Turkuaz Bisiklet Derneği olarak kadın bisikletçilerin sayısını arttırmak adına zamanla çok önemli adımlar attık. Fakat genellikle hazır bahaneler ve isteksizlikler önümüze çıktı. Bununla ilgili sizlere dünyayı bisikletle gezen ilk kadının hikâyesini paylaşmak istiyorum. Bu metni okuduktan sonra bahanelerinizi bir kez daha gözden geçireceksiniz. 1800’lerin sonuna doğru dünyanın bütün çevresini bisikletle dolaşacak kadar yürekli, maliyetini bisikletine reklam alarak ya da minim şeyler satarak karşılayan, bisikleti rahat kullanabilmek için kısa pantolon giyen ve böylelikle kadın kıyafetlerindeki değişimin öncülerinden biri olacak kadar özgür ruhlu kararlı bir kadının öyküsü... Annie Londonderry 25 Haziran 1894’de 24 yaşındaki Annie, dünyanın çevresini bisikletiyle dolaşacağını söylediğinden bu yana, kendisini “Londonderry” soyadıyla tanıtıyor. Asıl soyadı ise Kopchovsky. Yoksul bir Yahudi ailede büyümüş ve kocası Max ile birlik üç çocuğu, ağabeyi ve onların iki çocuğuyla yaşamak durumunda kalınan bir aile ortamı. Kadınların büyük ideallerle ortaya çıkmasını, toplumun geneline kabul ettirmek o tarihte zorken, üç çocuğu olan bir anne olarak bu o tarihte nerdeyse imkânsız. Eşi Max ise bir işportacı. Annie, içerisindeki girişimci ruhuna rağmen maalesef hiç eğitim görmemiş. 7 yaşında öksüz kalarak 18 yaşında da evlendirilmiş. Kadınların seçme-seçilme ve eğitim haklarıyla eşit haklar talep ettikleri o yıllarda, bisikletler ise özgürlüğün sembolü haline gelmişti. Annie, ün ve özgürlüğünü kazanmak için bu durumu bir fırsat olarak gördü. Annie, Dünya'nın etrafındaki bisiklet turu girişiminin iki zengin adam arasında bir bahis olmasını sağladı. Bahse göre eğer 15 ayda toplam 5000 dolar kazanmış olarak geri dönerse, 10.000 doları hemen kazanacaktı. Sadece hediyelik eşya ve reklam satması zorunluydu. Lithia Su Şirketi bu projeye başlangıçta 100 dolar ödemişti ve bisiklete şirketin reklamı da böylelikle koyulmuştu. Annie büyük törenlerden sonra, iki gün fotoğraf çekilmeyi bekleyerek, 27 Haziran’da yollara düştü. 24 Eylül’de ABD'de Chicago’ya girdiğinde, 1500 km seyahat etmişti. Annie bir ara yorgunluğa yenik düşerek pe ermek üzereydi ve tam o zamanlarda Sterling Bisikletleri, ona 26 kiloluk bir erkek bisikleti vermeyi ve reklam sözleşmesini teklif etti. Sterling bisikletlerine tekerlek üreten başka bir üretici de başka bir sözleşmeyi bu arada sundu. Annie ise New York’a geri dönmeye karar verirken oradan Fransa’ya geçerek bir gemiye binecekti. Annie, New York Buffalo’ya ulaştıktan hemen sonra bir çocuk pantolonu alarak, dizaltında kısa pantolon niyetine giymeye başladı. Onu görenler ilginç tarzına şaşırıp kalıyordu. New York’dan bindiği gemide herkesin ilgi odağı oldu. Yoldaki maceralarını da masal gibi anlatıyordu, güvertede de bisikletle birkaç tur atıyor ve paralar topluyordu. Paris’te, Sterling bisiklet firmadı tarafından misafir edildi. Bisiklet  o yıllarda Fransa’da çok popülerdi, Annie basından da büyük ilgi gördü. Annie'nin yolculuğuna başlamasından bu güne altı ay geçmişti. Marsilya’ya gitmek için yola çıktı. Orada da sponsor firmalar vardı. 20 Ocak 1895 tarihinde ise Mısır’dan Sidney’e geçmek üzere yola çıktı. Artık bisikletin üzerinde değil onunla birlikte geziyordu. SriLanka’da bir yerel bisiklet kulübünün üyeleriyle beraber, şehrin etrafında uzun bir tur attı. Hatta yerel bir gazete tarafından sahtekârlıkla bile suçlandı: Fransa ile Singapur arasında yolculuk yaparken onun bisikletle dolaşma iddiasını gündeme getiriyordu. Tam olarak 15 ay gibi bir süre sonra yolculuğuna başladığı ilk yere, Boston’a dönebildi. Yolculuğu büyük bir başarıydı. Sunumlarında dramlar ve detaylarla dolu bir hikayesini anlattı. Zeki bir girişimci, eğlenceli bir konuşmacı olarak hala anılmaktadır. Bahiste söz konusu olan parayı aldı mı derseniz tabi ki hayır....Çünkü ortada böyle bir iddia aslında hiç yoktu. Bunların hepsi onun milletin dikkatini kendine çekmek için yaptığı küçük oyunlardı. Hatta kendisi ve yolculuğu hakkında anlattığı pek çok detayda yalandı… Önemli olan başarılı girişim ile bir ev kadının kendi hayatını istediği gibi şekillendirmesiydi. Yolculuğundan sonra ailesiyle birlikte Newyork’a taşındı. Daha sonra ise gazetecilik yaparak yaşamına devam etti.