Kıran kırana bir seçim yarışı yaşanıyor. Kaldı 32 gün. Yan i bir ay sonra ak saç, kara sakal ortaya dökülecek. Ülkenin duvara toslamaya az kalmış yönetimi ile onlara muhalefet eden 20 siyasi parti yarışıyor. Yarışıyor da nasıl bir başlama ve varış çizgisi görüyorsunuz acaba?
Bana göre yarışa çok önden başlayan bir iktidar ve daha başlama çizgisinde yerini bile almamış bir yığın muhalefet partisi koşacaklar bu yarışta. Basının çok büyük bir bölümü (Besleme basın), Tv.lerin yüzde bilmem kaçı, devlet erkanının tamamı mevcut iktidarın yanında yer almış, arzı endam etmekte.
Yerel çalışmalara baktığımız zaman bunun biraz daha cıvık ve pespaye bir hal aldığını görünce inanın yaşadığımız kent adına utanır oldum. Oğlunu everenler, kızını gelin verinler, aday adaylıkları sonunda hüsrana uğrayanların giriştikleri ticari hayatlarının çarşaf çarşaf haber yapıldığına ama özellikle iktidar mensupları ile devlet ricalinin katılımlarının öne çıkarıldığı reklam (pardon, kutlama) toplantılarından geçilmez oldu kentimiz.
Lütfen çevrenize bakarak yürüyün bir gün. Neler göreceksiniz neler? Bütün bu açılışlar ve düğünler ne hikmetse böyle günlere denk geliyor. Acaba takılacak çeyrekler çoğalıyor, açılışa katılacak makam araçlarının bolluğu bu işyerlerine bereket mi katıyor? Yoksa tüm bu sonradan görme zevat bu işlere niye tevessül etsin?
İnanın bazı işyeri açılışlarına rast geldim, bir yandan utanırken daha çokta öfkelendim. Zira kentte ne kadar kırmızı plakalı ve siyah plakalı makam aracı varsa, korumalar ve yağdanlıklar eşliğinde dizilmişler. Hatta trafiğin kesildiği kimi açılışlara bile rastladım. Yahu sizin altınıza o milyarlık araçları, depolarına yakıtları, korumalarınızın ve şoförlerinizin maaşlarını bu halkın can pahasına kazandıklarından elde edilen vergilerinden veriyoruz. Bilmem kimin oğlunun sünnet düğünü, bir başka yalakanın nikâh törenleri ve de bir AKePe.linin komşularına üstünlük taslamak ve haksız rekabet yaratmak sevdasına bu günlere denk getirdiği açılış törenlerine gidesiniz diye değil.
Gerçi bu biraz da ‘ hoca ve cemaat’ hikâyesi gibi bir şey ama ben gene de söyleyeyim istedim. Hani bunların “büyükleri” resmi ziyaret, açılış veya temel atma törenleri adı altında devletin uçakları, helikopterleri, tam donanımlı ambulansları eşliğinde ülkenin kaynaklarını savuruyorlar ya. Eh biraz “küçükleri” de ellerindeki ile yetiniyorlar her halde.
Bunların böyle olduğuna inanmıyorsanız biraz çevrenize, biraz yerel gazetelere ve yerel televizyon kanallarına bakın.
Ben iki hafta “seçime doğru” diye yazı yazdım. Bazı sorular sordum. Kendi öngörülerimden bazılarını paylaştım. Geri dönüş hiç olmadı. Bu gün biraz daha bu konuya değinmek istiyorum.
Yukarıda saydığım görgüsüzlük timsali çalışmalardan başka halka dokunan, onların görüş ve beklentileri doğrultusunda çalışmalar yapan kaç adaya rastlıyorsunuz çevrenizde. Hangi partiler mahallelerde toplantılar düzenliyor, kaçı şu meralarının ele geçirilmesi için mahalle edilen köylere gidiyor. Kaçı halkın asıl meselesi olan işsizlik ve yoksulluk konusunda projelerinden söz ediyor?
Partilerinin genel merkezlerinde oluşan seçim beyannamelerinin dışında kendisinden bir şey katan ve bu konuda projeler oluşturan kaç adaya rastladınız acaba? Bu gün (4 Mayıs) yerel gazetelerin birçoğunda fark edilmeyen bir haber okudum. Gaziantep’ten yapılan ihracat geçen yılın aynı dönemine göre % 13 oranında düşmüş. Bunun sebepleri hakkında, nasıl bertaraf edileceği konusunda hiçbir adaydan tek bir satır bir şey duydunuz mu?
Ana muhalefetin genel başkanı Almanya’da yaptığı konuşmada “ Emeklilere iki maaş ikramiye, çiftçiye mazotu 1.5 liraya vereceğini” anlatıyor. Yahu kardeşim oralarda emekli olmuş insan zaten senin buradaki emeklinin 5 katı maaş alıyor ve burada senin 1.5 liraya vereceğin mazotu almak için çiftçilikte yapmıyor.
Sen oradaki insana onların yaşadıkları sorunlar ile ilgili şeyler anlat. Mesela onlara Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunları ile ilgilenen bir bakanlık veya bir genel müdürlük kuracak mısın? Onların çifte vatandaşlık, mülk edinme, işyeri açma, yatırım yapma ve tasarruflarının değerlendirilmesi konusunda ne düşünüyorsun, ne planlıyorsun? Onu anlat.
Yüzde doksanı asgari ücret ile çalışan ve emekliliğin hayalini bile kuramayan genç işçiler senin emekli ikramiyen ile ilgilenmezler. Sen onlara iş güvencesini nasıl sağlayacaksın, geçinebilecekleri bir ücreti nasıl teminat altına alacaksın, sendikalaşma haklarını nasıl yasalaştıracaksın onları anlat.
Köylerde yaşayan insanların demokrasi ve polis devleti olma konusunda çokta duymak istedikleri bir şey yok. Sen onlara meralarının ellerinden nasıl alındığını, emlak ve çevre temizlik vergilerinin nasıl şehir merkezleri ile aynı duruma getirildiğini, tarlalarının tapularının sağlama alınıp alınmayacağını, ekip biçme imkânlarının korunup korunmayacağını anlat. Ha mazotun fiyatını 1.5 lira yapma taahhüdünü oralarda söyle.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama sen ve yerel adayların gerçekten inandırıcı olmak istiyorsanız neyi nerede söyleyeceğinizi ve neleri nasıl ve kim için yapacağınızı konunun muhatapları önünde söyleyin.
Zira her sorunun muhatabı ve her bir sorunun çözüm yolları birbirinden farklıdır. Yerini, zamanını iyi seçmek ve inandırıcı projeler, ikna edici kadrolar gerekli.
Bizim zübüklere değil, onları yok edecek vekillere ve onları bünyesinde toplayabilen partilere ihtiyacımız var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.