Sevgili okurlarımız; 20 Eylül 2017, gazetemiz ailesi için çok acı, kara bir gün oldu. O gün biricik kızımızı, ailemizin maalesef tek kızını kaybettik. Bir daha görmemek üzere, toprağa verdik. Sevgi ve hoşgörü dolu barışı, kardeşliği özümseyen, yardımsever ruhlu kızımız; maalesef bir cani tarafından, bir kahpe tarafından, bir cellat tarafından, kendi bilmez, insanlıktan nasibini almamış, kanı bozuk bir kahpe tarafından bizden koparıldı… Üzgünüz, acımız büyük, unutmak mümkün değil dostlar. Gece gündüz çalışarak, bin bir güçlüklerle okuttuğumuz, üniversite son sınıfa kadar gelen güler yüzlü, iyi kalpli, hoşgörü dolu kızımızı kaybetmenin derin acısını, üzüntüsünü yaşıyoruz. Onu hatırladıkça, konuştukça yeniden, acı doluyoruz, yeniden yıkılıyoruz, içimiz yeniden öfke dolup, acımız yeniden alevleniyor… Feray kızımı nasıl unutabilirim ki. Asla unutmayacağım… İyi kalpli, güzel bir insanı kaybetmek elbette bizi derinden yaraladı. Onu konuşmadan anlatmadan edemiyorum. Acıyı her ne kadar içimize atsak da, acıyı bal eylesek de,  yine de içim kabarıyor, gözyaşlarım dinmiyor, unutamıyoruz onu dostlar… Anne ve baba olarak bu acıyı, hele de 22 yaşında genç bir kız çocuğunu kaybetmenin acısını, yokluğunu unutmak hiçte kolay değilmiş. Senden özür diliyorum kızım sesimin, duygularımın, nefesimin ulaştığı yere kadar, özür diliyorum kızım. Affet bizi. Yetişemedim, kurtaramadım seni kızım affet beni. Işıklar içinde yat kızım, Yıldızlar yoldaşın olsun… Sn. yargıçlar lütfen adil olun kızımın kanı yerde kalmasın… O bizim için, insanlık için, çevresi için bir değerdi… Sevgili okurlarımız beni affedin, kızımı bu haftaki yazımdan da anmadan edemedim. Dostlar, yaşadığımız bu acı olay nedeniyle gazetemiz iki sayı (2 hafta) aksadı, bu nedenle siz okurlarımızdan özür diliyoruz. Hayat devam ediyor, iş ve görev sorumluluğu çerçevesinde yeniden işimize adapte olmaya çalışacağız. DHA’nın Mersin muhabiri ne yapmak istedi? Mersin’de sözde gazetecilik yaptığını sanan, ancak katil zanlısı polis ağzı ile polise yaranmak adına yalan, yanlış, asparagas haber yaparak olayı örtbas edip kaza süsü verme yönünde, kamuoyunu yanıltan, bizleri ikinci kez mağdur eden yalan haber yapan Mersin Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabirini ve yetkilisini burada şiddetle ve nefretle kınıyorum. Bu yaptıklarının hesabını da yargı önünde vereceklerini, olayın peşini asla bırakmayacağımızın bilinmesini isterim. Reyting uğruna insanları mağdur etmek habercilik değil, şovmenliktir, şerefsizliktir. Genç bir insan ölümü üzerinde kirlilik yaratarak, telafisi çok zor yeni yaralar açanlar, hem gerçek hayatta hem de Allah katında bunun hesabını verecektir.