Bu oyun bozulmalı

a2 Bir İnsan Haftaları Haftası daha geride kaldı. İnsan hakları günü başlayıp, bu haftanın bize yaşattıklarına ve anımsattıklarına bir bakalım. İnsan hakları günü, kimi resmi söylemlerle soslanmış, demeçlerle geçiştirildi. Bu haftayı medya görmedi. İnsan hakları etkinlikleri görmezlikten gelindi.. 11 Aralık günü Gever’de, Veysel İşbilir, Mehmet Reşit İşbilir ve Bemal Tokçu katledildi. Gezi direnişinde yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fadime Ayvalıtaş yürek acısına dayanamayıp yaşamını yitirdi. ÇHD İstanbul Şube Başkanı, muhalif, devrimci avukat Taylan Tanay’ın gözaltında işkence görüntüleri açığa çıktı. İki yurttaşımız çığ altında kaldı. Erdal Eren idamının 33. yıldönümünde anıldı. İHD cezaevlerinde 163 ağır hasta mahkumun durumuna dikkat çekmek için 163 dakika oturma eylemi gerçekleştirdi. Yaklaşık dört yıldır içerde yatan BDP milletvekillerinin tahliye talepleri mahkemece reddedildi. Kır yoksullarının ekonomik demokratik mücadele örgütü KÖY-KOOP’un Çukurova önderi Akın Özdemir katledilişinin 35. yıldönümünde anıldı. KCK davalarında dört yılı aşkındır cezaevlerinde yatan Kürt siyasetçi, avukat ve gazetecilerin duruşmaları yapıldı. 19 Aralık,devrimci muhalif mahkumlara yapılan ölüm operasyonunun 13. yılı. 24 Aralık, Kahramanmaraş katliamının 35. yıldönümünde Alevilere ve insanlığa karşı işlenen suçlar anımsanacak. 24 Aralık, ÇHD’nin bir yıldır tutuklu bulunan devrimci avukatları mahkemeye çıkarılacak. Ve 28 Aralık, 14’ü çocuk 34 Kürt yurttaşımızın Roboski’de katledilişinin ikinci yıldönümünde faillerinin açığa çıkarılması istenecek. Sıraladıklarımız, İnsan Hakları Haftası ve Aralık ayında yaşanılanlar ve yaşanılacak olanlar. Hiç kuşku yok ki atlanmış olanlar da vardır. Bunlar ilk akla gelenler. Nerede görülmüştür bir haftanın, bir ayın takvim sayfalarının böylesine saldırı ve utançla yazılmış olduğu. İşte dün BDP milletvekilleri için verilen karar. Hangi adaletle, hangi hukukla, hangi vicdanla açıklanabilir? İnsan haklarının öznesi herkes ise, Kürtler ve onun milletvekillerine, seçilmiş siyasetçilerine, avukatlarına, gazetecilerine, gençlerine reva görülen nedir? Bugün söz konusu olan kardeşlik değil, eşitlik, adalet ve özgürlüktür. Sorun bugün budur. Mustafa Balbay’ın tahliyesi önümüzde dururken tutuklu BDP milletvekillerinin tahliyesinin reddedilmesinin gerekçesi ne olabilir? Olursa da inandırıcılığı nedir? Tahliyelerin reddedilmesi, sadece BDP milletvekillerinin özgür olmaması değil, Kürt halkının varlığının ve iradesinin de reddidir. Bununla da kalmayıp bu devletten, bu iktidardan farklı düşünenlerin ve onlardan olmayanların yok sayılmasıdır. Bu olup bitenlerin bir de “süreç” diye adlandırılan zaman dilimine rastlıyor olması ayrı bir paradokstur. Tahliyelerin reddedilmesi hangi vesayetin gücünün ve hangi pazarlığın sonucu olursa olsun, kabul edilemez. Oynanan demokrasi oyunu, barış aldatmacası son bulmalıdır. En büyük suç, ayrımcılık ve ırkçılıktır. En büyük suç umudun yaralanması ve öldürülmek istenmesidir. Her şeye rağmen bu hafta sonsuzluğa uğurladığımız büyük özgürlük savaşçısı Mandela’nın ışığı hepimizin yolunu aydınlatacaktır. Önemli olan bu toz duman içinde değerlerimizi, anılarımızı unutmamak ve unutturmamak olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Akın Birdal Arşivi