Çıkış yolu

Kürt sorununun çözümsüzlüğünün ya da çözülebileceğine ilişkin bir algı ve güven oluşmaması her gün yeni trajedilere, acılara ve belirsizliklere neden oluyor.

Diyarbakır’da bir “Çözüm Çalıştayı”nın ardından iki gün sonra Lice ‘de bir katliam yapıp ardından da sus pus olunması nasıl açıklanır. İnsan biraz sıkılır biraz utanır.

Bir yılı aşkındır barış ve demokratik çözüm adına bir süreç işletiliyor ama ne barışın dili var ne de yaklaşımı. Yapılmakta olan tek şey aldatıcı, yanıltıcı, oyalayıcı bir süreç. Yani YALAN.

Barış ve çözüm süreci adına Kürt halkının direnişini, isyanını beklemeye alıp, ekonomik, toplumsal alanda her naneyi yiyeceksin, halkların mücadele birliğini bin bir yalan ve dolanla bozmaya çalışacaksın.

Roboski, Rojova’da doğrudan ya da dolaylı insanlığa karşı suç işleyeceksin, Soma’da geliyorum diyen bir katliamın birinci derecede sorumlusu olacaksın; sonra da kalkıp çözüm yol haritası hazırlanacak deyip ardından Lice’de savaş hazırlığına ve karakol yapımına karşı, barış ve çözüm için sivil tepkilerini açığa vuran insanları kurşunlayacaksın. Ardından “yerseniz” diyeceksiniz.

Artık kimse bunu “yemeyecek”. Bugüne değin de“yer gibi” görülmüşse bu sürecin kesintiye uğramaması, çatışmasızlığın yarattığı fırsatın heba edilmemesindendir. Birkaç gündür Lice’de, çevre il ve ilçelerde yaşanılanlar, 1990 ve 93’lerin yeniden sahneye konulmak istenmesidir. 1993 yılında Lice katliamının ardından, İHD ve Derneğin oluşturduğu heyetle Lice’ye girmek istemiş ama girememiştik.

Katliamın ardındaki gerçeği açığa çıkarmak ve tanıklık yapmak istemiştik. Ne var ki, Lice girişindeki askeri karakol önünde yapılan yığınak ile geçişimize izin verilmemişti. General Bahtiyar Aydın ve 20 kişinin güvenlik güçlerince nasıl katledildiği ve Lice’nin nasıl yakılıp yıkıldığı sonradan açığa çıkmıştı. Yapılan son çalıştayda, eve, hayata ve siyasete dönüş denilirken, 1993’lere dönüşün yeni provaları yapılmaktadır. Yapılacağı söylenen yol haritası, takvimleri süreci uzatmanın başka adlandırmasıdır.

Ne yapılacağı, ne yapılması gerektiği ortada. Kısa, orta ve uzun vadeli bir program yapıp, açıklayıp derhal harekete geçilmelidir.

•          Hasta mahpuslar serbest bırakılmalıdır.

•          Başta KCK olmak üzere tüm siyasi tutsaklar evlerine dönmelidir.

•          Roboski failleri açığa çıkarılıp, bağımsız yargıya taşınmalıdır.

•          Rojova’da işlenen suça ortaklık yapmayarak, Rojava devrimine saygı duyulmalıdır.

•          Demokrasiden, hukuktan ve insan haklarından uzaklaşmayı frenleyip Türkiye’nin can çekişmesi durdurulmalıdır. •          Sürecin hukukunu oluşturup derhal yasal dayanak sağlanmalıdır.

•          Abdullah Öcalan’ın koşullarını belirsizlikten çıkarılıp, görüşme ve haberleşmesi kolaylaştırılmalıdır.

•          Tüm düzenlemeler anayasal ve yasal bir hatta bağlı kılınmalıdır.

•          Gezi, Soma ve Lice’de yakınlarını yitirenlere karşı vicdanlı ve insancıl yaklaşılıp, faillerini açığa çıkarılmalıdır.

•          Demokratik, barışçıl toplantılara saldırılmamalı, işçi cinayetlerini durduracak önlemler derhal alınmalıdır. Bu sıralama bitmez. Neler yapılması gerektiği artık herkesçe biliniyor. Burada aranılan ve olması gereken; samimiyet, irade, cesaret ve bu düzenlemelerin yapılmasına duyulan ihtiyacın gücü ve kararlılığıdır. Yoksa iktidarın anladığı çözüm, Kürt halkı için çözüm değildir.

Tüneldeki ilerleyişin bir ışıltısı olsun, bu umudu yeşertsin yeter. Sonrası gelir. Kürt halkı yaklaşık 30 yıldır asker, polis, Jitem, korucu saldırılarını, katliamlarını savuşturmuş, direnişini ve varlığını korumuştur.

Şimdi, Kürt halkının ve ezilen halkların dostlarının, demokrasi güçlerinin yapması gereken, bu direnişe topyekun sahip çıkılması, bu YALAN’ın sona erdirilmesi ve gerçek bir barış ve özgürlüğün önünün açılmasıdır.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Akın Birdal Arşivi