Yiyin Efendiler Yiyin !..

Son haftada ülke gündemini meşgul eden şahıslara bakıyorum, hep bir tarafları eksik adamlar. Hem dini, hem siyasi, hem de toplumsal meselelerde gündemi ziyadesi ile yoran ve pes dedirtecek cinsten…

Halil Konakçı…. Bir camii imamı görevi gereği dini ritüellerle cemaate, topluma dinin gereklerini anlatmak için vardır. Bu minvalde Halil Konakçı portföyünü açıkça belirtiyor. Ama görevini eksik olarak yaptığı için tam anlamı ile anlaşılamıyor. Ne diyor Halil hoca kadınlar için, "kasaplık et".. Bunu söylerken de Allahın emir ve yasaklarını kendine savunma mekanizması olarak kullanıyor. Aynı imam, tecavüz edilen küçük erkek ve kız çocukları için Allahın emir ve yasaklarını söylüyor mu, hırsızlığın, arsızlığın, yolsuzluğun Allah katında ne derece zulüm olduğunu hatırlatıyor mu, devlet adamlarının devlet zırhı ile halkına zulmetmelerine karşı Allahın emir yasaklarına dikkat çekiyor mu, içinde adaletin olmadığı hukuk için ne diyor, eğitimin yozlaşması için ne diyor? Hiçbir şey… Halil Konakçı toplumun temel meselelerine dikkat çekmeyip sadece bir kesimin yaşam tarzı için bu kadar infial yaratacak ifadelerde bulunması toplumu kutuplaştırmadan öte bir şey değildir. Bu şov amaçlı söylemin kıymeti harbiyesi olmadığı gibi, topluma zarar vermekten başka bir açıklaması da olamaz…

Ülkede insanlar artık dinini gizliden yaşıyor, dini açıktan yaşayanlar gösteriş ve itibar peşinde olanlardır. Ülkeyi yöneten ve yönetmeye adayların sürekli sosyal medyada, "sabah namazını halkımızla eda ettik", "cuma namazına sayın valimiz, kaymakamımız, belediye başkanımız, milletvekilimiz iştirak etti" "x cami açılışı cumhurbaşkanı ve devlet erkanının katılımı ile yapıldı" gibi söylemler dini yaşayanların değil, dinin simsarlığını yapanlarındır.

Namaz sonrası basın açıklamaları, 300 araç 400 araç konvoy halinde namaza iştirak edaları, bu araçların yakıtı, şoförlerin, korumaların giderleri herhalde kendi ceplerinden harcamıyorlar. Bu şahıslar kendilerini beytü'l-mal'ın efendisi ve sahibi zannediyorlar. Sürekli bir din algısı, din üzerinden prim yapma iştahı, ayetler ve hadisler ile kontrolü ellerinde tutma politikaları ve daha neler neler.. Bunun karşısında buna çanak tutan alim, akademisyen, bürokrat kim var ise korkularından, aksine bir açıklama yapamıyorlar.

Diyanet, ülkedeki olumlu işleri iktidara mal edip, olumsuz giden bir takım işleri Allahın takdiridir diyerek bir nevi iktidar seçmenini konsolide ediyor.

Bir zamanlar dini yaşayanların bugün nasıl dinin tüccarlığını yapan adamlar olduğunu gördükçe ürperiyorum, seçmenine cennette yer edinmenin yolu iktidara destek vermekten geçtiğini söyleyenlerden ürperiyorum, bunlar dışında kim varsa hain, milli ve yerli olmayan, terörist, sürtük, ne idüğü belli olmayanlar olarak göstermelerinden ürperiyorum.

Diyanetin atadığı, maaşının ise vatandaş vergisi ile ödendiği imamların söylemlerinde daha dikkatli olması gerektiğini, korkmayan birilerinin hatırlatması lazım. Ama bunu Halil Konakçı gibi eksik imamlar değil, Hakk'ın sesi olan, hukuku ayırt etmeden, adil olan imamların çıkıp ifade etmesi gerekir.

Bu yağmacı ve eksik düzene karşı Tevfik Fikret'in şu dizelerinin her biri mermi gibi adrese teslim..

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler!Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir;
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir?

Durum çok vahim, her yer karanlık, hava aşırı puslu, ortalık yağmacı dolu ama "Umutsuz" değiliz. UMUTSUZ olmayan bu ülkenin yoldaşlarına selam olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doğan Atmaca Arşivi