Anadan Doğma Tecrübeli Personel Aranıyor!

    İşe alımlarda, en az 2 yıl tecrübe istiyor sayın işverenlerimiz. Neye göre kime göre tecrübe isteniyor. Kabataslak bir hesap yapalım; 4 yıl lise, 4+1=5 yıl üniversite ettimi sana 23-24 bu genç insan diplomasını alıyor eline, tutuyor iş görüşmesinin yollarını. İstisnaları saymıyorum. Kıyafetler janti, kibarlıklar hat safhada aman Allahım iletişim hep bir yüksek perdelerden garibim, tüm bilgi birikimini 15-20 dakika içerisinde aktarmak zorunda işverene. İkna etmek zorunda.  A birde işverenin o gün ki ruh hali, eşref saati, bakış açısı en önemlisi şanslıysa objektif (ki günümüzde zor rastlanıyor bence) yahut tamamen baştan sona sübjektif bakıyorsa görüşmeye problemin başladığı yer. Soruyorum size bu insan herhangi bir yerde çalışmadan nasıl tecrübe edinebilir, bir yerden başlaması gerekecek öyle değil mi, bir selamla işe girişi yapılacak kadar talihli olmayan insanlar da var sen almazsan diğeri almazsa hayallerinde çalışarak mı tecrübe edinecek. Elbette kimse yaş tahtaya basmak istemez lakin kurunun yanında yaşta yanıyor adeta. Deneme tahtası misali sayısız mülakatlara tabi tutuluyor, insan artık kendinden şüphe etmeye başlıyor içten içe. Bekleme salonunda rakip fazla, hal böyle olunca işverene ayrı bir özgüven, irdeleme ihtiyacı, hatta işi özel boyuta taşımalara varan sorular… Pekala işyerine en doğru personeli arayan sorumlunun bilgi birikimi nedir? Yoksa alaylı mı? İnsan sarrafımı? Gözünün içine bakınca müneccimler gibi her şeyi anlıyor mu? Ya da henüz o genç insanın diplomayı almak için çılgınca girdiği sınav isimlerini dahi bilmeyen sadece şirketin emektarı olduğundan o koltukta oturan bir arkadaş mı? Nedersiniz? Genç beyinlere şans verilmeli, önleri açılmalı, önyargıdan vazgeçip, destek verilmesi kanısındayım. Teknolojinin ilerlemesi evet gayet güzel bir çok avantajı var ama diğer taraftan bakıldığında ise insanların işlerinden olmasına şirket bünyelerinde azalmaya gitmek gibi sonuçlar doğurmakta. DİSK-AR verilerine göre Türkiye’de işsiz sayısı 6 milyon 190 binlerde olduğu söyleniyor. İşverenler halihazırda kalifiyeli eleman peşinde bu bakış açısıyla da arayışı uzunca zaman alacak ta ki bünyesine katıp yetiştirmediği müddetçe. Türkiye de özel sektörlere bakıldığında durum içler acısı; verilen rakamlar, çalışma saatleri, hele hele sigorta primini yatırmak madalya vermek kadar büyük bir ödül olarak nitelendiriliyor. Firmalarda ki gayri resmi çalışma sistemleri mevzu bahis dahi etmiyorum üstelik. “Asgari Ücret Fiyaskosu” adlı köşe yazımda belirttiğim gibi devletle işveren ortak bir payda da buluştukları için asgari ücret olabildiğince düşük tutuluyor. Aranan özellik ile layık görülen maaş vasat.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Betül Erikçi Arşivi