Gaziantep Bisikletçileri Derneği olarak sunduğumuz hizmetlerden biri şu ki, çalınan bisikletlerin fotoğraflarını sosyal ağlarımızda paylaşarak, bu bisikletleri bulup sahiplerine kavuşturmaya çalışıyoruz. Son zamanlarda Gaziantep’te bisiklet hırsızlığı artmaya başladı. Yıllık, ortalama elli arkadaşımızın bisikleti çalınıyor ki bu rakam 2009’dan şuana kadar git gide artıyor. Bu sayının artmasının sebebi bisiklet kullanma oranıyla da ilgilidir. Dernek olarak şehirde bisiklet kültürünün altyapısını oluşturmak ve bisikletli insanların sayısını arttırmak için elimizden geleni yaptık. Ve 2009'dan şuana kadar bisikletlilerin sayısını 10 kattan fazla arttırmayı başardık. Bir diğer sebebi ise ihtiyacı olan göçmenlerin sayısının aşırı artması diye düşünmekteyiz. Bu konuda aslında yapılabilecek teknolojik önlemler var. Dünya bu konuda ne kadar gelişse de, gelişmesi gereken en önemli mesele kültür. Çalınan iki bisiklet bulundu Şimdi sizlere geçtiğimiz hafta yaşadığımız bir olaydan nezdinde bazı prosedürlerden bahsetmek istiyorum. 2 ay önce derneğimizin denetim kurulu başkanının bisikleti çalındı ve geçen hafta ise ilçe emniyet müdürünün oğlu değerli pedal dostumuz olan arkadaşımızın bisikleti çalındı. İkisini de derneğimizin sayfasında paylaşım yaparak arkadaşlardan aldığımız ihbar sayesinde aynı gün içerisinde bulduk. Bir tanesi Binevler karakolunda işlem gördü bir tanesi ise Düztepe karakolunda. Tabi semt farkından dolayı ve bazı başka sebeplerden dolayı farklı şekilde karşılandık. Dernek başkanı olarak bizzat konuyla ilgilenmeyi vazife görüyorum ve en önemlisi hırsızlık olayını çürütmek peşindeyim. Düztepedeki emniyet ilgisiz kaldı Binevler karakolunda gördüğümüz saygı çerçevesinde başarılı bir çalışma oldu; ama Düztepe hakkında aynı fikirlere sahip değilim. Öncelikle Şahinbey İlçe Emniyet Müdürlüğü araştırma şubesinin bizlere sunduğu hizmetleri ve üstün başarılarından dolayı sonsuz müteşekkiriz; ama Düztepe karakolunda yalancı muamelesi yaparak başlarından def etmek için prosedürü bilmediğimizi sanan polis arkadaşlara da kırgınız. Peki, Türkiye Cumhuriyeti’mizin değerli polis teşkilatını yormak zorunda mıyız? Bunun başka alternatifi yok mu? En az zararla en az zaman kaybederek bunu çözemez miyiz? Teknolojiyi bu konuda ilerletmek kimin görevi? Şehirlerde neden emniyetli bisiklet otoparklarımız yok? Japonya gibi ülkelerde bu sorunlar çözüleli çok oldu. Demek ki biz de çözüm sürecine girebiliriz artık. Mesele aile eğitimine gelince, çocuklarımız hırsızlık yapınca tepkimiz ne oluyor acaba? Bu meselenin ne kadar çok ayıp olduğunu anlatabiliyor muyuz, yoksa o kadar mı umursamazız da tepki siz mi kalıyoruz? Bu yazıdan ana amacım okuyucu arkadaşların bu konuyu bir seferde olsa okuyup da çözüm için fikirler üretmeleri. Hepimiz bu sorunu yaşamamak için ve hırsızlığın ülkemizde en az rakamlara ulaşması adına ne yapabileceğimizi bir kez de olsa düşünmeliyiz.     FOTOLU