Kazım Aldoğan

Kazım Aldoğan

Saray Yine Montaj Siyasetine Dönecek

 

 

31 Mart seçimleri yaklaşırken AKP’nin İstanbul’u kaybetme endişesi Murat Kurum’un Kandil siyasetini tekrar kampanyanın bir parçası yapmasına neden oldu. Ekrem İmamoğlu’nun son derece organize ve yoksulluğu merkeze alan bir kampanya ile fark yaratması Saray’ın uykularını kaçırıyor.

 

Aslında biz bu filmi 14 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerde de görmüştük. Seçime iki hafta kalan sahte ve montaj videolarla Türk siyasetinin en kirli kampanyasına tanık olmuştuk. İktidar bloğunun İstanbul adayı Murat Kurum’un   ‘’CHP Kandil ile ittifak yaptı’’ sözlerinden de anlaşıyor ki, Saray’ın propaganda merkezi yine montajlı siyasetine başvuracak. Çünkü bu ağır ekonomik çöküş nedeniyle propaganda yapacak hiçbir argümanları yok.

 

BEKA VE MİLLİYETÇİ SÖYLEMDEN VAZGEÇEMEZLER

 

Türkiye'de şu anda dolaşımda olan milliyetçilik popülist olup, bir ideoloji olarak değil bir söylem olarak sandık için kullanılan bir aparattır. Milliyetçiliğin çeşitli siyasal-toplumsal bağlamlarda ortaya çıkan/çıkması istenen tepkilerden beslenen, insanın duygusal tarafınca kolayca kabul görebilecek bir ideoloji oluşu, onu siyasal mücadelelerde vazgeçilmez kılmakta ve milliyetçiliğin yeni koşullar ve gündemlere göre güncellenmesini kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle bu yerel seçimde de iktidar bloğunun üzerinde tepineceği alan yine milliyetçilik ve beka retoriği olacaktır ve muhtemelen yine hatırı sayılır bir müşterisi olacaktır.

 

14 Mayıs seçimlerinde muhalefetin iktidarın bu tanımladığımız siyasi strateji karşısında etkisiz olduğu gerçeği var. Kaldı ki 14 Mayıs seçimlerinde daha güçlü bir muhalefet görünümü vardı. Buna rağmen Erdoğan karşısında başarısız bir muhalefet pratiği ile karşı karşıyayız. Erdoğan’ın her seçimde başarılı olmasının temel kodlarını her defasında hafife alan, önemsemeyen bir muhalefet var.

 

Temel siyasi stratejisini toplumun aidiyetlerini ve diğer kimlikleri (LBGT örneği) ötekileştirme üzerine kuran Erdoğan’ın yaklaşan bu seçimde de yine aynı taktiklere başvuracağının emareleri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Erdoğan arkasında duran tarikat ve cemaat sosyolojisine paralel olarak, meydanlarda yine modern cumhuriyet hafızasını CHP imgesi üzerinden bildiğimiz o dille eleştirecek.

 

Böyle bir gerçeklik ortadayken muhalif seçmeni endişelendiren durum ise başta CHP olmak üzere, muhalefetin organize olmaması ve 14 Mayıs yenilgisinin verdiği olumsuz havadan bir türlü çıkamamasıdır.

 

CHP’nin yıllardır kangrene dönüşen aday belirleme sürecindeki belirsizlik ve iç kavgalarının seçime kırk gün gibi bir zaman kalmasına hala devam etmesi partinin seçime odaklanmasını engellemektedir. Özellikle Hatay’da aday kim olacak krizi, CHP Genel Başkanı Özgür Özel için liderlik potansiyelini tartışma konusu yaptı.

 

CHP için şu anda bu beceriksizliğin üzerini örten iki teselli var; birincisi, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 14 Mayıs seçimlerinde de ortaya koyduğu gibi siyasetin Türkiye gibi bir ülkede ciddi bir organizasyon olduğu gerçeği. İkincisi ise Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın polemiklerden arınmış ve sadece hizmet anlatımını merkeze alan seviyeli bir kampanya yürütmesidir. Görünen o ki AKP Mansur Yavaş karşısında erken havlu atmış.

 

İstanbul içinde durum, Saray’ın siyaset merkezi olup olmaması içinde ciddi bir sınav niteliğinde. Cumhur ittifakıyla birlikte CHP dışında yer alan bütün muhalefet Türkiye siyasetinde gelecekte önemli bir figür olması beklenen Ekrem İmamoğlu’na karşı birleşmiş durumda.

 

Ekrem İmamoğlu’nun bu seçimde de galip çıkması Türkiye siyasetinin bundan sonraki ağırlık merkezinin değişmesi anlamına gelecektir.  www.yenicizgihaber.com 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kazım Aldoğan Arşivi