şehrimizin zirve yapmasına neden olan kaçakçılara da büyük yıkım olmuştur. Büyüklü, küçüklü yüzlerce kaçakçı göz altına alınmış, işkencelerden geçirilmiş, DGM ( Devlet Güvenlik Mahkemeleri), SYM ( Sıkı Yönetim Mahkemeleri)’de …. yargılanmışlar; ağır cezalara çarptırılıp, cezaları infaz edilmişlerdir. Bazıları da, cezaevlerindeki; baskıya, yokluğa, yaşamaya ayak uyduramamış, yaşamları bir şekilde sonlandırılmışlardır. Kaçakçılık bittiği için yorgancılıkta; çok büyük bir sekteye uğramıştır.
Yorgancılar; bu dönemde Kilis’te turistik eşya dediğimiz kaçak mallar kalmayınca satışlarında bayağı düşmeler olmuştur. Buna çare olarak önceleri saldıkları yorganların içerisine, yorgan model ve çeşitlerini gösteren, kataloglar kayarak kargo ile göndermeyi denemişlerdir. Siparişlerini alan yorgancı; siparişleri hazırlayıp ve varsa baharat türü siparişlerini de kargoya vererek adreste ödeme şeklinde satışlarını yapma yoluna gitmişlerdir. Bu şekilde üç beş yıl da olsa iyi para kazanmışlardır. O dönemde özel kargolar pek olmadığı için PTT kargo önünde saatlerce nöbet tutarlardı. Gerek kargoyla, gerekse hazırda; satışta parlayan isimler ise benim bildiğim eski ustalardan olan Kasım Çakmak, Kadir Yorgancı, Akif Akkaya, Sıddık Kartal yanında, Hasan Toprak, Mehmet Keçeyapan, Nejdet Eroğlu, Kilis Yorgancılar kooperatifi … v.b bu zamanın gelişen firma ve işletmeleridir.
Daha sonraları yorgancılar çeşitli basın ve yayın organlarına, talep formlu, ilan ve reklam vererek yeni sipariş yolları aramışlardır. Bu ilanlar o zamanların, trajı yüksek gazetelerde, dahil olmak üzere, haftalık, aylık popüler dergi ve gazetelerine en pahlı ve gösterişli ilanlar verilmiştir. Bu şekilde de epeyi bir süre devam etmiştir. 1995 lere kadar kendi kendini idare eden yorgancılık sektöre; şu anda yok olma durumunda kalmıştır. Koca şehirde ancak iki elin parmaklarını geçmez sayıda yorgancı sayısı kalmıştır. Yorgancılıktan evine ekmek götürebilen sayısı ise ancak 40 – 50 kişi kadardır.
Eski yorgancı ustaları ve işçilerinin birçoğu yorgancılığı bırakarak, değişik işlere yönelmişlerdir. Bu işler rençberlik, küçük çaplı valizcilik, inşaat işleri, bulabilirlerse belediyede temizlik, Özel Güvenlik, kimisi de ya çaycı yanlarında çay servis elamanı, ya da küçük bir çay ocağı açıp, “hiç yoktan; kösenin sakalı” hesabıyla kendi çaplarında, emek verip bir hizmet ya da mal üretmeye çalışmaktadırlar. Bazı yorgancılar; cadde üzerinde köşe bulmuş peçete, tespih, tarak v.s.,satarak geçimlerini sağlamaktadırlar. TYP kapsamında İŞ – KUR dan iş bulmak ise malumunuzdur, tüm bunlara rağmen yinede İş – Kur dan işe girebilen şanslı yorgancılar vardır.…. Yine birçoğu kendilerini işsizlikten dolayı Bağ – Kur’dan en düşük maaşlı derecesinden emekli etmiş, üç beş lira Bağ – Kur emekli aylığından avunmak zorunda kalmışlardır. Çalışacak güçleri olmasına rağmen; iş yokluğundan çalışamamaktadırlar. Velhasılı kelam birçoğu yardıma muhtaç ve perişan durumdalar. Şu anda diğer el sanatlarında olduğu gibi yorgancılığı da gidip öğrenmek isteyen çırak yok gibidir.
Kilis’e de eskisi gibi ticaret için gelip giden yok gibi. Varsa da; sanıyorum satışlar internet ve kargo ile yapılmaktadır. Kilis’e en çokta gelip gidenler Suriye’lilerdir. Kilis’ten Suriye’ye gitmek ya da gelmek için. İl Göç İdaresi’nden evrak takibi ve birbirileri ile hasret gidermeye gelip giden Suriye’lilerden başka gelip giden yok gibi. Birde Suriye’lilere yapılan hizmetleri denetleyen yerli ve yabancı kuruluş temsilcileri. Neticede Suriye’lilerin Türkiye’deki merkezleri ve ilk ayak bastıkları yerlerden biri de K
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.