Halil Bostancı
Eğitim öğretime hazır olamayan okullar ve sorunları
Yayınlanma:
Güncelleme:
2014-2015 eğitim öğretim yılına da büyük eksiklerle başlıyoruz.
Var olan kaynakları talan politikasıyla hareket eden hükümetler, 4+4+4 karmaşa sistemi ile eğitimi iyice çıkmazın içine itmiştir. Alt yapı oluşturarak yeni bir sisteme girmek yerine var olan sistemin dahi alt yapısı yıllarca sistemli olarak bozularak 4+4+4 sistemine geçilmeye çalışılmaktadır.
Okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim sisteminin dışında bırakılması ya bu alanda bilgileri olmadığını ya da eğitim diye bir dertleri olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Sistemin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala okul bölünmeleri tamamlanamamış, bazı okulları böl de nasıl bölersen böl mantığıyla hareket edilerek, öğrenci okula küstürülmüş, veli okula ve öğretmene düşman edilmiştir.
TEOG yerleştirmeleri resmen öğrenciyi örgün eğitimin dışına itmek için çare yöntemine dönüştürülmüştür. Hatalı tercih yapıp Hakkari’ye yada Edirne’ye okul kaydı çıkan bir öğrencinin kaydını yeniden bir okula yapmasının yolu ve yöntemi kalmamıştır. Evine en yakın okula kayıt yaptıramayan veliye seçtiği en fazla üç ilçeden birinde çocuğuna eğitim aldırması istenilmektedir. Şahinbey’de ikamet eden bir öğrencinin Yavuzeli’ndeki, Nizip’teki, Karkamış ‘taki bir çok programlı liseye kaydının yapılması istenilmektedir. Kısaca sen çocuğunu örgün eğitimden al nereye verirsen ver mantığıyla hareket edilmektedir.
Tüm yardımcı hizmet kadrosunda çalışan (Hizmetli, teknisyen, şoför, memur vb.) sistemli olarak okullardan çekilmiş, olanağı olan okullar okul aile birliği marifetiyle hizmetli ve güvenlik görevlisi temin ederken, dar gelirli insanların yaşadığı mahallelerde bulunan okullar resmen kaderine terk edilmiştir.
15.09.2014 Pazartesi günü itibariyle başlayacak olan okullarda yaşanacak en büyük sıkıntıların başında temizlik sorunu gelecektir.
Bütçesi olmayan, hizmetli personeli olmayan, temizlik parası bulamayan bir okullarda veliler haklı olarak çocuklarını emanet ettikleri kurumların temiz ve güvenli olmasını isteyecekler. Oysa bunun mümkün olmadığını yetkililer açık yüreklilikle çıkıp söylemelidirler. 15 Eylül de eğitim öğretime fiziki yönden hazır olamayan , yardımcı personel olmadan kaderine terk edilmiş okullar, bu da yetmiyormuş gibi idarecisi görevden alınmış okullarla eğitim öğretim yapılacağı düşünülmektedir.
Öğrenci velileri ücretsiz ders kitaplarıyla, seçmeli din paketleriyle avutulurken, sistemli olarak okullardan kaynaklar kesilmiştir.
Hükümet çözümü özel okullara bütçe ayırarak bulmuştur. Çocuğunu özel okula gönderen veliye 3000-4000 TL. para desteği söz vermiştir. Bunun adı eğitimde taşeronlaşmadır, Özelleştirmedir. Paran kadar eğitim paran kadar sağlıklı , temiz ve güvenilir ortamdır.
Okullar yardım kurumları değildir, okullar para toplama merkezi değildir. Vatandaşa ücretsiz kitap, özel okula çocuğunu gönderene 3000-4000 TL destek çözüm değildir.
Çözüm yeterince okul ve derslik yapılması, okulların ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanması, öğretmen atanması, yardımcı personellerin tam ve eksiksiz şekilde görevlendirilmesidir. Slogan atmak değil iş yapmaktır.
Devlet asli görevi olan eğitim hakkını yurdun her köşesinde, kamusal, parasız ve eşit olarak yerine getirmek zorundadır. Bunun aksi insan aklıyla alaydır. Çocuğunu devlet okuluna gönderme programıdır. Bunun adı özelleştirme programıdır.
Bu bağlamda öğrenci velileri yaşadıkları öğretmen ve okul idaresi ile çözeceklerine asıl düzenin sorumlusu olanlarla çözülmesi gerekmektedir.
Eğitim İş Sendikası
Gaziantep Şubesi Halil Bostancı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.