Mehmet İletmiş
MERHABA BEYİM… HÖRMETLER…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Yaşadığımız şu son günler o kadar sıcak geçiyor ki… Tabi bu sıcaklar sadece hava sıcaklığı olarak değil, ülkemizin de çok sıcak bir siyasal süreç yaşadığını hesaba katıyorum.
Başbakan hafta sonu ilimize ve iki komşu ile uğradı. Tabi besleme basında koca puntolar…” Başbakan’a sevgi seli.”
Yahu kaynar kazana dönmüş kentimizde bütün olumsuzlukların ikinci sebebi olan kişiye nasıl bir sevgi seli oluşturdular? Son altı ayda 100 bin kişi işiz kalmış, 80 civarında fabrika kapısına kilit vurmuş, küçük esnaf hakkındaki icra takibinin sayısını şaşırmış, işçi, memur ve emekliler açlığın kucağında. Ama Başbakana sevgi seli oluşturan bir kentten söz ediliyor.
Ya bu seli oluşturanlar aklını yitirmiş ya da yazılan bu haberler doğru değil. Zira bu kadar olumsuzluğu yaşayan insanlar, çözümsüzlüğün sorumlusuna gerçekten sevgi seli oluşturuyor ise toplum tamamen “mazoşist” olmuş desek yalan mı olur acaba?
Neyse, bunu o seli oluşturanlar ve böyle olduğuna inananlar düşünsün. Ben aslında başka bir konuya, daha doğrusu başka bir soruna bakmak istiyorum. Yani CeHaPe’ye göz atacağım.
Önce bu konunun niye “sorun” olduğunu söyleyeyim. CeHaPe Ülkenin ikinci büyük partisi. Halkın umudu olması gereken bir parti. Sunduğu programlar ve projeler ile birinci parti olması gerekir. Zira bütün dünyada gelir adaletsizliği, hukuksuzluk ve yolsuzluk artınca halk kitleleri “sol” partilere yönelir.
Tarih bilimi ve siyasal birikimler böyle yazıyor. Ama yokluğun, yoksulluğun, yolsuzluğun tavan yapıp, hukukun yerlerde süründüğü ülkemiz bundan bi haber bir şekilde hala bu olumsuzlukların kaynağı olan siyasal partilere ve onların temsili başkanlarına sevgi seli oluşturuyor ise başta yöneticileri olmak üzere her CeHaPe’li oturup kendisini sorgulamalıdır.
Gerçi kentimiz hafta sonu böyle bir çalışmaya adım atmış ve CeHaPe partililerini ve temsilcilerini büyükçe bir restoranda toplamış. Çiçeği burnunda sayın il başkanı burada bir konuşma yaparak “Gaziantep’te partimizin oy potansiyeli aldığımız oylardan çok daha yüksek” demiş. Bravo vallahi.
İşte bu toplantıda sayın başkan bir şey daha söylemiş. “Sizlerden ricam, delege seçimlerinde partiye katkı sağlayacak, parti menfaatlerini ön planda tutan, partisini karalamayan, bölgesinde sevilen ve sayılan insanları delege seçmenizdir” demiş. Bir bravo daha.
Yahu kardeşim. Bu parti sadece delegelerden mi ibaret. Siz sandık başına oturtacak adam bulamadığınız köylere bile delege yazan bir partinin başkanısınız. Beş yıl önce ölmüş insanları delege yazan bir geçmişiniz var. Kahvehanelerde ulu orta birbirine sataşan, birbiri hakkında olmadık laflar eden insanları sırf “soyadından dolayı” delege ve bazen de yönetici olarak atayan bir yapının il başkanısınız.
Siz bu partinin gençlik kollarından beri içinde olan, onu parlamentoda temsil etmiş, büyükşehir belediye başkanlığına aday gösterilmiş birisiniz. Yani beyim siz bu yapıyı ben garipten daha iyi tanıyorsunuz.
Şu aralar hangi ailelerden kaç delege yazılacağı, kimlerin il, kimlerin genel merkez delegesi yapılacağı hesaplarının nerelerde ve kimler tarafından yapıldığını da benden iyi bilirsiniz. Kimlerin partisini ve partilisini karaladığını, kimlerin kimin adamı olduğunu da benden iyi bilirsiniz.
Ve siz bir şeyi daha benden iyi bilirsiniz ki bu partinin bir disiplin kurulu var. Tek oy bile alınamayan sandık bölgelerinde delege çıkaran “adamlara” bu disiplin kurulu şimdiye kadar ne yapmış? Partinin kayıtlı üyesi olduğu halde başka partilere çalışan, sırf istediği yerlere getirilmedi diye aleyhte atıp tutan ve demeçler veren kişilere ne yapılmış?
Birkaç emeklinin dışında kimseyi partiye çekemeyen kadın kollarına, pankart asacak genç bulamayan gençlik kollarına herhangi bir yaptırım uygulanabilmiş mi? Sivil toplum örgütleri, muhtarlar ve mahalle görevlileri ile hiçbir bağ kuramayan yöneticilere ne yapılmış?
İkamet ettikleri mahallenin muhtarını bile tanımayan sözde partili kimi ailelerin öne ittiği kadrolu temsilciler ve delegeler ile oluşacak herhangi bir yönetim, ya da masa başlarında oluşturulan il, ilçe ve belde yönetimleri sizin o sözünü ettiğiniz potansiyeli sandığa taşıyabilir mi?
Bu kentte var olan ve gerçekten proje ve politika üretebilen sendikalar ve düşünce kuruluşları ve üniversiteler ile bağ kurmadan, gençliği ve kadınları bu partiye kazandırmadan, kadrolu kişi ve ailelerin hegomanyasından kurtaramadan iktidar olacak bir CeHaPe hayal eden biri varsa öne çıksın.
İş sadece iyi niyetli sözler ile bitmiyor beyim. Hörmetler sunarım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.