Azin Rakhtshah
AZİN RAKHTSHAH
Yayınlanma:
Güncelleme:
Türkiye’de satılan ve vergisi devlet tarafından tahsil edilen ürünlerin devlet tarafından kullanımının yasaklanması hakkında gözlemlerimi arz etmek isterim.
Türkiye Cumhuriyeti’nde kullanımı yasak olan ürünleri ithal etmek ülkemizin parasının (Milli servetimizin) yurtdışına çıkmasına ve günbegün değer kaybetmesine sebep olmaktadır. Ülkemizin milli servetlerinin kaybının yanında, halkımıza da maddi ve manevi zarar vermektedir. Olaya bir örnekle açıklık getirmek isterim: Trafikte her gün şahit olduğumuz modifiyeli araçların egzoz sesleri zamanla rahatsızlık verebilmektedir. Halka satmak üzere ülkemiz tarafından ithal edilen, defalarca vergiler alınan ve yüksek fiyatlarla halka satılarak, daha sonra da bu ürünün kullanımının yasak olmasının mantığı bir türlü kavranamamaktadır. Egzozun araçlarda performans arttırması veya ses kirliliği oluşturması dışında başka amacı yok ise, üstelik bu ürünün kullanımını yasaklıyorsak ya da yasaklanması öngörülüyorsa, neden milli değerlerimizi bu ürünleri ithal etmek için harcıyoruz ki?
Kesinlikle bu ürünleri kötülemek ya da savunmak için söylemiyorum. Şahsen ses kirliliği oluşmasına karşı olsam da, yüksek motor hacimlerine sahip olan spor motosikletlerinin performans egzozu kullanmalarını da normal karşılamaktayım. Peki, bu egzoz seslerinin yüksek ya da düşük olmasına nasıl ve hangi ölçütlere göre karar vermekteyiz? Açıkçası belirli bir desibelden yüksek olup olmadığını ölçebilmek için, trafik polislerinin ellerinde herhangi bir cihaz görülmemektedir. Ancak eğer ki bu ürünlerin kullanımı yasak olacaksa, ses şiddetini ölçmek için bir ölçüm cihazı ya da farklı yollarla ölçümüne izin veren ölçüm sistemi oluşturmaları gerekmektedirler. Ve en önemlisi de, kullanımı yasak olan bir ürünün ülkemize girmemesi gerektiğini düşünüyorum, yani ithal edilmemeli. Çünkü insanlar bu ürünleri satın alabilmek için günlerce - aylarca çalışmalarının maddi karşılığını bu ürünlere ödemektedirler.
Motor hacmi büyük olan bir motosikletin çıkaracağı ses miktarı belirlidir ve buna rağmen performans egzozlarının farklı ses şiddetleri oluşturmama ihtimalleri de bulunmaktadır. Ancak trafik polisleri bunu nasıl ölçebileceklerini bilmedikleri için, egzozun orijinal olmadığını görür görmez nice fiyatlara sahip olunan motosikletleri bağlayarak, taşıyıcı araçlarda birbirinin üzerine yıkarak otoparklara taşımakta ve onca aracı trafikten men etmektedirler. Motosikletlerin taşıma esnasında gördükleri milyarlarca hasar zaten apayrı bir rezalet.
Özellikle son zamanlarda Gaziantep’te trafik polislerinin insanları sıkboğaz ederek, devamlı olur olmaz şeylere ceza kesmelerini gözlemlemekteyiz. Trafik kanunu kitabında olmayan konulara dahi ceza kesildiğine de şahit olduk. Bu durumların ortadan kalkmasına yardımcı olmak için, belki Allah (c.c.)’ın “dinde zorlama yoktur” sözünden ilham almalı, ceza yerine ödül ile ilerlemeli ve belki de bu tür kültürleri hoşgörü ve güler yüzle aşılamalıyız.
Yazımın sonlarına doğru özet geçecek olursam, ülkemizde bir araç sahibi olmak için usulüne uygun bir şekilde bütün vergilerini (ülkeye girişinden, trafik kullanımına çıkarana kadar ve alınan yakıt için dahi ödenmiş olan vergiler) ödemek ve aracı amacına hizmet ederek kullanmak durumundayız, ki kanun dışı bir işlem yapmak zaten mümkün değil. Ancak araç alım işlemleri kanununa göre yapılmasına rağmen ve ülke olarak daha da iyiye yönelmemiz gerekirken, kanuna uygun olmayan ürünlerin ithal edilmesine izin vermek ve vergilerle satılarak vatanımıza ve milletimize maddi -manevi zarar vermesi nasıl bir çelişkidir, sizlere sormak isterim!
Motosiklet kullanmayan insanların zaten bu durumları anlamalarını pek bekleyemiyorum ama halk adına gözlemlediğim bu gibi uygunsuz konuları dile getirmek ve gereğinin yapılması için uygun çözümleri kendimce sizlere aktarmak istedim. Şahsım bir motosiklet kullanıcısı olarak, bir polis memurundan satın aldığım motosikletin üzerinde, o biçim sesler oluşturan egzozu çıkararak orijinalinin montajını sağlamış ve hâlen motosikleti kullanmakta olan bir vatandaşım. Ancak halkın devlete, devletin halka veya halkın birbirine maddi ve manevi zarar vermesine sebep olan bu durumun sistem hatası olduğunu düşünmekteyim. Sistemin hata payını en aza düşürerek maddi ve manevi her türlü zarara engel olabilmesi gerekmektedir diyerek yazımı sonlandırmak ve ülkemizin dünden daha güzel yarınları olmasını temenni ederim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.