Değişiklik Kabul Edilemez!

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı tarafından kamuoyuna açıklanan 657 sayılı Kanunda yapılması düşünülen değişiklikler çalışma barışını kökten dinamitleyecek bir girişimdir. Bu tasarıyla mevcut kamu yönetimi kökten değişecek, kamu hizmetinin niteliği düşecek ve kamu emekçilerinin iş güvencesini ortadan kaldıran esnek çalışma düzeni getirilecektir. Bu tasarı kapalı kapılar ardında hazırlanmış, son ana kadar Konfederasyonlardan kaçırılmıştır, “ben yaptım oldu” anlayışının bir ürünüdür. Tasarı sendikaların yazılı taleplerine rağmen ulaştırılmamış, gizlenmiştir. Tasarının kamuoyuna açıklamasıyla birlikte bu gizliliğin nedeni de ortaya çıkmıştır. Çünkü bu tasarıyla yapılmak istenen değişiklikleri kamu emekçilerinin kabul etmesi, sineye çekmesi mümkün değildir. İşte tam da bu nedenle tasarı emekçilerden kaçırılmıştır. Değişiklikte yer alan kamuoyunda özel sektörden CEO transferi yapılabilmesi olarak bilinen özel sektör yöneticilerinin kamu kurumlarına idareci olarak atanması konusu çok önemli sakıncalar içermektedir. Örneğin büyük bir dershane yöneticisinin il milli eğitim müdürlüğüne atandığını düşünelim, bu yöneticinin eğitimin kamusal niteliğine uygun bir yöneticilik yapması nasıl mümkün olacaktır? Ya da aynı yöneticinin dershaneleri denetlemesi kamu vicdanına uygun olacak mıdır? Tasarının 5. Maddesi ile 657 sayılı Kanunun 100 üncü maddesi değiştirilerek “Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkündür.”denilerek esnek çalışmanın yolu açılmaktadır. Mevcut sicil sisteminin bazı olumsuzlukları olmakla birlikte, buradaki eksikliklerin düzeltilmesi yerine görevleri kanunla belirlenmiş olan kamu hizmeti olan kamu görevlileri arasında çalışma barışını bozacak ve tamamen idarecinin insiyatifi ile yandaş memur yaratmayı hedefleyen başarı ve ödül sistemi getirilmektedir. Tasarının 13. Maddesi ile mevcut 657 Sayılı Yasanın 125. Maddesinde uyarı veya kınama cezası öngörülen fiillerin çoğu, maaştan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması gibi daha ağır cezalara tabi kılınmış, yeni pek çok disiplin suçu yaratılarak özellikle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına ilişkin eylemlerin sayısı arttırılmış ve iki kez kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alan memurun görevine son verilmesi düzenlemesi getirilerek son derece basit eylemler memurun görevden çıkarılmasının nedeni sayılacaktır. Yine mesleki bir konuda basına açıklama yapması gereken bir kamu emekçisi örneğin ameliyat sonrası açıklama yapan bir cerrah bu eylemi nedeniyle kademe ilerleme cezasına tabi kalacak, tekrarı durumunda işten çıkarılabilecektir. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. Maddesine daha önce yer almayan “Grev Yasağı” getirilmiştir. Tasarı sendikalı kamu emekçilerine Geçici 58. Madde ile 4688 Sayılı yasaya eklenen TOPLU GÖRÜŞME ÖDENEĞİ verilmesi ön görmektedir. Hükümet bu yolla daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen uygulamayı Anayasa Mahkemesi kararını hiçe sayarak yandaş sendika yaratma ve bunu nemalandırma amacıyla sendika hukukuyla bağdaşmayacak bu düzenlemeyi bir kez daha gündeme getirmiştir. Buna göre sendika üyesi olan kamu görevlilerine Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda 4 defa toplu görüşme ödeneği (ikramiyesi) verilecektir. Bu şekilde, sendika üyesi memurlara ödenecek sendika üyeliği ikramiyesinin yıllık tutarı yaklaşık 122 TL’dir. Sendikalar emekçilerin öz örgütleridir ve bu nedenle işverenden bağımsız olmaları esastır. Bu nedenle sendikalar sadece üyelerinin kendi gelirlerinden ödeyecekleri aidatlar sayesinde ayakta kalmalıdır. Ayrıca bilindiği gibi toplu görüşme ödeneği uzun zamandır yandaş bir konfederasyon tarafından her fırsatta talep edilmektedir. AKP iktidarı döneminde % 900’lere varan üye artışlarıyla yetkili konfederasyon haline gelen bir konfederasyonun bu talebinin tasarıda yer alması diğer konfederasyonlardan gizlenen tasarının bu konfederasyonla paylaşılmış olduğu kuşkusunu doğurmaktadır. Emekçilerin siyasi iktidarın bu tasarısını kabul etmeleri mümkün değildir. Kuşkusuz 657 sayılı yasada değiştirilmesi gereken pek çok hüküm vardır; ancak bunlar emekçilerin temsilcilerinin de görüşü alınarak geniş bir mutabakat ekseninde yapılmalıdır. Çünkü 657 sayılı yasa kamu emekçileri açısından bir üst sözleşme niteliğindedir. Bu nitelikte bir yasa tek yanlı dayatmayla değiştirilemez. Tasarı kamu emekçilerinin grev ve toplu sözleşme hakkını tamamen ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Sendikalarımız bir dernek haline getirmeyi, emekçileri eylemden, hak aramak ve taleplerini dile getirmekten yıldırmayı hedeflemektedir. Kamu emekçileri olarak siyasi iktidarın bu girişimine karşı çıkıyoruz. Bu tasarının yasalaşmaması için mücadele edeceğimizi buradan ilan ediyoruz. Bunun için fiili ve meşru mücadele zeminlerinde sesimizi yükselteceğiz.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ersönmez Arşivi