Hepimizin evindeki ayakkabı kutuları meğer ne işlere yarıyormuş da haberimiz yokmuş. Yıllardır boş kutuları atar dururuz. Hiç  aklımıza gelmedi içinde para biriktirmek. Ama birilerinin baya işine yaramış kutular belli ki. Milleti uyutup kutucuklardan hazine yapmışlar. Ne denir bilinmez. Bunların hesapları her iki tarafta  da görülecek  İnşallah. Yok öyle  her dakika yatlar, katlar gemicikler, uçaklar almak kara paralarla! Ortalık iyice karıştı ve hırsız polis oynanıyor. Filmlere konu olan derin devlet söz konusu. Oyun içinde oyun Vallahi. Başbakanımız yıllar önce şöyle demişti "Ben hayatımda hiç oğuldan babaya geçen hırsızlık alışkanlığı görmedim, kötü alışkanlıklar hep babadan oğula devreder" Haklıymış adamcağız. Hakikaten babadan oğula geçermiş pislikler demek ki. Yalnız ülkemizde deşifre edilmek istenildiğinde ortaya çıkıyor ne yazık ki... Cemaat iktidar kavgası gibi gösterilen bu iç karıştırma davasında tahminimizin çok ötesinde dönen hesaplar olduğuna inanıyorum nedense. Özellikle dershane meselesi sırasında patlak veren bu olaylar, tamamen planlı ve iç karışıklık amacıyla düzenlenmiş projelerdir. Oy meselesinin de üzerinde bir hesap. Sadece cemaat davası olsaydı bu yöntemle gidilmezdi. Ancak bu olaylar olduğunda emniyet görevlileri neden işten alınıyorlar da başka zaman hükümet-polis aşkı gösteriyor,  siz düşünün. Gelen gün diğerinden kötü geliyor anlaşılan.  Ama hükümetimiz öyle tedbirler aldı ki, *Adli Kolluk yönetmenliği değişti... Artık savcılar en gizli soruşturmalarda dahi başsavcıdan  izin almak zorunda,  emniyet amirleri ise ilin en büyük idari amirini bilgilendirecek. Yolsuzlukla mücadele sistemine bakın Aziz Nesin ne demiş zamanında; Bir gün bu memleketin yanağına öpücük, başucuna da bir not bırakıp gideceğim; " Öyle güzel uyuyordun ki,  uyandırmaya kıyamadım" Fazla kutularınızı hakkıyla değerlendirebileceğiniz günler diliyorum...