8 Mart Kadınlar Günü ve önemi!

Bir 8 Mart daha geldi. FERAY ŞAHİN kızımız gibi Özgecan gibi daha nice suçsuz, günahsız, silahsız, savunmasız, kızların, kadınların öldürülmesi birkez daha lanetlenirken, katillerinde hak ettikleri en ağır cezalarla cezalandırılması talepleri, 8 Martta ve her gün yinelenerek devam edecek. Öldürülen kadınlar kızlar elbette her zaman olduğu gibi yine anılacak anılmaya hep devam edilecek. 8 Martta tüm şehirlerde meydanlara, caddelere ve sokaklara çıkan çoğunluğu kadın, zılgıtlarıyla, ana yürükleriyle, insanlıklarıyla vicdanlara birkez daha seslenerek, katliamlara son verilmesini haykıracaklar. Kadın örgütleri bu anlamda çok çama çok önemli başarılı çalışmalar yapıyor onları gerçekten takdir etmek gerek. 8 Mart gibi özel günler toplumsal muhalefet oluşması anlamında önemli. Aslında yılda ortalama 400 civarında kadının katledildiği, öldürüldüğü bir ülkede, kadınlar günü kutlanması insanın içini sızlatıyor. Çünkü katliamların kutlandığı bir gün olamaz ancak anılır, katiller ise hep lanetlenir sonsuza kadar… Başta kadınlar, böyle günlerde adalet için, hak, hukuk için, can güvenliği için haykırır,,, Düşünebiliyormusunuz, Portekiz’de son 2 ayda 11 kadın öldürüldü ve hükümet ulusal yas kararı aldı. Türkiye’de bunca katliamlara rağmen çıt yok. Bu olmadığı gibi, mahkemelerde katilleri cesaretlendiren, hatta ödüllendiren kararlar çıkıyor. Utanç verici o kararlar, insanı adeta isyan ettiriyor. Sırada suçlara 8-10-15 yıl gibi cezalar verilirken, cinayete bu rakamların altında komik, düşük hatta hiç ceza vermeden katilleri Salı vermek gerçekten akıl tutulması olsa gerek. Aslında böyle kararları veren yargıçların insanlığı sorgulanmalı. İnsaf ya. Sizin insanlığınız nerde? Bu nasıl bir insanlık, bu nasıl Hak, Hukuk, Adalet… Ve o verilen düşük cezaların sonucuna bir bakın; Türkiye’de son 4 yılda 1480 kadın öldürüldü. Ve son 2 ayda ise 40 kadın öldürüldü. Yıllara göre ayırırsak kadın katliamları sürekli artıyor. 2015 Yılında 303 kadın 2016 Yılında 328 kadın 2017 Yılında 409 kadın 2018 Yılında 440 kadın öldürülürken 317 kadın cinsel şiddete maruz kaldı Bunun neresi insanlık. Bunları konuşmayacak mısın, dillendirmeyecek misin, haykıramayacak mısın? Hep susup sineye mi çekeceksin… Hayır asla… O zaman katillere gün doğar, istismarcılara gün doğar. Katillerin ya da suçlu insanların istediği de bu zaten, kimse duymasın, bilmesin. Ne olur o zaman, zaten düşük ceza alan o katiller veya katil adayları, bundan cesaret alarak, yeni katliamlar yapmak için çok daha rahat hareket etme alanlarına sahip olurlar. Buna fırsat verilmemeli. Böyle bir zihniyete, yaklaşıma asla ve asla izin verilmemeli. Bizlerde bu zihniyete ve yaklaşımı kesinlikle karşıyız. Suçsuz, günahsız, silahsız, savunmasız, gencecik kadınları, kızları katleden o Katiller, her zaman her yerde deşifre edilmeli, yapılan katliamlar hep gündemde tutulmalı, katiller her fırsatta lanetlenmeli. Ölen o masun genç kız ve kadınlar anılarak, kadınların-kızların, geride kalan ailelerine, kadınların varsa çocuklarına destek olunmalı, sahip çıkılmalı. Yaşanan her haksızlıkta olduğu gibi hele