Bu gün fiyasko ile biten bir uygulamadan söz edeceğim önce, sonrada şu koca kentte yapılan temayül yoklamalarına bir göz atacağım. Son on üç yıllık AKePe iktidarı döneminde Türkiye 5 milli !!! eğitim bakanı gördü. Her bir atanan bakan eğitim sistemini kendince yazdı, çizdi, yerine gelen bozdu. O da kendi sistemini kurmaya kalktı. Bu süre sınavlarda yaşanan kopya skandalları, müfredat değişikliklerinden doğan sorunlar ve en çokta atamalarda yaşanan fiyaskolar ile anılacak herhalde. İlk atanan talim ve terbiye kurulunu, müfredat kurullarını ve teftiş kurullarını hallaç pamuğu gibi attı. Bir gecede tüm bu görevliler yerlerini AK alınlı, nur yüzlü ve badem bıyıklı haleflerine devrettiler. Tüm müfredat ve gelenekler yerle bir edildi. Liyakat yerine sadakat, çağdaş bilim yerine doğmalar hakim kılındı. O değişti,  tüm bunlarda değişti. Her gelen bir öncekinin yaptığı her şeyi yeniden yıkıp yapmaya girişti. Ucube bir 4 x 3 sistemi sokuldu eğitim hayatına. Beş yaşındaki çocuklar okullu oldu, on üç yaşında evlendirilen çocuk gelinler ya büyük travmalar yaşadılar ya da intihar ettiler. Bu kadere razı olan çocuk gelinlerin bir kısmı da namus!!! Cinayetlerinde can verdiler, vermeye devam ediyorlar. Sonra tüm okulların atama yönetmelikleri değiştirildi. Bir gecede 50 bin civarında yönetici yerlerini yeni AK yüzlülere devrettiler. Eğitim camiası ayaklandı. Mitingler, basın açıklamaları ve iş bırakma eylemleri gerçekleştirdiler. Kazanılmış hakların yok edilmesine, liyakatin ortadan kaldırılmasına, fütursuzca kadrolaşmaya itiraz ettiler. Bu atamaların eğitim kalitesini düşürdüğüne ve çalışma barışını bozduğuna dikkat çektiler. Bu yönetmelikten güç bulan yerel idareciler !!! deneyimden yoksun kişileri müdür, o müdürlerde eşini dostunu kendisine yardımcı atadılar. Yani okullar yandaşların (özellikle yandaş sendikanın) çiftlikleri gibi yönetilmeye başlandı. Siyasal iktidardan bağımsız faaliyet gösteren öğretmen sendikalarının tüm itirazları, geliştirdikleri yöntemler ve atama yönetmeliğinin alternatifi sistemler görmezden gelindi. Peki,  bu gün hangi noktadayız. Yapboz tahtasına dönen yönetmelik hakkında ilimizde açılan dava yerel mahkeme tarafından haksız bulunarak iptal edildi. Atamalar için yapılan mülakatların ve ölçü olarak alınan kriterlerin adil ve yerinde olmadığı gibi gerekçeler (mealen) ile yönetmeliğin ilgili hükümleri ortadan kaldırıldı. Yani şu an görevde bulunan tüm okul müdürleri ve yardımcıları hukuki olarak görevsizleştirilmiş oldu. Bu yöneticiler o koltuklarda fiilen oturuyorlar sadece. Hukuken olmayan bir hak kullanımını sürdürüyorlar. Peki, sendikaların önerisi ne bu konuda? Okul müdürlerinin tüm öğretmenler, öğrenciler ve okul aile birliklerince, liyakat ve yeterlilik kriterleri, hizmet süreleri ve çevre ile okul içerisindeki iletişimi,yönetim becerileri dikkate alınarak yapılacak seçimler ile yardımcılarının ise o okuldaki öğretmenlerin seçimi ile yapılmasını istiyorlar. Haksızlar mı? XXX Temayül yoklamaları ve milletvekili adaylarının belirlenme yöntemleri.  İlimizde kimi partiler adaylarını merkez ataması (onlar yoklaması diyorlar), kimi partiler temayül yoklaması ile belirliyorlar. Merkez ataması yapacaklara bir sözüm yok. Zira onlar zaten anti-demokratik bir yöntemi kabul etmiş ve uyguluyorlar. Ama ben şu temayül yoklaması fikrine taktım biraz. AKePe de 117 aday adayı başvuru yapmış. Eski vekiller, il ve ilçe yöneticileri, yeni yetme işadamları, reklam severler, ihale komisyoncuları, birilerinin adamları, ne ararsanız var içinde. Ama bu isimlerin bir kısmı kendisini liste birincisi gibi görüyor ve lanse ediyor olmalı ki kim yerel gazeteler bunları manşetlerine bile taşıyorlar. Daha bu sayımlar açıklanmadan, yapılacak sözlü sınavlar !!! bitirilmeden biz bir çok ismin birinci sırada olduğunu okuyoruz! Benim gördüğüm o ki bu reklam sever zatların çoğu kendisine ilk on ikide yer bulamayacaklar. Değil mi ki son sözü bir kişi söyleyecek. O kişi hangi ölçülere göre atama yapacak, hangi ilişkileri ve taahhütleri baz alacak bilen var mı? Yerel yöneticilerin ve delegelerin verdikleri olumlu oylar onların atanması için yeterli mi sanıyorsunuz? Onların hangi yetenekleri, kariyerleri, deneyimleri ve birikimleri dikkate alınır mı sanıyorsunuz? Daha kestirme bir şey söyleyeyim. Bu kent insanının beklentileri ve talepleri bile göz önüne alınmaz bence. Tüm ölçünün ne kadar sadık ve itaatkar olacakları hususu olacağına kalıbımı basarım. Bu kentte başvuru yapanların dışında birçok ismin bu süreçte dile getirildiğini unutmayın. Atanacakların içerisinde de bu isimlerin dışında kimselerin olacağını şimdiden kabullenin. O halde bu kadar tantana, toplantılar ve sandık kurmalar ne için? Tamamen kendi tabanlarını ve oy depolarını sağlama almak, kasalarına başvuru bedeli olarak girecek milyonların çoğalmasını sağlamak ve demokrat görünmek sevdasına yapılıyor bu yoklamalar. Kaderleri bir kişinin iki dudağı arasında olan bunca aday adayının bence bunları bilmesi kendi yararlarına olacaktır. Zira sükutu hayale uğramak var işin sonunda. Ben söyleyeyim de…