Kızıl Elma'mız Nerede?

Kızıl Elma'mız Nerede?

(Aklımızda deli sorular)

  1. Meşruiyet ile birlikte bu topraklarda filizlenen milliyetçilik akımı özellikle Milletçe Mücadele döneminde farklı bakış açıları kazanmış, cumhuriyet döneminde farklı siyasi görüş ayrılıkları ve bu minvalde belirlenecek olan yeni rejimin esaslarını tartışma konusu etmiştir. Dönemin bir kesim aydınları Doğu'nun zekası ile ilerlemeyi savunurken, bir kesim aydın Batı'nın yaşam tarzını ilke edinip Batı medeniyetini ön planda tutmuştur. Bu çıkmazda üç büyük fikir adamı vardır ki; bunlar toplumun esas duygularına tercüman olmuştur. Doğu-Batı karmaşasından topluma, kendi öz değerlerine göre yön verme çabası içinde mücadele etmiştir. Üç farklı Kızıl Elma siyaseti günümüzde etkisini kaybetse de, bu yüzyılın konusu yine bu üç siyasi bakış açısıdır.

Ziya Gökalp'in Kızıl Elmas'ı Türk'ün kanının sulandığı büyük Turan devletidir. Prensip olarak Türk Milliyetçiliği çerçevesinde bu hedefe varılacağını; dilde, dinde, işte Türklük ideolojisi ile tam bağımsız bir devlet olunacağı fikri ağır gelir. Onun için vatan sınırları çizilemeyen büyük Türkistan yani Turan devletidir. Bu perspektifini:

Vatan ne Türkiye'dir Türklere Türkistan

Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir Turan!.

Dizeleri ile ifade eder.

Mehmed Akif Ersoy'un Kızıl Elmas'ı ise büyük adalet ve hoşgörü dönemi olarak adlandırılan Asr'ı Saadet dönemi özlemidir. İstiklalci Türk Bey'i olması onu özelde Türk milliyetçisi olarak konumlandırabilir. Ancak onun yeri genelde Ümmet'in kalbidir. O da bu siyasi görüşünü şu dizelerle haykırır;

Ne Türklük kalacak, ne Araplık aç gözünü

Dinle peygamber-i zişanın ilahi sözünü

Yahya Kemal Beyatlı'nın Kızıl Elmas'ı ise sınırları çizilmiş, mevcut halinin korunması gerektiği inancını taşıdığı Anadolu topraklarında "Anadoluculuk" fikrinin benimsenmesidir. O da 1071 Malazgirt Savaşını milat olarak benimsemiş. Ve bu topraklardaki milletin o dönemin şuuruna layık olması gayretini savunmuştur.  Süleymaniyede Bayram Sabahı adlı şiirinde:

Ta Malazgirt Ovasından yürüyen Türkoğlu

Bir nefer miydi derin gözleri yaşlarla dolu

Dili bir gönlü bir imanı bir insan yığını

Görüyor varlığının bir yere toplandığını

Şeklinde dile getirmiştir.

Bu üç fikir döneminde çok ilgi görmüş ancak milliyetçilik etkisi ağır basmış ve Yeni Türk devleti Ziya Gökalp'in Türkçü düşünceleri üzerine inşa edilmiştir. Türkçülüğün Esasları adlı eser yeni rejimin devlet politikası haline gelmiştir.

Şimdi gelelim bundan sonrasına. Yani günümüz devlet planlama, gelişme, değişime ve dönüşüme açık, ilerleme kaydedecek aydınlarımız nerededir? Bunların bir Kızıl Elmas'ı yok mudur? Cihan harbinden çıkan bu aydınların bu kadar fikir üretme kabiliyeti var iken, bu ülkeyi bugünlere taşıyanlara karşı vefa gösterecek bir devlet adamı, bürokrat, gazeteci yazar yok mudur? Bizi ileriye taşıyacak Kızıl Elma'mız yok mudur? Hedefimiz Turan değil, Anadolu değil, Asr'ı Saadet değilse şimdiki hedefimiz nedir? Devleti var eden temel unsurun Millet olduğu gerçeğini ne zaman idrak edecekler?

Aklımızda deli sorular, sormaya korkan pısırıklar, dini bilmeyenler, yaşadığını din zannedenler, mefkuresiz kalan yoldaşlar, alın teri gözyaşı gibi akıp giden emektarlar, ahlaktan yoksun sanatçılar, çevik olmayan sporcular, yalansız günü olmayan politikacılar, çaresiz eğitimciler, eğitime muhtaç öğrenciler, umutsuz babalar, kaygılı evlatlar…. Daha kimler kimler…

Aklımızda deli sorular; Kızıl Elma'mız Nerede?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doğan Atmaca Arşivi