Ne olacak şu basının hali!

Ne olacak şu basının hali!

BEKİR ŞAHİN / TGC Temsilcisi

Yerel basında uzun zamandır gözlemlediğim, karanlık kirli bir algıya dikkat çekip siz kıymetli okurlar ile paylaşmak istedim. Hele şu sıralar can çekişen, demokrasinin olmazsa olmazı denilen, özünde varlığını kamu hizmetine adayan Medyanın içler acısı durumu hiçte yenilir yutulur değil. Peki, bu zorluğu, hatta basının giderek güçsüzleştirilerek yok olmasını gören demokrasi sevdalıları, elini taşın altına koyma anlamında üzerine düşeni yapıyor mu derseniz, maalesef.

Bu gerçekliğin yanı sıra maddi anlamdaki durumu zaten içler acısı olan mesleğimizde birde kendi içimizdeki kimi cambazların verdiği zararlar ise ayrı bir sorun, süreklide kartopu gibi büyüyor. Bunlardan bugün bir tanesine değinmek istiyorum.

Yaşadığımız acı olaydan dolayı uzun süre sektördeki olumsuzluklara karşı suskun kaldık. Öylede gerekiyordu, ama anladım ki sesiz kalmak, susmak çözüm değil.

Dolayısıyla kıymetli bulduğum “Ben susarsam, sen susarsan, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” sözü çok haklı ve önemli.

Kıymetli okurlar, birçok sektörde olduğu gibi kamu hizmeti yapan bizim meslek içerisinden de çürükler elbette vardır, bunu inkar etmek mümkün mü? Böyle kişilere niçin sahip çıkılsın, yada neden suç ortağı olalım ki. Fakat çoğu zaman bu durumdan şikâyetler edilse de, verende alanda memnun olduğu için bizlere fazla söz kalmıyor. Oysa böyle çürükleri bizler beslemek, yerine içimizden ayıklarsak hem mesleğimize sahip çıkmış oluruz hem de, çok daha sağlıklı, güvenli ve güçlü etkili bir meslek örgütü oluruz? Sanırım ne demek istediğimi anlamışsınızdır.

Çünkü dolaştığım yerlerde yada bizi ziyarete gelen okurlar, benle baş başa görüştüğünde hep medyanın içinde bulunduğu duruma dikkat çeker ve öyle vahim şeyler anlatırlar ki, bu mesleği neden hala yapıyorum, neden halen bunun içindeyim diye, kendimi sorguluyorum.

Bizim gibi meslek mensuplarının olmasından elbette çoğu insan memnun, ama gerek meslek içinde, gerekse dışardan bizim gibi gazetecilerin varlığından rahatsız olanlarda vardır.

Nedeni ise çok açık…

Çünkü kayıt dışılığın çok yaygın olduğu günümüzde, elbette birilerinin basından rahatsız olması da normal.

Konunun özüne inecek olursam, kendi içimizde gözlemlediğim ve önemlide gördeğim bir soruna vurgu yaparak, dikkat çekip, /yaşadığımız ekonomik sorunlar ve insanlarımıza düşen sorumluluklar ile yazımı sonlandıracağım.

Meslek olarak içimizdeki çürük, karanlık tipler, tam bir yalan makinası olup adına ne derseniz deyin kirli bir algı yaratarak rant devşirme, cep harçlığı çıkarma, yemek yol parası vs. uğruna dilenci tarzı sözde gazetecilik yapan karanlık tipler var. Okurların bu tiplere karşı daha dikkatli olmalarını tavsiye ederim. Daha derine girmek istemedim şimdilik.

YALAN MAKİNASI GİBİLER

Böyle sözde gazeteci çakmaları, gittikleri yerlerde sırıf 25 kuruşluk değerlerinden dolayı cep harçlığını almak için yalakalık uğruna binbir takla atar dururlar. Mesleğini dürüstçe, alın teri ile yapan gazeteci ve gazete kurumlarına karşı kendilerini öyle yüksekden satıyorlar ki “Bizim 20-30 bin baskımız var, 40-50 bin tıklamamız ve takipçimiz var) diye desteksiz sallayıp dururlar. Oysa bırakın yerel basını, yaygın basın da bile o kadar kağıt baskı yok. Üstelik bu abartı kirli bilgiyi söyleyenlerin gerçek anlamda ne kağıt baskısı var, nede öyle salladıkları gibi tıklaması ve takipçileri var. Mübarekler yalan makinası gibi. Bizim insanımızın birçoğu da yalaka tiplerin bu yalanlarını sormaz, sorgulamaz oldukları için, kirli anlatımları gerçekmiş gibi dinler dururlar.

Piyasayda böyle yalan, yanlış, dedikodu tipi kirli bilgileri yayanlara karşı, yerel yöneticiler, sanayici, esnaf, STK’lar, siyasiler ve diğerlerinin dikkatli olmasını, yalan kirli bilgilerle kendilerine reklam vs amaçla gelenlerden en azın dan bazı istatistikleri istemeleri menfaatleri icabıdır. Verecekleri reklam, ilan, tanıtım parasının en azından nereye gidip gitmediğini öğrenmiş olurlar.