hele insana kıyan katillere karşı susmayı asla tasvip etmiyoruz, tercih etmiyoruz. Katillere mahkemelerde komik cezalar verildiğini hepimiz biliyoruz. Mahkemeler verdikleri cezalarla katilleri topluma kazandırmıyor. Tam tersi düşük cezalar vererek, o katilleri yeniden toplum içine salıverip, pimi çekilmiş bomba gibi, insanların yaşamlarını tehdit eden bir zihniyete alan yaratıyorlar. İşte yukarıda istatistikler tekrar bakarsanız mahkemelerde caydırıcı ceza çıkmadığını görürsünüz. O zaman burada insanlara büyük görev ve sorumluluk düşüyor, katilleri her fırsatta deşifre edilmeli, yalnızlaştırılmalı. İstihdam alanı dahi yaratılmadan yaptığı katliamın bedelini en ağır şekilde ödemeli. Burada şunu birkez daha vurgulamada yarar var; Kadın cinayetlerinin sürekli arttığı, cinsel saldırı ve istismarın bu kadar tavan yaptığı bir ülkede başta siyasilere, yargıçlara, en önemliside hükümete büyük görev düşüyor, bunlar şapkasını önüne koyup düşünmeli ve kalıcı çözümler üretmeli. Hızla artan cinayetler seyredilmemeli. Kadın öldüren katiller, yasada apayrı yere konularak, cezalandırılmalı, hem de en ağır şekilde. Yani bir daha kadınlarımız, kızlarımız, katledilmesin istiyoruz, Analar ağlamasın istiyoruz. Yeter artık bu katliamlara son verilsin istiyoruz. Burada FERAY ŞAHİN kızımızı da özlemle ve sevgi ile anıyoruz. Feray,  2017 yılı Eylül ayında, Mersin’de üniversite son sınıfta okuyordu. Hayıtımızda ne bizlerin, ne okul arkadaşlarının, nede kaldığı binada komşularının hiç kimsenin tanımadığı katil Fatih Burak Aykul, onu alçakça katletti. 23 yaşında gencecik kızımız silahsız, savunmasız, suçsuz günahsızdı. Katil polis olduğu için delillerin çoğunu yok ederek cinayeti kazaya sokmanın planlarını çok iyi yapmıştı. Fakat unuttuğu birkaç delil bu cinayeti aydınlatmaya yetti. Örneğin Adli Tıp Kurumu raporunun uzak atış tespiti, kızın tırnakları arasında katilin DNA sının bulunması gibi önemli delile rağmen Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı ve savcısı katile tek bir soru bile sormadı. Delileri niye yok ettin demedi, deliler niçin eksik diye yetki ve sorumluluğu olan görevli kişilerle ilgili tek bir işlem yapılmadı. Katile niye lan söylüyorsun diyemediler. Mahkeme başkanı, katilin verdiği o yalan, yanlış, cinayeti karartmaya yönelik ifadeleri destekler doğrultuda savcının mütalaasını olduğu gibi kabul etti ve katile indirimli 5 yıl 3 ay ceza verdi. Katil 1,5 yıl hapis yattı, 4 Ocak 2019 tarihinde yurt dışı yasağı şartıyla serbest bırakıldı. Nerde HAK, HUKUK, ADALET? Üniversite son sınıf öğrencisi 23 yaşında, suçsuz, günahsız, genç bir kızın katledilmesinin bedeli bu mu olmalı. Dava şuan Yargıtay’da ve takipçisiyiz. Biz bu davanın sil baştan yeniden incelemesini, soruşturulmasını, mevcut delilerin, belgelerin ifadelerin en azında iyice incelenmesini, eksiklerin sorgulanmasını istiyoruz. Vicdanların rahatlatılmasını istiyoruz. Katilinde hak ettiği en ağır cezayı almasını istiyoruz. Ve sonuna kadar, ne pahasına olursa olsun bu davanın takipçisi olacağız.          

Twitter: @b_sahin27

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Şahin Arşivi