Yine Ankara, yine patlama ve gözyaşı

    Öncelikli olarak Ankara patlamasında ölen yurttaşlara Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dilerken, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Evet, yine 37 can öldü,  ailelerin evine ateş düştü,15’i ağır toplam 71 yaralı var. 1 Ay sonra Ankara’nın kalbinde, başkentte ikinci, son 5 ayda üçüncü patlama ve 160 civarında insan hayatını kaybetti. Elbette terörün her türlüsünü lanetliyoruz ve kınıyoruz, ama sorumlularda hesap versin istiyoruz… Bu güvenlik zafiyetlerinde her halde sıradan vatandaş veya muhalefet sorumlu değildir… İçişleri Bakanı dün o alaydan sonra, hatta daha önceki olaylardan sonra varsa vicdanı, sesini dinleyip yapamadığı o görevden derhal istifa etmeliydi. Nedir bu vurdumduymazlık… Türkiye’de son 15 yıldın buyana artan terör olayları ve toplu katliamlar, Suriye’de yaşanan savaştan farklı değil.  Türkiye, Suriye savaşının içine çekilmiş durumda. Çünkü bugün Türkiye’de yaşanan olaylar, katliamlar devam eden savaş görüntüleri Suriye’den hiçte farklı değil.  Evet, tüm bunlar ve yanı sıra süren ekonomik kriz, ülkenin nasıl yönetildiğini açıkça ortaya koymaya yetiyor. Bunun üzerinde daha fazla yorum yapmaya gerek bile yoktur. Kimi gözler görmese de, kimi kulaklar duymasa da,  kimi dudaklar konuşamasa da evet gerçekler ortada. Milli irade soruyor huzur nerde, güven nerde, milli gelirde düşen paydaki artış ve halkın refah seviyesinin yüksek olması nerde? Evet, nerde huzur ve güven, ekonomideki rahatlık, yoksa biz başka bir ülkede mi yaşıyoruz… Yoksa olayları, olanları, gerçekleri hasıraltına süpürerek, kendinizi mi kandırıyorsunuz. Peki ya bu halkın güvenliği, yaşam koşulları ne olacak. Kimi yandaş, yalaka medya ve mensupları olaylarda iktidarın sorumluluğunu görmeyip bir süre daha terörle birlikte yaşamaya alışmalıyız, takdiri ilahi gibi olayı hafife alan vicdanları sızlatan ifadeleri gerçekten insanlıktan daha öte bir durum. Selvi’nin bu sözlerinden sonra internette sanal ortamda adeta tepki yağdı. İşte onlardan bazısı; Abdülkadir selvi terörü enflasyon zannediyor...terörle yaşamaya alışmalıymışız; terörle yaşanmıyor...ölünüyor!.. Abdülkadir Selvi: Terörle yaşamaya alışmalıyız! Biz 30 yıldır alışkınız! Bu alışkanlığımız bitsin diye koltuklarda oturanlara ne demeli !!! "Abdülkadir Selvi: Bir süre terörle yaşamaya alışmamız lâzım." Ne kadar süre meselâ? Kapına, parçalanmış bir ceset gelinceye kadar mı? Evet bu tepkilere yer verdikten sonra kaldığımız yerden devam edecek olursak, hükümet üyeleri kendi güvenliklerini zırha zır koruma ordusu ve panzerlerle alıyor.Bir yere giderken koruma ordusu çemberinden kimse onları yakın olamıyor, peki ya bu halkı kim koruyacak. Başkentin göbeğinde sivil halka yönelik saldırı oldu, kim bunun sorumlusu. Hiçbir şeyden habersiz bu masum insanları kim koruyup, kollayacak. Yoksa evlere mi tıkayacaksınız. Kimse sokağa çıkmasın mı diyeceksiniz, herkes kendi güvenliğini alsın mı diyeceksiniz, takdiri ilahimi diyeceksiniz, terörle yaşamaya alışın mı diyeceksiniz. Bu nasıl bir yönetim anlayışı ve nasıl bir insanlık? Bir zamanlar eski bir MEB Bakanı ''Şu okullar olmasa ne güzel bakanlık yapardım” zihniyetiyle mi yönetiliyoruz yoksa… . 5 Ayda başkentin göbeğinde üç ayrı patlama olayı yaşandı. Toplamda 160 insan hayatını kaybetti yüzlerce insan yaralandı, sakat kaldı. Ama bu ülkeyi yöneten iktidarın tek bir ferdi sorumluluk alıp görevi bırakıp gitmedi. Ben görevimi yapamadım, vicdan azabı duyuyorum diyen yürekli Müslüman bir zat çıkıp istifa etmedi. Evet, ne bir bakan, ne bir müdür hala istifa etmiş değil. Ne daha önceki katliamlardan dolayı, nede şimdiki katliamdan dolayı… Doğru söze diyecek yok ‘balık baştan kokmuş’ Bu nasıl bir koltuk böyle, insan hayatından çok daha mı önemli, bu mu sizin millet iradesine saygınız. Bunca insan katlediliyor, ölüyor ama en ufak sorumluluk aldığınız yoktur. Nerdeyse halkı ya da muhalefet partilerini sorumlu tutacaksanız… Düşünün şehirler diken üstünde, özellikle Suriye sınırındaki şehirlerde halk oldukça tedirgin. Bu durumu iktidar ve mensupları görmüyor mu? Bu ülkede 15 yıl öncesine kadar, böyle katliamlar bu kadar sıkça yaşamıyordu. Peki, ne oldu 15 yıl içerisinde de ülke kan ve gözyaşına teslim oldu. Bu ülkeyi yönetenlerin artık şapkasını önlerine koyup düşünmesi gerekmiyor mu? Daha kaç bin insan şehit verilecek... Bu yaşanan olayların doğudaki olaylarla bir bağlantısı var mıdır bilemiyoruz ama doğuda bazı şehirler yerle bir edildi, şehit cenazelerinin arkası gelmiyor, sivil insanlar katlediliyor, bölgede ölümler bitmek bilmiyor, peki bu nereye kadar. Ülke insanına bu zulüm niye? Bu güvenlik zafiyeti ile daha kaç bin insan kurban verilecek. XXX Bu arada güvenden söz etmişken, TEB yani Türk Eczacılar Birliği geçtiğimiz günlerde tarihinde ilk kez bir karar aldı. Nöbetçi Eczaneler bundan böyle gece 24.00’den sonra kapıları kapatılıp hastalar içeri alınmadan reçeteler dışarıdan alınarak hastanın ilaçları verilecek. Bu ne demek kimse kendini güvende hissetmiyor. Gözün aydın Türkiye….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bekir Şahin Arşivi