Türkiye, askeri, sivil darbelerle darbelenmiş, hasar görmüş, bozulmuş, çürümüş, kokutulmuş bir ülke. Böyle bir ülkenin insanları da ne yazık ki saydığım nitelikleri yansıtan bir konuma sahiptir. İnsanlar, korkmuş, korkutulmuş, sindirilmişlerdir. Bu niteliklere sahip bir ülkede az buçuk demokrasi (?) işlerse, işletilirse, bazı güçler seçim sonuçlarını beğenmez, sil baştan seçim yapılır, sonuç onların istediği gibi olsa bile bir türlü tatmin olmazlar. Durmadan, bıkmadan hep isterler, isterler, isterler... Yakın zamanda bir kişinin ihtirası, keyfi için birkaç kez sandık başına gittik. Çuvallarla parayı çöpe attık. Darbe artığı % 10 Barajı'nı aştık. Çıldırdılar. Birçok parti binamızı polislerin gözetiminde ateşe verdiler,( O dönemde İç İşleri Bakanlığı'nda ne su ne de gaz vardı.) Kürt halkıyla diğer halklar dayanışma içine girmesin diye HDP mitingleri bombalandı. Partinin çalışanları hapse atıldı. Seçmen sandığında görevli olanlara görev kartlarını karakola çağrılıp polisler verdi. Seçim sandığının konulduğu mekânlara polis, asker girdi. Seçim öncesi rüşvet ekmek su gibi dağıtıldı. Baskılar arttı, arttı, arttı... Gezi olaylarını nasıl ki yine birisi ateşlediyse, bunu da ateşlediler. Askeri vesayeti kaldıracağız, dediler. Dedikleriyle çelişip, Topçu Kışlası yapacağız, diye gençlerle, çevrecilerle iddialaştılar, Birçok gencimiz öldü, sayısız gencimiz kör oldu. Maddi kayıplar, yurt dışı itibarımız yerlerde süründü. Şimdi de hendekler bahane edilip, oy alamadıkları kentleri yerle bir edip, bölgeyi insansızlaştırmaya çalışıyorlar. Savaş ahlakını, hukukunu çiğneyip orantısız güç kullanarak hamile kadınlar, çocuklar, gençler, silahsız kadınlar keskin nişancılar tarafından katlediliyor, tarihte görülmemiş uzunlukta sokağa çıkma yasakları ilan edilip, katledilen insanların cenazeleri ya sokak ortasında ya da derin dondurucularda bekletiliyor. Bin yıllık kardeşe reva bu görülürken Mısır'daki Rabia kızımız için hem ülkenin Başkanı hem de kendine Müslümanım diyenler aylarca Rabia işareti yapıyor, karalar bağlıyorlar. AKP, kaos yaratıp, istikrarı da bozduğu ekonomiyi de derin dondurucuya koyduğu sözde barışı da ben getiririm diyerek seçmeninden oy istedi. Buna inanan, korkutulmuş halk da bunlara kanarak oyunu verdi. Seçim sonrası ne istikrar sağlandı ne ekonomi düzeldi ne de özlenen barış geldi. Daha korkuncu iç savaşın eşiğine getirildik. AKP'ye oy veren hem Batıdaki hem de bölgemizdeki Kürt kardeşlerimiz! Size çok ama çok büyük görevler düşüyor. Meclise yolladığınız vekiller ya bir kişinin ihtirası, ikbali için ülkenin ateşe atılmasına seyirci kalacak ya da birlik olup uçurumun kenarından ülkeyi kurtaracaklar. Özellikle de AKP'li Kürt vekiller ya onurlu davranışınızla tarihe geçeceksiniz ya da torunlarınızın, seçmenlerinizin yüzüne bakamaz duruma geleceksiniz. Seçim sizin. Ben Olsam Birinci Seçeneği Seçerim