Arif Nacaroğlu

Arif Nacaroğlu

Yemin et!

Yemin et!

Arif Nacaroğlu

anacaroglu@evrensel.net

Çocukken çok yapardık. Hamdi, İmdat, Baki heyecanla bir şeyler anlattıktan sonra “Allah çarpsın ki” dediklerinde içimize bir kuşku düşerdi. Ama demezlerse bu kez içimize iki kuşku düşer ve sıkıştırırdık:

“Yemin et.”

“Vallahi.”

Yemine rağmen inanmazsak da “Bak yalan söyleme, çarpılırsın” diye tehdit ederdik, en çok da Ölü İmdat’ı.

Yeminlerin çoğu uhrevi olmakla birlikte, sonucun kısa vadede görüleceğini düşündüğümüzden olacak, dünyevi olanlara sanki daha çok itibar ederdik.

“Allah canımı alsın ki...”

“İki gözüm çıksın ki...”

Bu kuşkumuzda zaman içerisinde haksız çıkmadık. Dünyayı kana bulayan devlet başkanları ellerini kutsal kitaplarının üzerine koyup yemin ederek başladılar birçok katliama. Ülkeleri yöneten vekiller meclis kürsülerinde “namus ve şerefleri” üzerine yemin ettiler; halklarının çıkarını, doğayı, insanı koruyacaklarına. Ama nafile.

“Biri çok yemin ediyorsa çok da yalan söylüyordur” derdi babam. “Dürüst insan yemin etmez.”

Üniversiteler dönemi bitirdi. Doktorlar, mühendisler, sosyal bilimciler, edebiyatçılar diploma almaya hak kazandı.

Şimdi ne olacak?

Belli olsun diye rektör beyaz, diğerleri koyu cüppeli bir salona doluşacaklar.

Doktorlar, mühendisler yemin edecek…

“…yetkimi hangi şartlar altında olursa olsun ancak ‘iyiye’ kullanmaya....”

Sonra,

“…yurduma ve insanlığa yararlı olacağıma namusum üzerine yemin ederim…”

Sonra?

Bir işe başlayıp, yuva kurup, çocuk sahibi olup, önce bir araba, sonra bir ev, ya da önce ev sonra araba sahibi olmak mı?

Hayır.

KPDS, KPSS, ALES, mülakat, tekrar mülakat, geçerlik süresi geçen KPSS. Erasmus’ta kaçamamış diğerleri için Linkedin’de görülme, bulunma, çağrılma umudu. Ne yapsınlar? Yemin ettiler yurduma, insanlığa diye ama ortada yuva, aile, çocuk, yaşam var.

Eee, İnşaat Mühendisi Murat Ağabey Çevre Bakanı olmadı mı, Kanal İstanbul için göreve hazır değil mi, İliç’te diri diri gömülen insanların sorumluğu “olur” dediği kağıtta yazmıyor mu? Ortalığı germenin son kozu olarak yukarıdan gelen emirle Taksim’e Topçu Kışlası’nı dürtüklemeyecek mi?

Yemin etmedi mi bu devletliler, bakanlar, vekiller fakültelerini, bölümlerini bitirirken cübbeleriyle anaların, babaların gözlerinin içine baka baka.

Şimdi bekliyoruz tıpkı Ölü İmdat’tan beklediğimiz gibi tüm devletlilerden:

“Allah çarpsın ki…”

“Bak doğruyu söyle, çarpılırsın…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arif Nacaroğlu Arşivi

Haber

18 Haziran 2024 Salı 11:38