Onlardan aslında şunları sorabilir ya da isteyebilirsiniz; gazetenin kağıt baskısının olup olmadığını, adedini matbaadan öğrenebilir, aynı zamanda farklı bölgelerde en az 3 gazete bayisine gidip iddia edilen gazete geliyor mu, geliyorsa kaç tane sorabilirler, yada sordurabilir, abone diyorsa abonesi kaç kişi listesini ya da birkaç isim öğrenip gazete gelip gelmediğini soruşturup bilgi edinebilirsiniz.

Dijital ortamda yayın yapıyorsa, Google Analytics te günlük siteye girişler, tıklamalar, takipçileri vs. istatistik bilgileri isteyebilir, ya da bu bilgilere rahatlıkla erişebilirsiniz.

O zaman yalan, yanlış, kirli bilgi aktaranların, gerçek yüzlerini öğrenmiş olursunuz.

Bu arada Yeni Çizgi Haber yayın kuruluşu olarak bir yerlerde köşe kaparak, orda haksız, hukuksuz, rant devşirmek gibi bir derdimizde yok. İşini dürüst yapan, onurlu yapanlara bir sözümüz elbette yok, onlar bizim meslektaşımızdır, her fırsatta onlarla birlikte oluruz.

Ayrıca, eğer biz mesleğini dürüst yapanlar olarak birlik olursak, güç oluşturursak, insanlarımıza, topluma çevreye, çok daha faydalı hizmet vereceğimiz gibi, hiçbir siyasi ya da sermaye gücü, bizi kullanamaz, baskı altına alamaz. Yeter ki BİRLİK OLALIM.

Meslek mensuplarımız reklam içerikli, tanıtım içeren basın açıklamaları konusunda hassas davranıp bedeli ödenmek koşulunda tavır alması bizleri daha da güçlendirecektir.

Senelik 1-2 bin lira abonelik parası ile yılda en az 80 -100 tane basın açıklaması gönderip hizmet almak isteyenlerin ülke gerçeklerini hatırlamalarından fayda var. Dolayısıyla reklam ve tanıtım içerikli yayınlar sektörün gelir kaynağı olup giderler ordan karşılanmaktadır.

Verilen her hizmetin bir bedeli varsa, basın yolu ile de verilen hizmetin bedeli olduğu bilinmeli diye düşünüyorum.

TOPLUMDA DUYARLILIK BEKLENTİSİ

Kendi içimizdeki sorun ve sıkıntılara vurgu yaptığım gibi, birazda toplumun üzerine düşünlerden de bahsetmek isterim.

Ekonomik açıdan yaşanılan şu zor süreçte, reklam, ilan pastalarının çok çok azaldığı, yanı sıra hükümetin sözde Tasarruf Tedbiri kandırmacasıyla basının susturulmak istendiği güçsüzleştirilmek istendiği şu zamanda duyarlı yurtsever yurttaşlara önemli görev düşüyor. Çünkü görevini gerçek anlamda yapan özgür basın yok edilmeyle, susturulmayla karşı karşıya. Bağımsızlığın, özgürlüğün, demokrasinin olmazsa olmazı, basına sahip çıkmak,

bu ülkenin duyarlı yurttaşlarının görevidir.

Çünkü güçlü basın, güçlü demokrasi ve özgürlük demektir, hak hukuk adalet demektir. Bu bilinçle özellikle Medyanın onurlu şekilde ayakta kalabilmesi için, elbette şehrin, bölgenin sağduyulu, ülkenin onurlu yerel yöneticileri, siyasetçileri, sanayicileri, işadamları, kurumları, STKları kısaca duyarlı tüm yurttaşların maddi ve manevi destek olma zamanıdır. www.yenicizgihaber.com

YENİ ÇİZGİ’DEN

Mrb, kıymeti takipçilerimiz

Güçlükle emek harcayarak hazırladığımız haberlerimizi sosyal medyada da paylaşarak siz kıymetli takipçilerimiz başta olmak üzere yurttaşlarımızla paylaşıp bilgilendirmeye çalışıyoruz.

Basın demokrasi ve özgürlüklerin olmazsa olmazıdır. Eğer demokrasi ve özgürlüklerden, haktan, hukuktan, bahsedeceksek, destek olacaksak ve bu konuda duyarlı ve sorumlu hissediyorsak kendimizi, o zaman özgürlüklerden yana olan basına herkesin maddi ve manevi olarak sahip çıkması gerek. Yoksa nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.

Bu nedenle öncelikli olarak ilk ve en kolayından yapmanız gereken, lütfen haberlerimizi sadece okuyup geçmeyin, ana sayfada veya haberlerin köşe yazıların içerisinde çıkan Google reklamlarını tıklayınız, uygun gördüklerinizi inceleyip ayrılabilirsiniz. Aynı zamanda haberlerle ilgili beğeni, yorum, paylaşım, rt yaparak bizlere destek verirseniz maddi anlamda güç vermiş olursunuz. Özel reklam ve tanıtım yolu ile vereceğiniz maddi desteklerde çok önemlidir. Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Bildiğiniz gibi bizler maddi gücümüzü sadece reklamlardan alıyoruz. Bunun için reklam bizim ayakta durmamız, güçlü ve cesaretli olmamamız için çok önemli bir destektir.

Çünkü bizim Devletten ve sermaye gruplarından aldığımız destek yok. Bu nedenle özel Reklam destekleriniz çok önemsiyoruz.

Sağlıklı ve mutlu kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Bekir Şahin Arşivi