Hükümdar!.. 

Machiavelli 1513 yılında kaleme aldığı 'Hükümdar' adlı eserinde, hükümdarlığın nasıl oluştuğunu, hükümdarın hangi süzgeçlerden geçtiğini, hangi sorumluluk ve zaaflarının olduğunu tam beş asır önce kaleme almıştır. 

Bu esere göre hükümdar olmanın iki yolu vardır; birincisi halkın baskısına dayanamayan seçkinler, kendi aralarından birini ön plana çıkarıp hükümdar olmasını sağlarlar. Ve böylece kendi içinden seçtikleri birinin gölgesinde iştahlarını kabartmaya devam ederler. İkincisi ise, seçkinlerin baskısına dayanamayan halk kendi içinden birini seçer ve ondan gelecek işaretle bütünlüklerini korumaya çalışır. 

Birinci olanaklardan iktidara gelen hükümdar, halk tarafından pek benimsenmez. Ancak halkın desteğini almadan otoritesini koruması da mümkün değildir. Çünkü seçkinler arasındaki çıkar ilişkisini korumak ve kollamak birinci görevidir. Hal böyle olunca toplumdaki çözülme önüne geçilemez bir hal alır. 

Gelelim hükümdarda bulunması gereken özelliklere: Hükümdar adaletli ve merhametli olmak zorundadır. Bu bazen adil gelir dağılımı bazen hukukun üstünlüğü bazen eğitim eşitliği ve fırsatını kollamak ve korumakla yükümlüdür. Bu dengeyi sağladığı vakit tam anlamıyla görevini idrak etmiş olur. Hükümdarda itibar tasarrufu olur, ama israf olmaz. Hükümdar politikasını vatandaşının önceliğine göre yapar. Kendisinin iktidarda kalabilmesi bununla eşdeğerdir. Önceliği, vatandaşı olmayan hükümdarların akıbeti tarihin karanlık sayfalarına karışmıştır. 

Hükümdar bu minvalde duygusal olamaz, devlet erkanını işin ehli yeteneklere vermekten geri durmaz, yüzde yüz Liyakat esaslı politikası ile sınırları içinde yaşayan vatandaşına güven verirken, dış politikaya karşı kararlı ve dinamik bir duruş sergiler. Bu duruşun karşılığı ise elbette hükümdar için olumlu etkiler oluşturur. 

Devlet-birey-özgürlük zincirini sağlam dizayn eden hükümdar için, işgal edilme korkusu yoktur. Sadece bir sınıfı kendisine tabii olacak şekilde politikasını belirleyen hükümdar, varlığını algılar üzerinden sürdürmeye çalışır. Toplum bunu kabullenmiş ise hükümdar için bir problem söz konusu değildir. Ama toplum pusuda bekliyorsa ve hükümdarı uyaracak bir uyarıcı mekanizma devreye girmemişse hem hükümdar hem toplum için tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Tehlikenin en önemlisi ülkeden kaçışlar yaş ortalamasına bakılmaksızın başlar, kalanlar ise varlıklarını devam ettirebilmek adına her şeyi yapabilecek "kontrolsüz güç" olarak sermaye kalır. Yanlış anlaşılmasın bu bir seçim hakkı değil, tam anlamı ile zorunluluktur. Çünkü tüm bunlar hükümdarın halkta korku, boyun eğme ve karamsarlık gibi duyguları kazandırma başarısından ibarettir. 

Son olarak Maccivelli'nin şu sözleri ile bitirelim: "Güvenini insanlar üzerine kuran hükümdar, onu bataklığın üzerine kurmuştur. İnsanlara verdiği korku ve nefret bir ok olarak kendisine döner. Ve hiç bir kimse kendi gücüne dayanmayan bir iktidarın ünü kadar zayıf ve değişken değildir."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doğan Atmaca Arşivi