Halil Bostancı
Yıl 1937…
Yayınlanma:
Güncelleme:
Atatürk, bir akşam sofrasında sık sık misafir ettiği Behçet Kemal’e dönerek:
- Behçet, sen çabuk şiir yazarsın, şu içerdeki odaya çekil, bende hangi nitelikleri görüyorsan hepsini anlatan bir şiir yaz, der.
Behçet Kemal , odaya çekilir. Aradan yarım saat geçmeden elinde bir şiir ile döner. Şiirinde Atatürk’ün zaferleri, devrimleri, yiğitliği dile gelir.
Behçet Kemal’e her zaman bol bol iltifat eden Atatürk duraklar ve sanki yüzünde bir gölge dolaşır.
- Behçet olmamış , der. Benim asıl bir niteliğim var ki onu hiç yazmamışsın.
Herkesi şaşırttıktan sonra Ata, bekletmeden sözlerine devam eder:
- Benim asıl niteliğim, öğretmenliğimdir. Ben milletimin öğretmeniyim, bunu yazmamışsın, der.
Öğretmenin misyonuna inanan Behçet Kemal, öğretmene böyle yüce bir saygıyı böyle yüce bir ağızdan duymaktan gurur duyar.
Yıl 1969…
Türkiye Öğretmenler Sendikası Başkanı olarak TÖS tarihini yazan Fakir Baykurt, demokratik eğitim ve örgütlü öğretmen hareketinin tarihine geçen, 40 binden fazla öğretmenin katılımı ile gerçekleştirilen Büyük Eğitim Yürüyüşü’nde, Ankara’yı inletir:
“Buradan yürüyeceğiz! Sokaklar aşınmayacak, biliyoruz. Ama aşınacak yüzleri kaldıysa öğretmenleri hor görenlerin, onlara baskı yapanların, toplum ve ülkeyi eğitimden yoksun bırakanların, eğitimi bir ticaret sayanların, halkı cahil bırakarak ülkemizi sömürenlerin suratları aşınacak! En gür sesimizle bağıracağız İşitmezlerse, bizi işiten halkımız, onlara işittirmesini bilecek! Çünkü gelecek o yakın günler, o mutlu günlerdir!”
Yoksul halkın ihtiyaçlarına göre, eşit ve özgür bir gelecek için eğitim yapmak isteyen öğretmenlerin yürüyüşü bu sözlerle başlar.
Yıl 2002-2014…
AKP hükümeti iktidara geldiği günden itibaren tüm eğitim emekçilerini önce boş vaatlerle oyalamış ve sonra 1923’te kurulan cumhuriyetin bütün değerlerini toplumsal yaşamdan silen, öğretmeni de, bu yeni düzene biat etmeye zorunu kılan bir eğitim sistemini yerleştirmeye çalışmıştır.
Öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırılmış, nitelikli öğretmen yetiştirme politikaları terk edilmiştir.
Türkiye`de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en az kazanan öğretmenler arasındaki yerini korumaktadır.
Eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında sayısız mağduriyet yaşanmış, özellikle okul dönüşümleri sürecinde çok sayıda öğretmen tıpkı öğrenciler gibi başka okullara fiilen sürgün edilmiştir.
Öğretmen açıkları gün geçtikçe artmakta, açıklar "ücretli öğretmenlik" uygulaması ile kapatılırken, güvencesiz istihdam edilen ücretli öğretmenler cüzi bir rakamla çalıştırılmaktadır.
Yandaş olmaktan başka kriteri olmayan mülakatlarla yönetici kıyımı yapılmıştır.
AKP işsizliğe mahkûm ettiği, sayıları yüz binleri bulan, atamasının yapılmasını isteyen öğretmeni “yem bekleyen güvercinlere” benzeterek açıkça ‘bana el açın’ demek istemiştir. Daha da vahimi bugüne kadar 40`ı aşkın ataması yapılmayan öğretmen intihar etmiştir.
B iz Eğitim-İş olarak;
Eğitimin ulusal, bilimsel, laik ve kamusal esaslara dayandırılmasını, her aşamasında parasız olmasını,
Öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınmasını,
Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesini,
Gerici, ırkçı ve bölücü kadrolaşmanın önlenmesini, eğitim yöneticiliği için nesnel ölçütlerin geçerli kılınmasını,
Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının gerçekçi bir biçimde belirlenerek, yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini,
Ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak, yeni bir öğretmen yetiştirme sisteminin geliştirilmesini,
Eğitimde etnik kimlik ve mezhep-tarikat gibi kimlikleri öne çıkartacak ithal müfredat programları yerine, ulusal, laik, bilimsel ve halktan yana programlar uygulanmasını,
Eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki bütün engellerin kaldırılıp, grev ve toplu sözleşme hakkının tanınmasını istiyoruz. Bütün bu hakları kazanmak için emek mücadelemizi korkmadan, bıkmadan, yılmadan sonuna kadar sürdüreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
Tüm emekçi arkadaşlarımın öğretmenler günü kutlu olsun.
Yaşasın Eğitim-İş!
Yaşasın direniş!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Eğitim-iş Sendikası
Gaziantep Şubesi Başkanı
Halil Bostancı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.