Kazım Aldoğan
Zerdüşt’e HÜDAPAR, Gavur’a İmam
Süleyman Soylu 14-28 Mayıs seçimlerinden sonra, HaberTürk’te, “Göreceksiniz, Tayyip Erdoğan’ın attığı Hüda-Par adımı Türkiye’nin yirmi-otuz yıl içinde Doğu ve Güneydoğu’da muhafazakâr politika açısından yalnız kalan, kendi kodlarına dönmeye çalışan dönemin en büyük akıllarından. Bu çok güçlü bir sosyolojik adımdır ve büyük devlet aklıdır” demişti.
Buradan çıkarılacak realitenin özeti şudur; Yirmi yılda, İslamcılık referans alınarak dalları budanan Cumhuriyet rejiminin Erdoğanizmolarak tanımladığım yeni dönemde kökleri yerinden sökülecek. Görünen o ki, bu yeni dönemde Türkiye’nin bütün sosyal, kültürel ne ekonomik sorunlarının çözümü için dine başvurulacak.
Hüdapar’ın TBMM’ne taşınmasının arkasındaki asıl muradın, AKP’nin Kürt sorununu ‘’Sünnilik’’ ve ağırlıklı olarak ‘’Şafilik’’ mezhebinin Kürt illerindeki etkisi öne alınarak çözmeye çalışacağı yönünde. Duisburg Üniverisitesi’nden Adnan Çelik’in 1+1 Ekspres’te ki söyleyişinde de çok doğru vurguladığı gibi; Bölgedeki toplumsal yapı ve örgütlenmeyi bozmak, orada yeni bir takım ihtilaf alanları açmak için çok sayıda strateji geliştirmeye çalışıyor.
AKP Kürt siyasetinin 70’lı yıllardan sonra güçlenen sol muhalefet damarını etkisiz kılmak için muhafazakâr Kürt kartını güçlü bir şekilde sahaya sürmek istiyor. Adnan Çelik bu konuda şu tespiti yapıyor;70’lerden beri Kürt siyasal hareketlerinin beklenti ve gelecek ufuklarını belirleyen en temel unsur sol eksenli siyaset ve özgürleşme tahayyülü. Yine 70’lerden beri bu tahayyüle karşı düşmanca bir tutum içinde olan, bu tahayyülün öngördüğü toplumsal gelecek ufkuna direnç gösteren ciddi bir kesim de var. Bu kesimlerin bir kısmı bunu açık politik bir karşıtlığa dönüştürmeden, Türk sağının ana akım siyasal partilerine oy vererek, Kürt hareketinin zayıflamasına yol açacak birtakım iktidar mekanizmalarına dahilolarak yaptılar. Bir yandan da Hizbullah gibi bu sol tahayyüle açık bir şekilde meydan okuyanlar da oldu. Onlar için bu sol tahayyül Kürtlerin Sünni ve Şafi Müslüman kimliğini, yani onların nezdinde “orijinal” kimliğini dejenere ediyor.
Bu analize katılmamak mümkün değil. AKPdin merkezli toplumsal dönüşüm ve çözümlemeleri sadece Kürt sorunu üzerinden yapmıyor. Geçtiğimiz günlerde, İzmir’de Milli Eğitim Müdürlüğü ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan protokol ile okullarda ‘’Manevi danışmanlık’’ adı altında imamlar göreve başladı. Anayasaya aykırı olan bu uygulama ile dinsel eğitim ve motifler ile öğrenciler bilimsel eğitimden uzaklaştırılacak.
Sonuç olarak, hem Hüdapar’ın Kürt siyasetinin merkezine konulması, hem de eğitimde imamların aktif olarak görevlendirilmesi, Erdoğan’ın daha önce söylediği, dindar nesiller yetiştirilmesi ve HDP için söylediği ‘’bunlar zerdüşt, bunlar ateist’’ sözlerinin yeni dönemde devletin kurumsal olarak bu talimatı yerine getireceğinin göstergesi.
Gavur İzmir’e imam, Zerdüşt ve ateist Kürt’e HÜDAPAR www.yenicizgihaber.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.