LAF ARAMIZDA

Harika bir söz okudum geçenlerde "beş yıl sonra olacağın insan, tamamen bugün okuduğun kitaplar, zaman harcadığın insanlara, tükettiğin gıdalara, alışkanlıklarına ve giriştiğin konuşmalara bağlı" sözün sahibi Ruben Chavez.

 O kadar dolu bir cümle ki defalarca okudum. Hayat, evet! acımasız hoyratça bizleri yormakla, sınavdan sınava tabi tutmakla meşgul ediyor. Kimimiz büt e kalıyor, kimimiz başarılı olup bir üst sınıfa atlıyor kimimiz ise sorgulayıp sarpa sarıyor. Elbette doğru olanı söylemek ne bana ne de bir başkasına düşmez. Ama şu bir gerçek ki takılı kalmayı hayat sevmiyor sen durmak istesen dahi seni peşinden sürükleyiveriyor.

 Savrulurken bir çok insan değiyor hayatlarımıza. Kimisiyle mecburi sebepler ile zaman geçiriyoruz, bazısıyla zaafımıza yeni düşüyor öbürüyle eksik kalan duygularımızı tamamlamaya çalışıyor berikiyle boş vaktimizi değerlendiriyoruz.

   Ama fark edilmeyen önemli bir nokta var. Elbette insanlar iletişim ağında olması gerekiyor lakin: sebepler ne olursa olsun, doğrusuna, prensiplerini, kişiliğine uyumsuz olan bir diğer insan ile açıklaması ne olursa olsun oyunculuk yapmaması gerekiyor. Farkında olmadan o etrafında tasvip etmediği insanlara benzemesi an meselesi olabilir. 

Kitap okumak: hiç bilmediğin o uzak ülkelere beş kuruş para harcamadan gidip keşfetmek ,  tadını bilmediğin bir yemeğin damağında ki tadı, tanışma fırsatının hiç olmayacağı bilim insanlarıyla karşılıklı konuşmak gibi ucu bucağı olmayan bir gökyüzü bir okyanus misali.

Sağlıklı beslenmeyi sadece kilo problemleri olan değil gayet ideal kiloda olup da geleceğini düşündüğü için yediğine içtiğine dikkat edenlerinde dışlanmadığı bir toplum hayal ediyorum.

Alışkanlık işte bırakamıyorum, alışmak sevmekten zor geliyor, alışmış kudurmuştan beter, böyle methiyelerle uzar gider incelersek ;alışkanlıklarımız aslında, asıl olan bizi yansıtır gizlemeye çalışsak da, öğrendiğim bir bilgiye göre insanlar; yeni edindiği bir durumu alışkanlık haline getirebilmesi için 21 gün tekrar etmesi gerekiyormuş ki alışsın, kötü alışkanlıkları bırakmak ümidiyle..

Son olarak Konuşmalarımıza gelecek olursa: söz ağızdan çıktı bir kez, tükürdüğümü yalamam, bu lafın dönüşü olmaz vs. vs. o kadar keskin ve yersiz sözcük öbekleri ki her zaman savunmuşumdur bir insan "özür dilemeyi, teşekkür etmeyi ve keşke dememeyi" diline pelesenk ettikten sonra hayat daha yaşanılır hale geliyor diğer türlü kasarak güç oluyor sanırım.

Ha! bir de tebessümü eksik etmemekte fayda var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Betül Erikçi Arşivi